~40 | 2~

745 73 41
                                    

3 ay sonra

Theo elindeki bıçağı adamın bacağına sapladı. Adamın gözleri ağlamaktan iyice kızarmıştı. Kolları, bacakları gövdesinde bıçak izleri yanık izleri vardı. Adam yalvararak konuştu.

"Ben bir şey bilmiyorum!" Dedi ağlamaklı sesiyle. Theo sinirlenmişti. Elisanın ablasının ölümündeki sırrı araştıran Daniel ve adamları bir adamı bulmuştu. Eskiden sarayda çalışıyormuş. Sonra bilinmeyen bir sebeple kovulmuş. Bu yüzden şüpheli konumundaydı.

"Yapma ama! İkimizde yangın meselesinde parmağın olduğunu açıkça görebiliyoruz!" Dediğinde adam şaşırdı. Theo surat ifadesinin değiştiğini görünce güldü. Doğru gidiyordu.

"Söyle yangınla alakan ne?" Dedi ama adam cevap vermedi. Theo güldü. "Tabi canın acımazsa konuşmuyorsun!" Dedi ve adamın karnına batırdı. Adam çığlıklar atıyordu. Dayanamayarak söyledi.

"Prenses Lydia!"

"Lydia mı? O küçük şey mi? İnanmam!" Dedi ve tam bıçağı tekrar sokacakken adam konuştu.

"Çünkü prenses hükümdar olmak istiyor! İsterseniz kendisine sorun!" Dedi. Theo bıçağını geri çekti.

"Bizim Lydia'ya bak sen!" Dedi ve kocaman gülümsemesiyle ayağı kalktı. Dışarı çıktığında Daniel'e döndü.

"Onun ölmesine izin verme, ben doğrusunu öğrenene kadar yaşamalı.  Eğer yalan söylüyorsa işkencelerimizi ağırlaştırırız..." Dedi ve sarayın yolunu tuttu.


Elisa geçen 3 ayda Mark ve Aileen ile çeşitli sorunları çözmüşlerdi. Monica'nın şakaları da devam etmişti. Ama Aileen ve Lydianın uyarılarıyla o da şakalardan vazgeçmişti. Prens Theo ise ülke içinde suçu minimuma indirmişti. Nasıl yaptığı da barizdi zaten.

Elisa Tina ile de görüşüyordu. Onunla iyi anlaşıyordu. Çiçeklerden ve halka yapabilecekleri yardımları konuşuyorlardı. Bir gün mutlu bir haber alınmıştı. Prenses Tina hamileydi. Tina'nın iki kızı vardı. Eğer şimdiki çocuğu erkek olursa taht için büyük bir avantaj elde edecekti. Ama Elisaya göre Tina arkadaşıydı. Onu tebrik etmek için hazırlandı. Koridorda ilerlerken Theoya rastladı. Bu hiç iyi değildi. Theo Elisanın Tina ile görüşmesini istemiyordu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Ben... şeye..."

"Neye?"

"Tina'ya" dedi prensin gidemezsin diyeceğini kabullenerek.

"Niye ki?" Dedi. Anlaşılan prens durumu bilmiyordu. Elisa prense açıkladı.

"Çünkü Prenses ha-" dedi ve gözleri karardı. Sonra aniden bayıldı. Prens ne olduğunu anlamadı ama Elisayı hemen kucağına aldı ve koşar adımlarla hekime götürdü. Elisa son günlerde dışarıya çok çıkıyordu. Tİnayla birlikte çiçekleri inceliyorlardı. Ama havalar soğumuştu. Theo Elisaya hava soğudu dikkatli ol senin yüzünden hasta olmak istemiyorum demesinin ertesi günü hasta olmuştu. Sinir bozucuydu.

Doktor Elisayı inceledikten sonra Prense döndü.

"Durum nedir?" Dedi meraklı bir şekilde. Doktor kıza tekrar baktı ve teşhisini doğru koyduğuna emin olduktan sonra konuştu.

"Prensim... Tebrikler baba oluyorsunuz!"

OyuncakçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin