Ben geldim arkadaşlar, herkes nasıl bakalım..❤
Umarım beğenip keyif alacağınız bir bölüm olur☺️
Keyifli dakikalar herkese..
🌊🌊🌊
Zihnimin bulanık görüntüsü kaybettiği ışıltısını kazanmak adına gösterdiği çabasıyla açılan gözlerim, bulunduğum semtin yabancılığı ile kamaşıp duruyordu. Etrafta gezinen beyaz ışıltılar ne önümü, ne de arkamı seçmemde hiçte yardımcı olmuyordu. İçime düşen endişe tomurcuğu büyüdükçe büyüyor çıkmaz labirentte takılı kalma hissini veriyordu. Bir kaç kez kendi etrafımda dönsem bile yüzüme doğru gelen ışıltılar adım atmamı engelliyor, korkumu gittikçe büyütüyordu. Ayağımın altına bakmayı akıl ettiğim de gördüğüm şeyle irkilerek gözlerimi ardına kadar açmıştım. Kalbimin sıkıştığını hissediyordum, çünkü bulutların üzerindeydim. Sımsıkı kapattığım gözlerimi uykuda olma dileğiyle kapatıp açtım, direndikçe direndim ama rüya falan değildi. Sahi ölmüş müydüm? Çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı ki, rüya olmayacak kadar gerçekti hissettiklerim.
Saç diplerimden başlamış tüm vücudumu ele geçiren titrememle beraber ayakta durmakta zorlandığımın farkındaydım.. Tanrım ölmüşte yanına mı almıştın beni?. Kalbimde oluşan ufak sancıyla elimi göğsüme bastırarak acısının geçmesini bekledim. Beni ayaküstü yakalayan ağrıyla uğraştığım vakitte önümde beliren siluetle dudaklarım arasından fırlayan çığlığımı tutamamıştım. İrice açılan gözlerim gördüğü kişiyi tanımazken adamın yüzündeki tebessümü beni korkutmakta devam ediyordu..
"S-s-siz ki-imsi-niz?! Ben n-eredeyi-m?" Üzerime sinen şaşkınlık sebebinden kekelememi önleyemezken yaşlı adamın yüz çizgileri yumuşamıştı. Yüzünde barınan iyimserlik ifadesi ne kadar ondan korkmamam sinyalini verse de, vereceği cevabı bekliyordum. Kehribar renkli gözlerinin ışıltısı, yüzünü kaplayan nuru insanın içine işliyordu adeta.
"Korkmana gerek yok Eftalya" dedi yumuşak sesiyle. Adımı nereden biliyordu bu yaşlı adam?. Ağzımı açıp sormak istediğim sorularım dudaklarım arasında takılı kalırken devam etti. "Lalia'ya çok benziyorsun sanki karşımda torunuma değil, kızıma bakıyor gibiyim"
Aman Tanrım bu adam? bir kaç adım gerilerken o elini bana uzatarak " Korkmanı istemiyorum güzel torunum, lütfen konuşmamız gerekenler var"..
Aralanan ağzım bir türlü kapanamazken karşımdaki dedem olduğunu ima eden adama aval aval bakıyordum. Evet bu bahsettikleri lider Fedor, yani özbeöz dedemdi. Nutkum tutulmuş, kelimeleri toplayıp ta soracağım sorularımı dillendirmeyi beceremiyordum. Yüzümü avuçlarım arasına alarak sımsıkı tutarak kendime gelmeye çalışıyordum. O sırada kulağıma başka fısıltılar misafir oldu. Karışık geliyordu sesler, ama o sesin Eva'ya ait olduğunu seze biliyordum sanki. Zihnim karman çormadıı ah, çıldırma evresini atlamak üzereydim artık.
"Bu nasıl mümkün ola bilir? Sen nasıl? Yani ben öldüm mü?" Ölümden korktuğum için değildi sesime sinen hüznün sebebi. Annemin yaşadığını öğrenememek, Reha'yı tüm acısına rağmen bir daha görememek, hayatları sönen o insanlara yardım edememekti sebebi.
"Hayır ölmedin? Burası cennet vadilerinin başlangıcı, ruhunu buraya çağırıp mirasımı sana teslim etmem gerekiyordu" Cennet vadilerimi? Ruhum bedenimden mi ayrılmıştı? Şaşkınlığımı fırsat bilerek yakaladığı ellerimi güven verircesine sıktığında, bana anlatılan gerçeklerle beraber geri çekildim.
"Annemin yaşadıklarından haberin var mı lider Fedor? O sevgisine sığınarak çekip gitmek zorunda kaldığında neden engel olamadın? Neden mutlu olmasına izin veremedin? Ben senin torunun falan değilim anlıyor musun. Mirasın filan umurumda değil, beni nasıl alıkoyduysan aynen geri yollayacaksın!. Senin yüzünden hepimiz bir birimizden ayrı düşmek zorunda kaldık, baksana onun hayatta olduğunu bile bilmiyorum" Sesim ne kadar öfke barındırsa da, sonlara doğru çaresizce cılızlaşmıştı. Eğer her şey farklı olsaydı, hep birlikte kendi mutluluğumuzu halka yansıtarak her şeyin güzel olmasını sağlaya bilirdik. Bakışlarına konaklayan üzüntü bir an kendime kızmamı sağlasa da, yeniden toparlanmış vereceği güzel bir cevap bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
FantasyHiç bir şey basit değildi, yalan dolan içerisinde büyütülmüş gerçek kimliği gizletilmişti. O taşıdığı kanın yüceliğinden, sahip olduğu güç ve iktidarın farkındalığı olmadan yaşıyordu hayatını. Ve gün gelir hiç bir yalan olduğu gibi kalmaz gerçekler...