ALEXANDRA

929 64 14
                                    

" Sen öldün!" Dedim elimdeki koca kartopuyla. Nico hafifçe kıkırdadı, sonra da arkaya doğru geriledi. Ellerini pes edermişçesine havaya kaldırdı.

" Gel. Gel bana vur." Dedi. Üzerine hücum ettim. Devasa kartopunu Nico'nun kafasına dopru attım ancak kartopu bir hiçliğe düştü. Ne? Nico neredeydi.

Şu ' IIHHGGH' sesinden çıkarttım ve karı tekmeledim. Çok komik Nico. Hem de çok.

Gölge Yolculuğu. Ne kadar da akıllıydı bu salak! Heh, akıllı ve salak kelimelerini yan yana kullandım hani...

" Iska." Dedi arkamdaki tanıdık bir ses. Nico. Daha arkaya dönemeden kendimi yerde buldum. Kartopu. Islak.

Dur bi, ıslak. ISLAK! Tabii ya!

Tek bir el hareketimle etrafımdaki karlar geriye çekildi. Nico şaşkınlıktan elindeki kartopunu düşürdü. Sinsice gülümsedim.

Kardaki suya odaklandım. Ta ki kar ayaklarımın altında yükselene kadar. Daha Nico koşamadan etrafını buzlarla kapladım. Güldüm. Nico ise tekrar gölge yolculuğu yapmaya kalkıştı. " Hey!"

Ona tam son hamlemi yapacaktım ki, Kheiron'un sesi herşeyi mahvetti. " Çocuklar, bu kadar yeter. Akşaö yemeği için hazırlanın." Ofladım ve karı eski haline getirdim. Nico yüzünde bir zafer edasıyla bana baktı. " İyi denemeydi, Rus Kızı." Dedi. Ben de onu ensesinden kendime çekip öptüm. Sonra da el ele klübelerimize yürüdük.

***

Çatalımı makarnakarımı öldürmek istercesine makarnalarıma batırdım. Percy kaşlarını çattı. " Dostum, makarnalardan ne istiyorsun? " dedi. Çatalımı tabağıma bıraktım ve kambur durdum. " Makarnalar çok sıkıcılar." dedim. " Renklenmeleri gerek." Percy'nin gözleri parladı. " Mavi renkli olsaydı mesela..." Gülümsedim. İşte, benim şapşal abim.

" Evet Percy, kesinlikle maviye ihtiyacı var." Dedim. Sonra ikimiz de gülmeye başladık.

Gülmemiz Kheiron'un konuşma yapmak üzere havada duran eliyle kesildi. " Kampçılar, ilk olarak, size yeni bir melez getirdiğimi mutlulukla söylemek isterim. Hepiniz Giselle'e merhaba desin!" Şaşkınlıktan çatalımı tabağıma düşürdüm. Gisselle Evans. Okuldaki "popüler kız".

Percy bana baktı. " Ne oldu?" Gözlerimi ondan aldım ve Percy'ye baktım. " Yok. Yok birşey. Sadece... Kız bizim okuldandı." Percy başını salladı. Makarnamı yemeye devam ettim.

" Büyük ihtimalle Afrodit'in kızı." Dememle beraber Giselle bana baktı. Göz bebekleri küçüldü. Yutkundum. Onunla daha birkaç gün önce bir kavgaya girmiştik... Bilirsiniz, "popi kız ezik kızı ezmeye çalışırkene"

Şimdi, kamp ateşinde Afrodit onu kutsayacaktı. Afrodit olduğunu biliyordum çünkü belliydi. O kendini üstün görme tavırları, dedikodular, manikür pedikür işleri falan filan...

Tanrılarım, bana sabır verin!

NICO DI ANGELO FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin