Kızlar kulelerdeki yerlerini almışlardı. Elisanın olduğu grupta Olivia da vardı. Elisanın içini rahatlatmıştı bu. Çünkü güvenebileceği bir kişi olsa bile yeterdi.
Diğer kızlarla da kötü olduğu söylenemezdi ama iyi gibi de değildi. Kızların adı Mia, Elizabeth ve Eva'ydı. Eva savaşmak için önden gidebileceğini söyledi. Elisa kendisinin de gidebileceğini söyledi. Elizabeth onun eli yaralı olduğu için ortada durmasını söyledi. Olivia da ona katıldı. Elisa itiraz edecekti ama Mia kılıç kullanma eğitimi almadığı için otomatik olarak onun yerine Elisa geçti. Yani en önden sırayla Eva-Elisa-Mia-Elizabeth-Olivia olarak gideceklerdi. Hediyeleri de Mia koruyacaktı. Herkes hemfikir olunca hediye aramaya geçti sıra. Elisa aranmaya başladı. İlk önce bir ayıcık aldı. Ama bu fikrinden hızlıca vazgeçti. Sonra bir oyuncak bebek aldı. Ona gönderme yapmayı düşündü ama bu onu sinirlendirebilir diye bu fikrini de bir kenara fırlattı. Sonra bir şey fark etti. Yeşil renkli bir şey. Dikkatli baktığında bunun yeşil bir tren olduğunu gördü. Hemen onu aldı ve altına baktı. Evet! kırmızı çarpı işareti bunda da vardı. Ya bu bir tesadüftü ya da aynı çarpı işaretini her trene atıyordu. Elisa oyuncağı bir kağıda sarmaladı ve Mia ya verdi. Sonra hep birlikte dadıların seslenmesini beklediler.
"BAŞLAYIN!"
Sesi duydukları anda merdivenlerden aşağı koşmaya başladılar. Askerler hızlıca geliyorlardı ve Eva onları engellemekte biraz sıkıntı çekiyordu. Elisa sol eliyle de olsa Evaya yardım etmeye çalıştı. Başarılı gibi gözüküyorlardı. Derken arkadan da askerler gelmeye başladı. Neyseki hediyeleri ortada tutuyoruz dediler ve iki koldan savaştılar. Askerler kalabalıklaştıkça kızlar Mianın dört tarafını da sarmaya başladılar. Eva ve Elisa ani ataklar yaparak yakındaki düşmanların çoğunu temizliyor diğer iki kız Mianın yanında kalarak hediyelerin kirlenmesini ya da zarar görmesini engelliyordu. Hepsi uzun uğraşlar verdiler ve sonunda kuleden çıktılar. Hızlıca Oyuncakçının önüne ilerlediler. İlk gelenler kendileriydi. Diğerlerini beklediler. Herkes yorgun, bitkin ve bazıları yaralı bir biçimde bitirdiler. Kimse kule etabında elenmedi. Elenecek kişiler hediyeler yüzünden gidecekti. Geçen seferki olaydan sonra dadılar Oyuncakçıya ilk Elisayla başlaması için ikna etmişti. Çünkü kızların çenesi yüzünden kafaları şişiyor ve sinirleniyorlardı. Lakin Oyuncakçının izni olmadan kızlara müdahale edemeyecekleri için dinlemek zorunda kalıyorlardı.
Elisa hediyesini aldı ve Oyuncakçıya uzattı. Oyuncakçı hediyeyi açtı ve treni görünce şaşırdı.
"Bir tren ha?" Dedi ve kıza döndü. "Neden tren?" Dedi. Kız ise kendinden emin bir şekilde konuştu.
"Sizinle tanıştığımız günden bir hatıraydı. Bu yüzden bunu size vermek istedim. Hem sahibinin özenle yaptığı parçalardan..." dedi. Kızlar şaşırmıştı. Bu trenden dolayı eleneceğini düşünmüşlerdi. Ama bunca olaydan sonra oyuncağı hatırlaması herkese tuhaf gelmişti.
"Tamam..." dedi sadece. Sonra sıra diğerlerine geçmişti. Bazıları gül, ayıcık, oyuncak bebek, kıyafet gibi şeyler gösterdi ve sıra Olivia ya geldi. Bu sefer Olivia sonuncuydu. Hediyesini uzattı ve herkes şaşırdı. Çünkü bu birebir Oyuncakçının mini versiyonu gibiydi. Oyuncakçı baktı ve tepki vermeden kenara koydu. Sonra Oyuncakçının en sevdiği kısım geldi. Öldürmek.
"Kızlar! Beklentimi aştınız. Hediyelerinizi beğendim ama 5 kişininkini... Hiç beğenmedim! 47,22,30,17 ve 46 sizlere veda ediyoruz!" Dedi ve altıpatlarını eline aldı. Mermileri hazırdı ve sırayla bu beş kızı vurdu ve konuştu.
"Kalan kızlar akşam yemek salonunda toplanın!" Dedi ve gülerek yanlarından ayrıldı. Elisa ise yeni çıktığı oyunun yorgunluğunu atmamışken başka bir oyuna geçme düşüncesi onu daha çok yormaya yetmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
HororElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...