Bölüm sonunda biraz içimi döktüm gibi bir şey oldu. Altı çizili kısmı okuyup değerli fikirlerinizi eksik etmezseniz sevinirim çiçeklerim. Çok önemli.
Keyifli Okumalar 🏀
.
"Tabi sen sporcusun, kapı gibi adamsın. Taş gibi bir vücudun var. Bense narin bir bayanım. Üstümüze başımıza bir şey almadan çıkarttın bizi dışarıya. Eğer hasta olursam sen bana bakacaksın.""Bakıyorum ya zaten. Sırtında battaniye, elinde yeşil çay, şömine karşısı, daha ne istiyorsun? Amma nazlandın." dedi somurtarak.
Cedi Derin'in tavrına kesinlikle alınmıyordu. Sadece kendine kızıyordu. En başta birini sevdiğini söylemeseydi bu kadar kaçmayacaktı Derin ondan. Belki de orada öpmesine izin bile verecekti. Bu hatasını bir şekilde düzeltmesi gerekiyordu ama konusunu açmaya bile çekiyordu. Belli etmemeye çalıştı.
"Al sana benimle evlenmek için harika bir sebep daha. Benden başka sana böyle bakan bir koca bulamazsın, söyleyeyim."
"İyi ki bir şey dedik, suyunu çıkarttın. Ayrıca senin sevdiğin kız yok muydu, hani sana koşan? Git ona yap bu numaraları." dedi Derin göz devirerek. Tutamamıştı dilini, vurmuştu taşı.
Şu durumda kıskanılmanın tadını bile çıkaramıyordu Cedi. O böyle yaptıkça kalbine bir şeyler batıyordu. Ama bundan kaçarı yoktu, elbet konuşulup halledilmesi gerekiyordu.
"Sorun ne Derin? Neden bu konu açıldı şimdi?"
"Ne? Yalan mı? Git onunla yap bu şakaları, hazır sana koşuyorken tavla işte."
Elindeki çay bitip kupayı mutfağa götürmeye giderken söylenmeye devam etti Derin. Frenlemek istemiyordu kendini, konuşacaktı.
"Sözde tüm dertlerimizi paylaşıp yaralarımızı sarıyoruz beyefendiyle. Ama daha aşık olduğu kızdan bahsedip konuşamıyoruz, adını dahi bilmiyoruz, tek bir fotoğrafını bile göremiyoruz. Aman ne kıymetli sevdiceğin varmış, gizli hazine, bulunmaz hint kumaşı."
Sinirle yüzünü sıvazladı Cedi. Başını ellerinin arasına aldı. Bugün bu ip inceldiği yerden kopacaktı, başka çare yoktu.
Derin geri geldiğinde ayağa kalkıp karşısına dikildi. "Çok mu merak ediyorsun? Tamam o zaman öğreceneksin, göstereceğim sana. Gel."
Koltuğa oturup yanına gelmesi için işaret etti. Yanına oturduğunda telefonunu çıkardı Cedi.
"Kim olduğunu gör de bende kurtulayım sende." dedi. Ön kamerayı açıp kendisini gösterecekti, Derin'i.
Tam açtığı sırada ekranda kamera değilde arama belirdi. Abisi Caner arıyordu. Hah! Tam zamanıydı(!)
İçinden birkaç küfür savurdu.Olaya tamamen fransız kalan Derin Cedi'yi dürttü. "Ne duruyorsun açsana."
Çenesi kasılan Cedi başını sallayıp salondan uzaklaştı ve telefonu açtı.
"Şuan bana öyle bir kötülük yaptın ki kafa göz dalmak istiyorum sana Caner. " dedi Makedonca.
"Ne kötülüğü lan? Alt tarafı hal hatır sormak için aradım, ne var bunda? Kafan mı güzel? Bak sana diyorum bu kız için çok yıpratıyorsun kendini. Bırak hatırlamıyorsa hatırlamıyor işte, zorlama. İyice aklî dengeni kaybettin."
"Hayır o da beni seviyormuş, hatırlıyormış da. Ve ben tam ona açılacağım sırada senin arayacağın tuttu. Mükemmelsin."
"Tüh be! E o zaman açmasaydın oğlum. Çok mu zor geri çevirmek? Sonra da konuşurduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | CEDİ OSMAN
Fanfic"Hiçbir ressam çizemez, gülüşündeki o cenneti." ••• "Nasıl yaptı bunu bilmiyorum ama, sanki onsuz yaşayamazmışım gibi hissediyorum Caner. Ve o buna inanmak istemiyor bile." ••• "O gün bana nasıl sarıldığını hatırlıyorum... Kalbini bütün yaralarımı s...