Medya da Emir var. Keyifli Okumalar 🏀
.Kollarımı göğüs hizasında bağlamış kampüsün çıkışında Emir'i bekliyordum. Küçük bir süpriz yapacaktım ona. Ne geleceğimden ne de yediği haltı öğrendiğimden haberi yoktu tabi.
Öğrenciler yavaş yavaş dağılmaya başladığında birkaç arkadaşıyla birlikte bu tarafa yürüdüğünü gördüm. Aralarında gülüşüp muhabbet ediyorlardı. Yavaş adımlarla karşılarına geçtim. Beni görünce duraksadılar.
Emir "Yok artık. Abla?" dedi büyük bir şaşkınlıkla.
"Emir?"
Sırt çantasını yere bırakıp koşarak yanıma geldi ve sarılıp etrafında döndürdü beni. "Kraliçem gelmiş!"
"Dur dur başım döndü. İndir beni! Lan hergele indirsenee!"
Kahkaha atarak beni indirdiğinde yüzünü avuçlarımın içine aldım. "Bakayım, yakından daha yakışıklısın sen he. Saçlara bak, artist."
Saçlarını karıştırıp yanağından öptüm ve tekrar sarıldım. Kardeş bu ya, özleniyor yani. Her ne kadar oyuna da gelse, kardeşim o benim.
"Niye haber vermedin? Almaya gelirdim seni."
Göz kırptım. "Süpriz yapayım dedim."
"Çok özlemişim bee!.." dedi ve kolunu omzuma atıp yanağıma öpücük kondururken.
"Eve gidelim öyle hasret giderelim istersen." dedim arkadaşlarına bakarak. Bir yere gidecekleri belliydi. Planlarını bozmuştum. Arkadaşalarına bakıp onlarada hitap ederek "Ee evet geçelim tabi. Hoşçakalın gençler."
Onlara el salladıktan sonra omzuma attığı koluyla beni daha çok kendine çekti ve yolda öyle yürüdük bir süre.
"Vayy be, hala inanamıyorum gerçekten. Hiç beklemiyordum."
"Eee yazın gelemeyince kışın uğramak lazım diye düşündüm. Önümüzdeki yazı bekleyemedim."
Taksi çevirip Emir'in evine gittik. Evde ki bir çok eşya değişmiş ve kendine özgü aksesuar tablo ve posterlerle süslenmişti. Parayı bulunca... Neysem.
"Sen bayağı paranı tutumlu kullanıyorsun anlaşılan." dedim duvardaki aksesuarlara göz gezdirerek.
"Yanii... Tabi."
Kendi odasındaki duvarda birkaç Cedi'nin posterini görünce şaşkınlıkla ağzım yarı açık gülümsedim. "Cedi..."
Ne kadar da mükammeldi posterde... Elmacık kemikleri her zamanki gibi ön plana çıkmış, saçları dağınık... Ultra mega yakışıklı. Neyse konumuz bu değil.
"Ah evet, Cedi Osman. İdolüm olur kendisi. Sen tanıyor musun?"
Gözlerimi kırpıştırdım. "Onu herkes tanıyor Emir."
"Haftasonu maça gideceğim izlemeye. İstersen beraber gideriz."
Sen ilk önce haftasonuna kadar yaşayıp yaşayamayacağını hesapla bence. Birazdan öldüreceğim de.
"Bırak şimdi onu. Geç otur bakayım sen." dedim ve kolundan tutup yatağın üstüne oturtturdum. Saçlarımı elimle düzeltip yutkundum ve yüzüme hafif bir tebessüm takındım.
"Emir, ablam, ben seni çok seviyorum biliyorsun değil mi? Senin için uğraşıp çabalıyorum, sürekli seni düşünüyorum, sana aile olabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bunları biliyorsun değil mi?"
Gülümsedi. "Ablaların en güzeli, biliyorum bilmez miyim?" Çenemi hafifçe tutup okşadı. "Ama ilk önce bir şeyler yesek? Açsındır sen, ben de okuldan geldim midem kazınıyor. Spaghetti var dolapta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | CEDİ OSMAN
Fanfiction"Hiçbir ressam çizemez, gülüşündeki o cenneti." ••• "Nasıl yaptı bunu bilmiyorum ama, sanki onsuz yaşayamazmışım gibi hissediyorum Caner. Ve o buna inanmak istemiyor bile." ••• "O gün bana nasıl sarıldığını hatırlıyorum... Kalbini bütün yaralarımı s...