-"Sen gittiğinden beri bana hep gece"
Keyifli okumalar 😊
.................Yekta içeriye girince erkeklerde gelmişti sonunda. Çorba servisi için kaseyi Ayşe ablaya uzatırken Yektanın konuşmasına kulak astım.
-"Ana yenge bak sakin olun size bir şey söylüycem. Abim, Miran abim kaza yapmış durumu ağırmış"
Söyledikleri ile elimdeki kaseler yere düştü. Yektanın şaka demesini bekliyordum resmen. Sadece küçük bir oyundu ya deyip kahkaha atmasını bekliyordum. Ama yüz ifadesi değişmedi. Içimdeki sıkıntının nedeni belli olmuştu salondan çıkıp konak kapısını sertçe açtım. Etrafıma bakıyorum ne yaptığımı hissetmiyordum. Koluma değen parmaklar ve ses ile konuşan kişiye odaklandım.
-"Yenge sakin ol hadi bin arabaya"
Yekta beni arabaya bindirip hemen sürmeye başladı. Diğerleride geliyordu sanırım. 20-25 dakikalık yol bana 10 yıl gibi geliyordu. Acilin önünde durduğumuzda yavaşça arabadan indim Yektayı takip ediyordum. Babamgilde arkamdan geliyorlardı. Zehra ananın ağlamasından anlıyordum. Etraf kalabalıktı dayımgilde gelmişti. Amaliyathane'nin önüne geldik. Kaç saattir buradaydı sevdiğim adam bilmiyordum. Neyi vardı bilmiyordum. Sadece karşıya bakıyordum.
Etrafta uğultular vardı kimilerinin ağlayışı kimilerinin dua sesleri. Omzuma dokunulduğunu hissettim ardından tanıdık ses.
-"Ahsen gel hadi otur şuraya şoktasın şu anda had-"
Berzan dayımın uzun konuşmasını dinlememek için gözlerinin içine baktım. Ve tüm öfkemi kusmak için bağırarak konuştum.
-"Kesin sesinizi Miran asla bırakmıyacak beni anladınızmı o bizi bırakamaz. Söz verdi bana gidemez o gidemez. Daha biz onunla kavga edicez yaşlanıcaz. Miran ölmeyecek dayı"
Gözlerimden inen yaşlar ile Berzan dayımın kollarına tutunarak yere çömeldim. Beni geniş göğüsüne yaslayıp saçlarımı okşuyordu.
-"Annem gibi beni bırakmıyacak demi dayı gitmiyecek demi"
Hıçkırıklarımın arasında konuşmuştum. O kadar çok canım yanıyorduki. Ben sevdiğim birisini daha kaybedemem. Dayım beni ayağa kaldırıp oturttu. Doktorun içeriden çıkmasını bekliyorduk. Artık ağlamıyordum. Sadece duvara bakıyordum herkes konuşmak için çabaladı ama hiç bir şekilde konuşmuyordum kimseyle.
-"Aynı bu şekilde bekledim Buket'i kimseyle konuşmayarak. Öldüğünü öğrendikten sonra günlerce yemek yemedim. Kimseyle konuşmadım öylece oturup duvarı izledim."
Ozanın konuşması ile dakikalarca baktığım duvardan gözlerimi ayırıp ona baktım.
-"Nefesi kesiliyor insanın, sol tarafında bi acı oluyor. Gözlerin doluyor ama o yaş oradan düşmüyor."
Biraz bekledikten sonra ben tamamladım cümlesini.
-"Boğazındaki düğüm'de gitmiyor yutkunuyorsun ama gitmiyor. Kafanda bir sürü soru işareti varmış gibi dop dolu. Ama ne düşüne biliyorsun ne de konuşabiliyorsun."
Elimi tutup karnımın üzerine koydu.
-"Onun için ikizler için bir hanım ağa gibi dik dur bak etrafına herkes merak ile bakıyor sana asla yıkılma."
Etrafa baktığımda duyan gelmişti sanırım. Kapının açılması ile doktor çıktı. Etrafına toplandığımızda maskesini çıkartıp boğazını temizledi.
-"Hasta geldiğinde kan kaybetmişti ama kan takviyesi ile durumunu stabil tutabildik. Omurgasında 2 tane kırık var. Kasıklarına direksiyon düştüğü için parçalanmış. Cam yüzüne patlamış sanırım ve kafasını sert bir şekilde çarptığı için beyinde kan toplanmış. Şu anda beyin amaliyatını yapmıyacağız Cerrahımız Istanbulda yarın-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR HANIM (TÖRE) "Tamamlandı"
Teen FictionKurtulmuştu işte Ahsen sonunda doktor olmuştu. Ama atladığı bir şey vardı onun hikayesi yağmurdan kurtulup doluya tutunmak gibiydi. Babasından kurtulmuş ve asla kimsenin cesaret edip yanına yaklaşmadığı Miran ağaya tutulmuştu. Ne olucaktı sevebilece...