"Bir gün seni mutlaka öldüreceğim... Bu söz tanıdık geldi mi?" Dedi Elisanın gözlerine bakarak. Elisa korkuyla geriye doğru bir adım attı. Kadın sinirli gözleriyle Elisaya bakarak konuştu.
"Oğlumu öldüremeyeceksin! Çünkü şu an senden kurtulacağım!!!" Dedi ve Elisanın üstüne atladı. Elisanın saçını dağıtıp boğazına doladı. Elisa ise hemen çığlık attı.
"YARDIM EDİN!!!" Dedi kadının ellerinden kurtulmaya çalışırken. Kadın sıkmaya başlamıştı ki hizmetçiler ve muhafızlar odaya girdi. Hemen kadını çektiler ve Elisa'nın boğazındaki saçı çözdüler. Kadın odadan çıkarılırken önce kısık sesle mırıldandı. Sonra ise Elisaya bağırdı.
"EĞER BENİM DEĞERLİME ZARAR VERİRSEN SENİNKİ DE ZARAR GÖRECEK! BUNU SAKIN AKLINDAN ÇIKARMA!!!" dedi muhafızlar kadını alıp uzaklaşırken.
Elisanın eli istemsizce bebeğine gitti. Ve zihninde sözcükler yankılandı. Büyülenmiş miydi?"Bebeğim..." Dedi fısıltıyla. Hizmetçilerin getirdiği suyu içerken Daniel odaya girdi.
"Prensesi koruyamadınız! Bir de kendinize muhafız diyorsunuz! Saraya gidince cezanız verilecek!!!" Dedi ve hemen Elisanın yanına gitti.
"Prenses, siz iyi misiniz?" Dedi kalkmasına yardımcı olurken. Elisa evet anlamında başını sallayınca Daniel rahatlamıştı.
"Hemen saraya gidiyoruz o halde" dedi Elisaya emir verir gibi. Elisa Danielin bu tavrına kızgınlıkla yanıt verdi.
"Sen kimsin ki bana emir de veriyorsun?"
"Prensesim, size öylece güvenerek buraya getireceğini düşünmediniz herhalde... Prense haber vermesi için bir kişiyi hazırlamıştım bile. Siz evin içerisindeyken prensin cevabı ulaştı. Şimdi Prenses Elisa, Prens Theonun emriyle saraya geri dönüyoruz!" Dedi ve arabaya kadar Elisanın arkasından yürüdü. Bu hiç iyi değildi. Eve giden yolu hatırlayabilirdi ancak bu kadın asla Elisaya yararlı bilgi vermezdi. Hatta bebeği bile lanetlenmişti. Geldiği bu yol boşunaydı.
Saraya öncekinden de hızlı gelmişlerdi. Anlaşılan Theo çok kızmış olmalıydı. Sarayın içine girdiklerinde Theo her zamanki surat ifadesiyle duruyordu. Yarım gülüşüyle. Bu hiç iyi bir işaret değildi. Elindeki bıçağı da sayarsak tabii...
Yavaşça arabadan indi Elisa. Theoya doğru ilerlerken ilk defa çok düşünemden hareket ettiğini anlamıştı. Çocuğuna zarar gelmeyeceğini biliyordu ama Elisaya ne yapacaktı?
"Ben insanları uyarmayı sevmem Elisa. O yüzden beni iyi dinle. Eğer saraydan bir kez daha haberim olmadan çıkarsan bebek doğduktan sonra işkencelerim için deneme tahtası olursun. Anlaşıldı mı?" Dedi tek kaşını kaldırarak.
"Anlaşıldı..." Dedi Elisa ve hızlıca içeri girdi. Theo yavaşça Daniele yaklaştı. Daniel ise hiç tepki vermiyordu.
"Hata yaptın... Neyseki beni haberdar etmeyi akıl edebildin... Bugün şanslı günündesin ölmeyeceksin..." Dedi ve elinde tuttuğu bıçağı Danielin sol koluna geçirdi. Daniel acıyla sol omzuna elini bastırdı. Theonun önünde diz çöktü.
"Bir daha asla böyle bir şey olamayacak!"
"Umarım... Bıcağın sağ omuzuna girmeme sebebi bu sonuçta!" Dedi ve elindeki kanı cebinden çıkardığı mendile sildi. Ardından Daniele verdi. Daniel acıyla mendili alıp omuzuna bastırdı. Theo ise hiçbir şey olamamış gibi yeni emrini verdi.
"Annemin yanına git. Ona buraya gelmesini söyle. Artık kraliçe olmadığına göre sarayda yaşaması için bir engel yok" Dedi ve saraya doğru ilerledi. Aniden arkasını dönerek konuştu. "Başarısız olma!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
HororElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...