Yusuf, tıka basa dolu dükkanda elindeki bulaşık dolu tepsiyle mutfağa doğru ilerlemeye çalışırken kimseyle çarpışmamaya dikkat ediyordu. Bir yandan da güler yüzlü olmaya çalışıyordu tabii. Babası bu konuda defalarca uyarmıştı. Somurtkan suratıyla kimseyi kötü etkilemek istemezdi.
Güç bela mutfağa ulaşınca tepsiyi bırakıp yüzündeki terleri sildi.
"Bugün haddinden fazla kalabalık burası." Dedi dükkanın bulaşıkçılığını yapan yengesi.
"Evet." Kısaca cevapladı. Yengesi sohbeti devam ettirmek istercesine konuşmaya devam etti:
"Geldikçe de geliyorlar. Gece mesaiye kalacak gibiyiz." Açıkçası ne olacağını umursamıyordu bu yüzden sadece omuz silkti. Sonra derin bir nefes alıp mutfaktan çıktı.
Temizlenecek masa var mı diye şöyle bir göz gezdirdi. Olmadığını görünce abilerine yardım için kendini tezgaha yönlendirdi.
Yusuf'un çalıştığı yer ailesine ait büyük bir tatlı dükkanıydı. Önceleri sadece tatlı satımı yaparken, ortanca abisinin tavsiyesiyle kafe işine de başlamışlardı. Bu yüzden eskisine nazaran günleri daha yoğun ve sıkıntılı geçiyordu.
Annesini 4 yıl önce kaybeden Yusuf'un 3 abisi vardı. Kendisi en küçük olmakla beraber 4 kardeş bir de babayla hayatlarını idame ettiriyorlardı.
Ailede başka meslek yapan yoktu hatta abileri evlendiğinde yengeleri de gelip burada çalışmaya başlamıştı.
Başka elemana ihtiyaç duymadan kendi çokluklarıyla işlerini hallediyorlardı. Aile pek iyi anlaşır sayılmazdı, günlerinin yoğun geçmesi sayesinde bazı tartışmalar daha başlamadan bitiyordu. Fakat bu ufak tefek tatsızlıkların yaşanmasına engel değildi. Şimdi fark ettiği şey de onlardan biriydi.En büyük abisi Yunus'un, ortanca abisi Yiğit'e olan bakışlarını görmüştü. Yaklaşan bir tartışmanın habercisiydi bu bakışlar. Engel olmak adına Yunus'un yanına gitti.
"Bir şey mi istiyordun abi?" Diye sordu yumuşak bir sesle. Yunus elindeki cihazı Cemal'e gösterdi.
"Yine bozuldu makine. Kaç kere dedim git yenisini al gel diye. Hâlâ buna muhtaç bırakıyor bizi!" Dedi hiddetle. Yusuf kasa önündeki müşterilere bir göz atıp abisini geriye çekti.
"Tamam abi alabildiğimizi peşin alırız. Alamadığımızı Eşref abilerin dükkanda hallederiz."
"E oğlum onlar da meşgul şimdi nasıl olacak o iş? Karışmasın hesaplar."
"Aldığımız miktarları yazarız abi sen sakin ol." Dedikten sonra müşterilere dönüp peşin ödeme almak zorunda olduğunu açıkladı. Kredi kartıyla gelen olmasın diye dua ederken göz ucuyla Yunus'a baktı.
Abisi bir yandan fişleri çıkartıyor bir yandan da Yiğit'e ağız ucuyla sövüyordu.Yusuf ona gülüp Yiğit'in yanına gitti. Aralarında 7 yaş olan bu abisiyle pek anlaşamasa da şu an arabulucu olarak konuşması gerekiyordu. Ağzını açmıştı ki arkasından seslenildi:
"Yiğit oğlum! Bankadan geldiler bir bakıver!"
"Tamam baba!" Dedi Yiğit, sonra da Yusuf'un suratına bile bakmadan yanından sıyrılıp kapıya ilerledi.
Pos cihazı için gelmiş olmalılar diye düşündü Yusuf ve yardım etmek amacıyla tekrar tezgaha döndü.
/////////////////////////////////////////////////////////
Gece 2'ye doğru elindeki son tabağı da yıkamış ve kenara koymuş bulunuyordu.
Bugünkü görevi boşları toplayıp, düzen ve temizlikle ilgilenmek olsa bile bir an önce dükkandan çıkmak adına yengesine yardımda bulunmuştu.