6 - MEHMET AMCA

17.2K 1K 494
                                    

Oturduğum sandalyede bacaklarım heyecandan tir tir titriyordu.

Dün eve geldiğimde yorgunluktan ölmek üzereydim. Yağız'la sabah yola çıkmamıza rağmen dönene kadar hava kararmıştı.

Eve geldiğimde kendimi direkt yatağa atmıp, uzun zaman sonra güzel ve derin bir uyku çekmek istemiştim ama telefonuma gelen mesajla bütün gecem zehir olmuştu.

Mesaj Cumhuriyet Başsavcılık'ından gelmişti ve talebimin kabul edildiği yazıyordu. Murat Amca'nın öldüğü ilk günlerde anlık gazla böyle bir şey yapmıştım, yaparken bile kabul edileceğini düşünmemiştim ama olmuştu işte.

Şimdi bu sandalyede oturmuş amcamın katilini bekliyorum, bir nevi benim ve amacamın hayatını karartan adamı.

Bir süre sonra kapı açılıp içeri girdiğinde kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Beni gördüğünde hiçbir tepki vermedi, ölü gibiydi sanki. Yaklaşıp sandalyeye oturduğumda yüzünü daha net görebildim. Gözleri kıpkırmızı, göz altları mosmordu. Saçı sakalı birbirine girmişti. Kırk yaşlarındaydı ama bu haliyle altmış yaşında gözüküyordu. Ona acımıyordum, ölse umurumda olmazdı.

Bakışları yerden bana döndüğünde irkildim. Gözleri o kadar ruhsuz bakıyordu ki korkmuştum ama yine dr kaşlarımı çattım. Elimi telefona uzattığımda o da yanındaki telefonu alıp kulağına götürdü.

"Neden yaptın?" dedim sesimin titremesine engel olamamıştım. Hiçbir şey demedi. Ne bakışları değişti ne de başka bir şey. "O sana hiçbir şey yapmadı." Mehmet Amca'nın gözleri dolduğunda aşırı sinirlenmiştim.

"Neden ağlıyorsun? Onu sen öldürdün! Cevap versene bana!" Bağıra bağıra konuşmak istiyordum ama bulunduğum ortam yüzünden sesim biraz yüksek çıkmıştı sadece.

Bir süre hiçbir şey demeden ondan cevap bekledim ama hiçbir şey demiyordu. Bu yüzden konuşmaya devam ettim.

"O hiçbir şey yapmadı. O kardeşine hiçbir şey yapmadı." Son söylediğim cümle Mehmet Amca'nın dikkatini çekmiş olacaktı ki kaşları çatılmıştı ve bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.

"Ne?" dedi çatallaşmış sesiyle.

"Amcam, kardeşine dokunmadı bile!"

"Fatma mı?" dedi, salak taklidi yapıp yapmadığını merak ediyordum. Başka kardeşi yoktu ki. Kafamı evet anlamında salladım. "Fatma ne alaka?" Sinirlerim iyice bozulmaya başlamıştı şimdi.

"Ne saçmalıyorsun lan sen? Amcam kardeşini sevdiği için öldürmedin mi onu şerefsiz? Salak taklidi yapma bana!" Gözlerim dolduğu için sinirle tişörtümün koluyla gözyaşlarımı sildim. Onun karşısında ağlamak istemiyordum.

"Kim söyledi bunu? Kadir mi?"

"Ne bileyim ben, kim söylediyse söyledi." dedim sabrım taşmıştı artık.

"Murat, Fatma'yı sevmiyordu." Tam ona cevap verecektim ki sözümü kesti. "Murat beni seviyordu." Şok içinde gözlerim büyürken ne hissettiğimi bile bilmiyordum. Sesi konuştuğumuz süre boyunca ilk defa kendinden emin çıkmıştı. Boğazım kuruduğu için sertçe yutkundum ve bakışlarımı yere indirdim. Hiçbir şey söyleyebilecek halim yoktu.

Bu ihtimal aklımın ucundan bile geçmemişti.

"Murat beni seviyordu... Ben de onu seviyordum hâlâ seviyorum." Söylemek istediğim çok şey vardı ama hiçbirini söylemedim, konuşamıyorum...

"Asla bir yakınlık göstermedim çünkü biliyordum mahalleli öğrenirse öldürürdü bizi." dedi sanki Murat Amca'yı öldüren kendisi değilmiş gibi. "Nasıl oldu tam hatırlamıyorum ama bir şekilde böyle yaşamaya alıştık fakat bir gün..." Bir hıçkırık sesi geldiğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Zaten perişan hali şimdi daha beter gözüküyordu. "Bir gün Kadir geldi. O zamanlar sinir sorunlarım vardı. Başta tehdit etti bizi. İbne olduğunuzu herkese yayarım dedi. Orda zaten kavgaya tutuştuk ama sonra.." Boşta kalan elini yüzüne bastırdı. Hüngür hüngür ağlıyordu ama buna rağmen konuşmaya devam etti. "Murat ile ilgili öyle şeyler anlattı ki deliye döndüm, kafayı yedim. Söylediği şeyler hâlâ geceleri kabusum oluyor." Kalbim buradan gitmek için isyan etse de onu dinlemeye devam ettim. "Nasıl yaptım hatırlamıyorum, nasıl öldürdüğümü... Onun için ölürüm dediğim, saçının teline kıyamadığım, kokusunun bana huzur veren adamın nasıl canına kıydığımı hatırlamıyorum." Ellerimle gözlerimi sertçe ovaladım, ağlamak istemiyordum ama gözyaşlarım teker teker göz pınarlarımdan akıyordu.

"Bir kere Murat'la kavga ettiğimizde bana hasta olduğumu, tedavi olmam gerektiğini söylemişti. Anlık öfkeyle söylediğini düşünmüştüm ama haklıydı." dedi hıçkırıklarının arasından. "Bir gün bile uyuyamıyorum. Canım öyle yanıyor ki... Onu çok özledim, deli gibi özledim. Dayanamıyorum artık."

"Görüş saati bitti, kapatın telefonları!" Sert bir ses bütün odanın içinde yankılandı, ardından bir adam gelip Mehmet Amca'yı kollarını sertçe çekip kaldırdı ve saniyeler sonra kimse kalmadı.

En sonunda zar zor tutan bacaklarımla kapıdan çıkıp kendimi bahçeye attım. Kalbim paramparçaydı sanki...

Bir insan sevdiğini öldürür müydü?

İKİMİZ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin