" Alexandra?"
Alexandra gözlerini kırpıştırarak dünyaya geri döndü. Karşısında Annabeth duruyordu, en son ona hançer kullanmayı öğrettiğini hatırlıyordu.
" P-Pardon dalmışım." Dedi Alexandra, alnını ovuştururken. Annabeth elini Alexandra'nın omzuna koydu. " Hadi, tekrar deneyelim. Hançerimin kabzasına sertçe vur."
Alexandra denedi, ancak olmuyordu. Çok güçsüz bir şekilde atak yapıyordu. Alexandra yere, çimenlerin üzerine oturdu. Hafif rüzgârla oynaşan çimenler, bacaklarını gıdıklıyordu.
" Yemek yemek ister misin?" Diye sordu Annabeth yanıma oturarak. Alexandra omuz silkti ve zorla da olsa hafifçe gülümsemeyi başardı.
" Burittolar benim!"
***
Alexandra suyu seviyordu. Hele tuzlu okyanus suyunu. Okyanus suyu, göç ederken kayalara çarpar, huzur verici bir ses çıkartırdı. O sesler de etrafta yankılanırdı. Apollon ise arabasıyla gezinirken, arkasından altından bir iz bırakırdı her seferinde okyanusun üzerinde.
Alexandra gözlerini ufka dikti, bu küçücük adanın ötesine. Daha da uzağa baktı, orada Nico'yu gördü...
Mecaz anlam karıştırmayın :P
Ve bu cümleden sonra kafama atılan domatesleri hissedebiliyorum :D
" Selam küçük kardeş."
Alexandra kafasını abisine bile çevirmedi. Percy yanına oturdu, elinde bir paket altılı kola ile hem de.
Ona bir şişe uzattı. Alexandra yavaşça şişeyi aldı ve kapağını açtı. Açılınca çıkan psssssytt sesini seviyordu.
" Her nedense şu kolayı bir biraymış gibi hissediyorum." Dedi ve kolayı dikti. Percy güldü. " Kesinlikle." Dedi o da kolayı dikerek.
" Annabeth'i kaybetseydin nasıl hissederdin?" Diye sordu Alexandra kafasını aşağıya eğerek. Percy gözlerini kıstı. " Ben birşey hissedemezdim çünkü ölmüş olurdum." Dedi gözlerini Alexandra gibi ufuğa dikerken.
" Ben yaşayamam. Şu anda yaşamıyorum. Yaptığım tek şeyler yiyip uyumak. Tek amacım bu." Dedi Alexandra, gözlerini yarısı boşalmış kola kutusuna dikerek.
Percy kutusunu salladı. " O senin için geri gelir. O Nico di Angelo." Dedi içindeki azıcık umut kırıntısıyla.
" Çöpler senin." Dedi Alexandra boş kola kutusunu Percy'ye atarak. Percy yüzünü ekşitti. " Suratıma damladı." Dedi. Alexandra ayağa kalktı. " Yazık." Dedi ve oradan uzaklaştı.
***
Alexandra'nın önünde kapkara bir kefen duruyordu, arkadan kükreyen sert rüzgârdan dolayı sonbahar yapraklarını kemik çıtırdaması gibi sesler çıkartıp dört bir yana savruluyorlardı. Soğuktu, sanki Sibirya'dan geliyordu bu rüzgârlar.
Alexandra çıplak ayağıyla bir adım daha atınca yine yapraklardan çıtırtılar duyuldu. Sert rüzgâr Alexandra'ya karşı bir direnç oluşturuyor, onun kızıl-kahve saçlarını tıpkı suratında bitmeyen çilleri gibi etrafa savuruyordu.
Alexandra kefene biraz daha yaklaştı, ysklsştıkça daha da soğuyordu etraf. Son kez sert bir rüzgâr kükredi gecenin karanlığına. Rüzgâr ilk önce dağları, dereleri yaladı, sonra da kefenin üstünü...
Keten kumaş yavaşça açıldı, içerideki masum meleğimsi yüz ortaya çıktı.
Alexandra ellerinin titremesine engel olamadan kendisini yere attı, için için ağlamaya başladı. Dayanamıyordu.
Percy onu kollarının arasına alınca o da onun kollarına sarıldı çaresizce. Hergün rüyâlarında onu görüyordu, esiri oluyordu umutsuzluğun.
" O gelmeyecek." Diye mırıldandı Alexandra kendi kendine. Percy ise onu daha da sıkı kavradı.
***
Alexandra taze okyanus suyunun keskin, yosunlu kayalara çarptığını duyabiliyordu. Sadece birkaç yüz metre aşağıdadır. Sesi uçurumun arasından, usulca yankılanıyordu.
Uçurumdan aşağıya dikti gözlerini Alexandra. Yakında nedeni orada olacaktı. Milyarlarca su damlacığı onun naaşını omuzlayacaktı. Belki de onun arkasından yas tutanlar birtek onlar olacaktı.Onun kaderi de tıpkı annesininki gibi suların arasında boğulmaktı.
Yutkundu kız. Belki de son kez. Su yüzünden ölmezdi, ama kayalara çarpardı ve minik bedeni oracıkta tıpkı ruhu gibi parçalara ayrılırdı.
Bir adım daha attı ölüme doğru. Bir adım daha. Sonra gözlerini kapattı.
Omzunda sıcacık bir şey hissetti. " Rus Kızı. " dedi arkasından bir ses.
Nico di Angelo, Rus Kızı için geri gelmişti.
~SON~
Evet gençler üzgünüm sonunda kitap bitti :( cidden yazması çok keyifliydi ve sizler gibi iyi okuyucular edindim. :))) her gün ybbbb diye anıran gençlere çok teşekkür ediyorum
Eğer hâlâ Nico di Angelo fanfictionlardan sıkılmadıysanız, işsizlikten bir tane daha yazıyorum ama pek işlemiyor, bir el atsanız
Sizleri çok seviyorum sevgili okurlarım :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NICO DI ANGELO FANFICTION
FanfictionAlexandra Svetlana Petrov ve Nico di Angelo... Biri içine kapanık ce aşık olmaktan korkuyor, diğeri ise aşkının karşılıksız olduğunu düşünüyor. Bu iki aşık zorlukları aşıp beraber olmayı başabilecek mi? Nico'nun laneti üzerinde iken bu hiç de kolay...