NICO

1K 61 11
                                    

YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM

MUTLU YILLAR!!

Gerçi onlar için Noel ama...

Alexandra arkamdan kafama ben fark etmeden şapka takınca istemsiz bir çığlık attım. Şapka gözlerimin bile altında olduğu için önümü göremiyordum.

Alexandra güldü: " Mutlu noeller!" Dedi ve kollarını boynuma dolayıp beni öptü.

Bay D bu sene de kar yağmasına izin vermişti. Bu yüzden etraf bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı.

Gülümsedim. Alexandra'yı seviyordum. " Mutlu Noeller." Diye fısıldadım kulağına saçlarının arasından. Beni tekrar öptü ve sonra da yavaşça geri çekildi. Elini montunun cebine soktu ve kahverengi bir paket çıkarttı.

Ona kaşlarımı kaldırarak baktım. Gülümsedi yine. " Bu senin. Noel hediyen." Dedi. Paketi aldım. Çok hafifti. Ellerim titreyerek çözüyordum düğümleri. Daha önce hiç hediye almamıştım.

Bu, bir çikolata paketiydi. Hem de %98 kakaolu. Güldüm. Alexandra bana kaşlarını kaldırarak baktı. " Eh, aşırı özel bir hediye sayılmaz ama, denemelisin. Rusya'da çok satılıyor." Dedi. Güldüm. Paketi hızlıca geri sardım ve cebime tıkıştırdım.

" Benim de sana bir hediyem var." Dedim. " Ama ilk önce gözlerini kapat." Alexandra ilk önce tereddüt etti, sonra da gözlerini kapattı. Ben de yerden çakyırmadan devasa bir kartopu aldım ve onun suratına attım.

Alexandra ilk önce çığlık attı, sonra da ağzımdaki karı tükürüp yere düştü. " Senden nefret ediyorum! " dedi ve gülmeye başladı. Ben hâlâ gülüyordum. Beni paçamdan çekti ve ben de yere yapıştım. Yüzümle birlikte popom da ıslandı. Koca bir kahkaha patlattı.

Eliyle ensemi kendisine çekti ve beni öptü. Çok uzun bir süre öpüşmüş olacaktık ki Connor Stoll arkamızdan ıslık çaldı. " Vayy, en uzun öpüşme rekoru!" Dedi gülerek. Arkasından Travis çıkageldi ve o da güldü.

Alexandra kocaman bir kartopunu onlara fırlattı. İkisi de yere çakıldı. Aşexandra ile yine gülmeye başladık. Bu sefer tüm kamp eğlenceyi görmüş ve bize katılmaya başlamıştı. Savaşa katılmayan yoktu. Satirler, hatta orman perileri bile katılmıştı.

Ne yazık ki, bu eğlence bir çocuğun Bay D'ye kartopu atmasıyla sona erdi. Herkes oflayarak işine geri dönmeye ve üzerindeki karları silkelemeye başladı.

Ayağa kalktım ve Alexandra'nın kalkması için de ona yardım ettim. Karın altında biraz yürüdük, güldük, konuştuk. Kar taneleri gözümüze girerken bu hiç de kolay olmuyordu.

En sonunda yoruldum. Ona iki adım ötemizdekş banka oturma teklifi ettim. Güldü. " Oraya oturursak popomuz ıslanır." Dedi. Omuz silktim. " Benim felsefemi bilirsin: Sence bu umurumda mı?" Alexandra yapmacık bir gururlanma bakışı attı. " Haklısın." Sonra da banka oturdu. Oturur oturmaz da anş bir hareketle ayağa kalktı. Sonra bana tekrar baktı, ve zor da olsa oturdu.

Ben de hemen hanına oturdum. Çikolata paketini çıkarttım. Ambalajı yırttım ve bir parça kendime, iki parça da ona verdim. Bana yan gözle baktı. " Sağol, çok cömertsin." Dedi. Ne, öyleydim!

Çikolatayı ağzıma atar atmaz yüzümü buruşturdum. Çok acıydı. Alexandra'ya baktım, gayet normaldi. %98 kakao da ne demekti?!

Zorla da olsa yuttum. Alexandra bana bakıp kıkırdadı. " Salak." Ben de onun suratına bir güzel kar yapıştırdım. Çığlık attı yine. Beni banktan aşağıya tekmeledi ve popo üstü kara düştüm.

NICO DI ANGELO FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin