Elisa o an bayıldı. Doktor ise hemen müdahale etti. Diğer kızlar ne olduğunu anlamadı. Ama bileklerini de kesemediler. Prens dadılara işaret etti ve kızlar boğazları kesilerek öldürüldü. Elisayı ise kendi odasına aldılar. Bir süre dinlendi Elisa. Gözlerini açtığında şaşırdı. Balo salonunda olmayı bekliyordu. Bileğine baktı. Sarılmıştı. Yani kurtulmuş muydu? Dadısını gördü sonra. Hemen sordu aklına gelen soruyu.
"Ben kazandım mı?" Dedi merak ve korkuyla aynı anda başka kız kestiyse diye düşündü.
"Kazandınız, hanımefendi" dedi. Elisa hem mutluydu hem de tedirgindi. Uzun zamandır çektiği çile sonra ermişti. Ailesini görebilecekti. Ama prensle evlenmesi gerekiyordu. Bu onu geriyordu. Böyle psikopat biriyle yaşayacaktı. Ama olumlu yanını düşündü. Bu kişiyi kral yapmayı engelleyerek diğer insanları bu adamdan kurtaracaktı. Kendi mutluluğundan vazgeçerek.
Elisa bileğine tekrar baktı, sargı vardı sadece. Ama tenini merak ediyordu. Acıyordu. Ama dikişi nasıl diye düşündü. Nedense kafasını böyle meşgul etmek hoşuna gitti.
Bir süre sonra odaya prens geldi. Yanına geldi ve konuştu.
"Daha iyi misiniz?"
"Evet. Bileğimde biraz ağrı var ama dinlenmek iyi geldi... Bu arada tek kalan ben miyim?" Diye sordu. Sadece emin olmak istiyordu Elisa.
"Evet, Leydi Elisa. Müstakbel eşim sizsiniz..." dedi. Her zamanki yarım gülüşüyle gülümsedi.
"Tören ne zaman olacak?"
"Siz birkaç gün dinlendikten sonra töreni yapacağız. Sonrasında saray gideceğiz. Orada kutlama yapılacak. Kutlama esnasında Kral size Prenses unvanını verecek."
"Anladım..."
"Siz dinlenin ben hazırlıklarla ilgileneceğim" dedi ve gitti. Elisa ise yorgunluktan uyuyakaldı.
Ertesi gün uyandığında rutin hazırlıklarını yaptı. Odasından çıkmıyordu. Kan kaybettiği için sadece ihtiyaçlarını karşılamak için yataktan kalkıyordu. Bir ara Prens ziyaretine geldiğinde aklındaki soruyu ona sormaya karar verdi.
"Daha iyi misiniz Leydi Elisa?"
"Evet. Size bir şey soracağım"
"Dinliyorum"
"Eğer sizinle evlenmeyi reddedersem ne yaparsınız? Yeni bir oyun mu başlatırsınız?"
"Hayır. Sizi gerçek anlamda oyuncağım yaparım. Sonuçta ben bir büyücüyüm"
"Anlıyorum... Peki hayat hikayenizi anlatır mısınız? Sonuçta yakında eşiniz olacağım"
"Bunu evlendikten sonra detaylı konuşuruz"
"Neden şimdi değil?"
"Çünkü ben öyle istiyorum" dedi ve çıktı. Elisa her ne kadar kızsa da sinirini belli etmedi. Çünkü Oyuncak olmak istemiyordu. Bunu düşünmek yerine dinlenmeye devam etti. Birkaç gün sonraki düğününde düşüp bayılmamalıydı.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXx
Dört gün sonra o gün gelmişti. Elisayı birden fazla hizmetçi hazırladı. Bir kaç gündür elbiseyi giydirip çıkartıyorlardı. Neyseki son kez giyeceği için son bir çabalamayla giydi Elisa. Kocaman bembeyaz gelinliğiyle çok tuhaf hissetti. Deneme giyişlerinde normal bir elbise gibi hissettirmişti. Evlenirken babasınında yanında olacağını düşürdü. Ama saraydaki kutlamada göreceği için mutluydu. Yaklaşık 2-3 saat süren hazırlıktan sonra hazırdı. Her zaman gittikleri balo salonuna doğru gittiler. Ama bu sefer oyun için değil evlilik için gidiyordu. 49 kişinin ölümünden sonra ilk kez buraya geliyordu. Mary ve Lydiayı özledi Elisa. Hatta Oliviayı bile özlemişti. Diğer kızlardan tanımadıklarını bile özlemişti. Şimdi ise bu kişilerin katiliyle evlenmeye gidiyordu. Kararını son kez kafasında geçirdi. Beyninde düşünceler dolaşırken çoktan Prensin yanına ulaşmıştı.
"Hazırsanız 'Yemin Töreni'ne başlayalım mı Leydi Elisa?"
"Evet..." dedi.
Birbirlerinin elini tuttular ve gözlerinin içine baktılar. Sırayla yeminlerini ettiler. Her ne kadar Elisa istemesede kendini zorladı. Kelimeler ağzından yavaşça dökülmüştü. Artık o Prenses Elisa'ydı.
1.Oyuncakçı'nın oyunu'nun sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
HorrorElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...