Kralın emriyle halka para dağıtıldı. Halkın bu mutluluğuna şaşıran bazı kraliyet üyeleri bu durumdan hoşnut değildi. Herkes içeri girince asiller Elisanın etrafında toplanmaya başlamışlardı. Bazıları onu tanıyordu ve saraydaki kutlamalara çok nadir gelen bu kızın nasıl bir prensle evlenebildiğini sorguladılar. Elisaya sorular sorup duruyorlardı. Elisa her soruya yetişemiyordu ama duyduğunu cevaplamaya çalışıyordu. Neyseki biri onu tutup kalabalığın içinden çekti. Kraliyet ailesinin yakınlarına götürdü. Asiller oraya gitmeye çekiniyordu. Bu yüzden kurtulmuştu. Elisa kendini kurtaran kişiye baktı. Bu prenseslerden biriydi.
"İyi misiniz? Kalabalığın içinde bir hayli gergin gözüküyordunuz. Bende sizi kurtardım"
"İyiyim. Her soruya yetişemedim. Çok kalabalıklardı. Beni kurtardığınız için teşekkürler"
"Önemli değil... Bu arada ben Prenses Lydia. Kralın en küçük kızıyım."
"Beni biliyorsunuz zaten... Prens Theo'nun eşi Prenses Elisa. Memnun oldum"
"Bende... Söylesene Prensle nasıl tanıştın?" Dedi. Elisa da Prensin babasına söylediği sözlerin aynısını Lydia'ya söyledi. Lydia inanmış gibi gözükünce Elisa da rahatladı. Bir süre daha konuştular. Yeni prensesi kabul etmek istemeyen kraliçe kızının oradan uzaklaşmasını istedi. En küçük oğlu Viktor'u yanlarına gönderdi.
V:"Sevgili prensesler lafınızı bölüyor muyum?"
L:" Hayır... Hoş geldin Prens Viktor"
E:"Hoş geldiniz"
V:"Hoş buldum. Bu arada tebrik ederim Prenses Elisa. Prens Theoyla evlenebilmişsiniz. Kendisi ana saraya nadir gelir ve geldiği zamanda kızlarla hiç ilgilenmezdi." Dedi ve güldü. Elisa onlar gerçeği bilmediği için sakin davrandı. Anlamamazlıktan geldi.
E:"Prensimizle ne çok ortak yönümüz var. Bende ana saraya nadir gelir ve erkeklerle hiç ilgilenmezdim. Ne tesadüf!" Dedi. Dediğide doğruydu. Lydia kardeşinin neden böyle konuştuğuna anlam veremedi ama merakı yüzünden de söze hiç girmedi. Viktor ise konuşmaya devam etti.
V:"Bunca zaman orada kalmışsınız diye duydum. Evliliğinizi de ana saraya gelmeye yakın yapmışsınız. Bu süre boyunca sarayda rahat mıydınız?"
E:"Evet, bol bol kitap okudum ve çiçeklerle ilgilendim. Gayet güzeldi. Sizde bir ara oraya gitmelisiniz!" Dedi Elisa. Asla duruşunu bozmadan net bir şekilde cevap verdi. Viktor Elisanın sağlam duruşunu bozmayacağını anlayınca kardeşini alarak gitti. Viktor bugün düğün günü olduğu için çok fazla üzerine gitmedi. Sıra annesindeydi. Kendisi başka bir gün onu ezebilirdi sonuçta.
Kraliçe yaklaştı ve Elisaya konuşmaya başladı.
"Prenses çok yalnız duruyorsun"
"Evet, öyle görünüyor kraliçem"
"Neyseki sadece partide yalnızsın, bu hayatta yalnız kalmak kadar korkunç bir şey yok. Zorluklara karşı tek başına mücadele etmek... Çok korkutucu! Ama Prens Theo senin yanında. O seni hep destekleyecektir..." dedi ve hafifçe güldü. Elisa kraliçeyi anladı. Ama Elisaya göre prens itibarı sarsılmasını sürece Elisaya karışmayacaktı. Bu yüzden prensin ondan ayrılacağını düşünmüyordu Elisa.
"Evet kraliçem. Biz gayet iyiyiz. O kendi ayakları üzerinde durarak büyümüş bir kişi ne de olsa! Ben de onun yanında olduğum için zorlukların üzerinden birlikte rahatlıkla geçeriz!" Dedi ve güldü Elisa. Şirin görünümüyle masum gibi görünen Elisa artık Kraliçe için kurtulması gereken bir böcekten farksızdı. İkiside birbirine kabul ettirmek için elinden geleni yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
KorkuElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...