Selam çiçeklerim!
Baştan söyleyeyim;
aşırı duygu yüklü uzun bir bölüm oldu.
Ama duyguyu hissederseniz şıp diyebitirebilirsiniz.Şu 𑁍' lerde zaman akışı olduğunu unutmayın.
Bazen bir gün bazen yarım gün bazen iki gün. Konunun seyrine göre değişiyor.
Bu ayrıntıyı dikkate alarak okursanız
aklınız karışmaz diye düşünüyorum.Keyifli Okumalar 🏀
."O mu arıyor?"
Derin'in bu hali üzere alacağı cevabı tahmin edebiliyordu Ayla. Belli, Cedi arıyordu işte. Üstelik daha her şey tazeyken, daha iki günü zar zor atlatamamışken..
'Ne yapmaya çalışıyor bu mal' diye düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. Hala bir şey demeyip onun ağzına sıçmadıysa, Derin için yapıyordu bunu. Yoksa çoktan sorardı bunun hesabını.
'Ben sana onu üzme demedim mi' derdi. 'Bu için mi bu verdik bunca savaşı' derdi. Onu uyarmıştı, en başından uyarmıştı onu. Ama Cedi sözünde durmamıştı, üzmüştü işte canından bir parça bildiğini. Üzmek ne kelime, tam ayağa kalkacakken bir çelme de o atmıştı sanki Derin'e.
Derin elinde telefon ekrana baka kalmış, daha henüz kurumamış göz pınarlarıyla yeniden akmasın diye boğuşuyordu adeta. Kalbi duracakmış gibi hissediyordu artık.
Belki bir kaç gün görüşmezsek kızgınlığı geçer ve sakince olay çözülür diye düşünmüştü. Ama henüz atlatamamışken araması onu yine karanlıkların içine sürüklüyordu. O karanlıktan çok korkuyordu Derin. Çünkü kendisinin sinirlerine hakim olamayınca kırıcı olduğunu herkesten daha iyi biliyordu. Onu daha fazla kırmak istemiyordu. Sadece biraz ara verip sakinleşmesi, içindeki fırtınanın dinmesini bekliyordu Derin, ona şans vermek istiyordu aslında.
"Açacak mısın?"
Bilmiyordu, açmalı mıydı? Açınca ne olacaktı? Bir yandan o kadar sesini duymaya ihtiyacı vardı ki... Hani olur ya, annesi kızıp dövdüğünde bile çocuğun yine Anne diye ağlaması... Öyle bir şeydi. Onun yüzünden çektiği acıdan, yine ona sarılarak kaçmak istiyordu Derin. Bir sarsılsalar geçecek gibiydi. Ama yoktu, sarılamıyordu.
Bir yandan da korkuyordu. Kendinden korkuyordu. Daha da çok yıkılmaktan... Ya da onu yıkmaktan... Emin olamıyordu.
"B-bilmiyorum."
Bir iki saniye sonra telefon susunca rahat bir nefes aldığını hissetti.
"Neyse, kapandı zaten." dedi Ayla. Dudaklarını birbirine bastırıp elini Derin'in omzuna koydu.
"Kötü hissedeceksen, açma telefonu. Bak, bu durumda senin kararlarını şekillendirmeyi hiç istemem. Ama belli ki henüz buna hazır değilsin."
Bir şey demedi Derin. Tekrar telefonu çaldığında, yüreği hopladı.
"Ben salonu toplayıp geleceğim." dedi Ayla odadan çıkarken. Derin'i o lanet telefonla yalnız başına bıraktı.
Ağlamamak için kendince bir savaşın içerisine girerken telefonu biraz uzağına itip kulaklarını kapadı.
Hala açıp açmaması konusunda karar veremiyordu. Tam açmak isteyecekken tüm olanlar, o fotoğraf yüzüne çarpılıyordu sanki. Ama çok özlemişti onu, bu durumda bile kollarıyla sarıp sarmalasın istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | CEDİ OSMAN
Fanfiction"Hiçbir ressam çizemez, gülüşündeki o cenneti." ••• "Nasıl yaptı bunu bilmiyorum ama, sanki onsuz yaşayamazmışım gibi hissediyorum Caner. Ve o buna inanmak istemiyor bile." ••• "O gün bana nasıl sarıldığını hatırlıyorum... Kalbini bütün yaralarımı s...