bölüm 4

4.6K 372 214
                                    

Ezan sesi kulaklarında yankı yaparken bir anda uyandı ve kalktı. Yatsı ezanı diye tahmin ederken telefonunu eline aldığında okunanın sabah ezanı olduğunu anladı ve hızlıca odadan çıkıp tuvalete gitti.

Üç vakit namazını uyuyarak kaçırmıştı ve hemen telafi etmesi gerekiyordu. Yatağa yatarken kalkamayacağının farkında olması lazımdı. Abdestini alıp çok ses çıkarmamaya dikkat ederek odaya geçti. Telefonundaki uygulamayı açıp kıbleyi arattı ve okun gösterdiği yöne doğru seccadeyi serip namaza durdu.

Namaz ruhuna iyi geliyordu biraz olsun dış dünyaya kendini kapatmak, o yüce varlığa karşı umut beslemek içinde bi yerleri temizliyordu.

Namazı bitince tesbihini çekti, duasını etti. Bol bol sabır istemişti, bol bol güç.

Seccadeyi toplayıp kalktı ve yatağa geçti tekrar. Evdekiler uyanana kadar biraz daha uyuyacaktı.

Tam uzanmıştı ki kapı yavaşça aralandı. Geleni görünce toparlandı.

"Bir şey mi oldu Ayşe?"

"Nenem gönderdi. Uyanmış mı git bir bak dedi. Uyanmışsın. İkinizin kahvaltısını hazırladım. Bugün erken gidecekmişsiniz ustayla tanışacakmışsın."

"Tamam. Geliyorum hemen." Dedi ve kalktığı yatağı toparlamaya başladı. Hâlâ arkada duran Ayşe yanına gelip ona engel oldu.

"Ben hallederim sen git karnını doyur." Dedi gülümseyerek. Yusuf gereksiz yakınlığa bir son vermek adına geri çekildi.

"Gerek yok buna ben yaparım."

"Lütfen, her zaman gelmiyorsun ya. Buradayken ben yapayım bırak" dedi.

Yusuf, onu odada bırakıp mutfağa gitti ve çay içen nenesinin karşısına oturup "Hayırlı sabahlar." Dedi.

"Hayırlı sabahlar. İyi uyudun maşallah."

"Evet öyle oldu biraz. Keşke kaldırsaydınız akşam."

"Ayşe geldi yanına ama uyanmamışsın."

"Ya? Hiç hatırlamıyorum." Dedi Yusuf. Ağır uykusunu kullanan bir Ayşe'yi hayal edemedi.

"Uzat bardağını." Fadime nene demliği Yusuf'un elindeki bardağa eğdi. "Usta yarım saate eve gelir. Biz de acele edelim."

"Dedem de gelecek mi?"

"Yok, deden rahatsız bu sene oğlum. İlgilenemiyor bir şeyle. Her şeyi sen öğreneceksin. Başında sen duracaksın ustaların." Yusuf başını sallayıp ekmeğine balı sürdü ve iştahla ağzına attı.

Gün içerisindeki en sevdiği öğün kahvaltıydı. Uzun zamandır da böyle güzel hazırlanmış bir kahvaltı sofrasına oturmamıştı. Çayını yudumladıkça içi hiç beklemediği o huzurla doldu.

Kahvaltı güzel bir sohbetle devam etmişti. Nenesi soruyor Yusuf memnun bir şekilde cevap verip, hayatından uzun uzadıya bahsediyordu.

İkisi de doyunca kalktılar ve eve doğru yol aldılar.

Şevket usta kapıya gelmiş bahçede onları bekliyordu.

"Hayırlı sabahlar." Dedi onları görünce ayağa kalkan adam.

"Hayırlı sabahlar ustam. Bak bu bizim torun Yusuf."

"Hoş geldin yeğenim." Dedi adam ve yanındaki gence sıcak bir sarılma verdi. Yusuf "Hoş bulduk" deyip ona karşılık verince adam:

"Baya da güçlü bu çocuk biz bunla neler yaparız neler. Bak gör bu ev villa olur bir ay sonra." Dedi gülerek.

"Öyledir benim kuzum. Sen ona ne dersen ikiletmeden yapar. Yapamadığı varsa öğretirsin bir daha unutmaz."

FÂRİĞ OLMAM EYLESEN YÜZ BİN CEFÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin