~33 | 2~

834 74 1
                                    

Elisa hemen sarayın girişine yakın bir yerde beklemeye başladı. Hizmetçilerine de babasını gördükleri anda kendisine haber verilmesini istedi. Gergindi. Babasının neden kraliçeyle görüşmesi gerektiğini merak etmişti. Sakin olmaya çalıştı. Bulunduğu odada bir sağa bir sola yürürken hizmetçilerden biri girdi.

"Efendim babanız saraya girdi" dedi. Elisa koşarak odadan çıktı. Hemen babasının yanına geldi. Nefes nefese koşarak gelen kızını görünce babası kızına bir şey olduğunu sanmıştı.

"Kızım! İyi misin?"

"Evet baba, sen... Sen saraya neden geldin?"

"Kraliçemiz beni görmesi gerektiğini söylemiş. Bende nedenini bilmiyorum."

"O zaman kraliçenin yanından ayrılınca bana nedenini mutlaka söylemeni istiyorum. Tamam mı?"

"Tamam, ben kraliçenin yanına gideyim" dedi ve babası kızının yanından ayrıldı. Bay Snow kraliçeyle görüşeceği odaya gelince durdu. Kraliçe içeri alınmasını söylediğinde içeri girdi. Bay Snow kraliçeye selamını verdi ve merakla ne diyeceğini bekledi. Kraliçe ona oturması için işaret verdi ve çayından bir yudum aldı.

"Bay Snow, saraya hemen geldiğiniz için teşekkür ederim. Sizinle kızınız hakkında konuşmak için çağırdım"

"Kızım hakkında ne konuşmak istiyorsunuz?"

"Bay Snow, kızınızın biriyle görüşmüşlüğü varmış. Hatta bu beyefendiyle görüşmeleri ortalıktan kaybolduğu için sonlanmış. Oysaki herkes bu kişiyle evleneceğini düşünüyormuş. Sonradan her nasılsa prensle evlenmiş..." dedi ve çayından bir yudum daha aldı. Gözlerini Bay Snowa dikmişti. Bay Snow baskı altında kaldığı için biraz tedirgin oldu. Elisa babası istediği için babasının arkadaşının oğluyla birkaç kez görüşmüştü. Ama olayların böyle olacağını kimse bilememişti. Babası kızın prensle evleneceğini bilseydi böyle bir şey yapmazdı. Zaten kızına çok fazla karışan bir insanda değildi. Sadece kızının evlenebileceği birini bulmasında yardım etmek istemişti.

"Onunla görüşmesini ben istedim kraliçem... Kızım onu sevmiyordu."

"Ama ben bu beyefendiyle konuştum. Kızınızın onu sevdiğini prensin ise kızı zorlayarak evlendiğini söyledi. Eğer durum böyle ise rahatlıkla bana söyleyebilirsiniz. Çekinmenize gerek yok. Kızınızı korumanız için..." dedi ve çayına tekrar döndü. Büyük bir yudum çay içti ve Bay Snow'a döndü.

"İsterseniz sizde araştırabilirsiniz. Yerinizde olursam hızlı davranırdım. Çocuğunun üzülmesini hangi insan ister ki?" Dedi. Bay Snow'u çok iyi tanıyordu kraliçe. Kızının üzülmesini asla istemezdi. Bu yüzden araştıracak ve kızını kurtaran iyi bir baba olacaktı. Kraliçe bu sayede prens Theo'nun itibarını zedeleyecekti. Planın işleyişi mükemmeldi. Şimdi tek gereken çayının tadını çıkarmaktı.

Bay Snow kraliçenin yanından ayrıldı ve kızının beklediği odaya hızlıca vardı. Elisa babasını bu halde görünce panikledi.

"Baba iyi misin? Ne oldu? Kraliçe ne dedi?"

"Kızım! Prensle mutlu musun?" Dedi. İlk defa Elisa böyle bir soruyla karşılaştı. Prensle mutlu muydu? Değildi. Ama bunu söyleyebilir miydi? Hayır. Mutlu olduğunu söylemesi gerekti. Zaten Elisanın planlarında mutlu olmak yoktu.

"İyiyiz baba, neden sordun?" Dedi. Sesi biraz durgundu. Ama üzgün gibi de değildi. Bay Snow rahatladı ve kraliçeyle konuştuklarını anlattı.

"İnanmıyorum! Lord Henry Piovi gerçekten öyle mi dedi?"

"Evet, gerçek olmadığına eminsin değil mi? Kızım eğer öyleyse çekinmeden söyle... Ben yanındayım"

"Baba! Korkma, ben idare ediyorum. Ve kendi seçimimle buradayım, sen hiç merak etme!" dedi. Babası kızına inandı ve evine rahat bir şekilde evine gitti. 

Elisa düşünürken koridorlarda ilerliyordu. Prens zorla yaptırdı derse kurtulur muydu? Anında prens onu öldürüp hastalık ya da kaza süsü verirdi. Lord Henry gerçeği neden söylememişti? Yoksa Elisadan intikam mı almaya çalışıyordu?

OyuncakçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin