bölüm 32

3.4K 291 131
                                    

*Ve Dante İlahi Komedyasında şöyle bahsetti CEHENNEM'den.

Benden önce herşey sonsuzdu;

Sonsuza dek süreceğim bende.

"İçeri girenler dışarıda bırakın her umudu."

Cehenneme girerken bir kapının üstünde yazılıydı bu sözler. 'İçeri girenler dışarıda bırakın her umudu'. Dante korkuyordu.Ne demek istiyordu bu söz onlara, ne anlatmaya çalışıyordu? İçeride ne vardı? Ne bekliyordu orda onları? Bilinmezlik korkutuyordu Dante'yi. Ve Dante'nin anlattıklarına göre içeride;

Bir kapının üstünde koyu renkle

yazılı bu sözü görünce:

''Usta'' dedim, ''beni ürkütüyor bu sözlerin anlamı.''

Ve Usta;

Sana söylediğim yerdeyiz şimdi,

akıl hazinelerini yitirdikleri

için acı çekenleri göreceksin.''

İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.”

*

Şehvet...

İnsanlığa ilâhi kudret tarafından verilmiş: sınırlara dikkat etmeyip tutkunun esiri olanlar için zelil edici; Allah’ın mekan kurduğu beden tapınağını korumayı bilenler içinse kurtuluş sebebi olan yegâne özellik!

Bazısı bu özellikten kendini men ederek yükselmiş, bazısı sınırlardan çıkmayarak onunla sunulan dünya zevklerini tatmış, bazısı onun kölesi olmuş, bazısı da onunla her şeyi berbat edip yağmur altında kalakalmış.

İşte Yusuf bu son zümrede bahsedilenin ta kendisi oluyor, bir saçağın altında, başlayan sağanağın bitmesini bekliyordu. Dışardan ona bakan birisi muhtemelen böyle düşünürdü ama neydi işin aslı? Evet, bekliyordu. Bir türlü yetiremediği nefesi düzelsin diye; kalbinin hızlı atışı, dinmeyen pişmanlığı ve asla baş edemediği arzusu son bulsun için bekliyordu.

Dayanamamıştı, buna gücü yetmemişti.
Kendinin bile ücrasında bulunduğu tüm tenhalara çöken şehvet; bedeninin bir çok noktasını iğnelemeye başlamış tüylerini ürpertecek bir raddeye gelmişti. Oradayken devamlı uzaklaştığı bedenle arasındaki mesafe ne kadar artıyorsa vücudunda akan kan da bir o kadar sıcaklıyor, kalbi bir pompa görevinden çok altı harlanmış bir kazan görevi görüyordu. Hem kendi yanıyor hem de fokurdayarak etrafa saçtığı duyguların her yere yayılmasını sağlıyordu. Dışarı çıktığında çevresine bakınıp insanları kontrol ettiğinde kaçmalıydı aslında oradan, etrafı kolaçan etmesinin başka ne sebebi olabilirdi ki? Başını sağa sola salladı önemi yoktu bunun. Yüklendiği odunları içeri taşıyıp soluklarının başka bir nedenden böyle olduğunu düşüneceği için rahatça içeri geçip onun tam tersi yöne geçip dizmeye başlamıştı. Ellerinin kontrolünü bile kaybetmişken bunu başaramamış bir de üstüne yaptığı yığını bozmuştu. Yeni bir uğraş bulduğu için rahatlamış, belki unuturum diye kendini tamamen ana bırakıp odunluktan çıkmıştı. Kaçıncı dışarı çıkışı olduğunu saymadığı gibi bir de buna dertlenemem diyip savuruyordu aklından böyle şeyleri. İçeri girdi fakat duyduğu ses yeniden arzuyla doldurmuştu tüm bedenini:

"Yusuf."  O an ne kadar ani bir dönüş yaptığını ancak fark ettiğinde alnına vurdu bir tane. İçinde neler döndüğünü bilmeyen Kenan bir de "Ne oldu?" Diye sormuştu.

FÂRİĞ OLMAM EYLESEN YÜZ BİN CEFÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin