Barın'ın verdiği adrese doğru hızlı adımlarla giderken nefes nefese kalmıştım. Sonunda söylediği yere geldiğinde birkaç saniye bekleyip önümdeki depoya baktım.
Depo kapısını ittirerek açtığımda Barın'ı gördüm. Duvara yaslanmış, telefonunda bir şeylerle uğraşıyordu.
Sinirle kasılıp yanına doğru ilerlediğimde geldiğimi fark edip olduğu yerden doğruldu.
"Sen mi yaptın?" dedim karşısında dikilirken, sinirden titriyordum.
"Hayır." Ne zaman sıktığımı bilmediğim yumruğumu havaya kaldırıp yüzüne sertçe vurdum.
Kafası yana savruldu ama hemen kendini toparlayıp hızla yakamdan tutup az önce yaslandığı duvara sertçe yasladığında canım acımıştı.
"Ne yapıyorsun orospu çocuğu?" dedi burnundan soluyarak yakamdaki elini sıkılaştırdığında yüzümü buruşturdum. Elimi kaldırıp kolunu tuttum ve geriye ittim.
"Senden başka kim yapar lan? Sen yaptın, biliyorum." dedim sesim hem net hem de sinirli çıkmıştı. Barın ise şerefsizce gülümseyip elini cebine attı.
"O şerefsiz yüzünden elimi kana bulamam ben, salak değilim." dedi, şimdi bakışlarımda tereddüt vardı. "Ama başka birisi para sayesinde bunu seve seve yapar." İlk birkaç saniye ona anlamsızca baktım, daha sonra ne dediğini anladığımda tekrardan kollarım sinirden titremeye başlamıştı.
"Şerefsiz..." diye tısladım dişlerimin arasından. Tekrardan yumruğumu kaldırıp yüzüne vurmaya çalıştığımda hızlıca kolumdan yakalayıp kolumu sırtıma doğru ters çevirip bu sefer yüzümü duvara yasladı. Acıyla yüzüm buruştu.
"Asıl soru," dedi sesi kulağımın çok yakınından geliyordu ve bu beni oldukça iğrendirmişti. "Sen neden bu kadar endişelendin? İbne misin lan yoksa?" dedi ufak bir kahkaha atarken. Benim kalbim ise korkuyla hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
"İzledim seni, onun olduğu hastaneye gittiğini biliyorum." dedi kendini bana daha çok yaslarken. Çırpınıyordum ama şu anki durumda o daha avantajlıydı.
"Onun seni sikmesini bu kadar çok mu istiyorsun?" dedi sinirden bütün kanım kaynıyordu. "Ne anlatıyorsun lan sen adi herif." dedim ve ona bakmaya çalıştım ama o kadar sert bastırıyordu ki kafam dönmüyordu.
"Merak etme ben sana istediğini veririm." Elini pantolonumun yakınında hissedince korkuyla kasıldım. Kendini bana daha da yaslarken tiksintiyle yüzümü buruşturdum.
Kolumdaki elinin gevşemesini fırsat bilip elimi kurtarıp arkamı döndüm ve onu bir hışımla geri gidip suratına deminden beri hissettiğim sinirle sert bir tane yumruk geçirdim.
Ben derin derin nefesler alırken o şokla afalladı ama hemen kendini toparlayıp üstüme fırladığında hızla kenara çekildim, duvara çarptığında bu sefer ben hızla üzerine atlatıp yakasından tuttum. Kanayan burnunun üstüne bir tane daha yumruk atttım. Sinirden gözlerim dolmuştu.
Elini uzatıp yakamı tuttuğu gibi beni yere devirdiğinde bu sefer o bana sert bir yumruk attı, ardından bir tane daha.
Boğazını elimle kavrayıp bu sefer ben onu devirdim.
"Ben öyle biri değilim, anladın mı beni orospu çocuğu!?" dedim çıldırmış gibi bağırarak, sesim deponun içinde yankılanmıştı.
Ben boğazını sıkarken o da tekrar yakamı tuttu.
"O zaman niye o puşt için bu kadar uğraştın lan? Hani intikam istiyordun sen, bu mu senin intikamın? Senin vurulduğu için mutlu olman gerekiyordu geri zekalı." dedi, aslında dediklerinde kısmen doğru olduğu için bir süre sussam da ardından hızla ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim.
"Ben senin aksine insanım çünkü!" dedim sinirle, kapıyı kapatmadan önce.
Deponun kapısını kapattığım an deminden beri tuttuğum bir iki gözyaşı yanaklarıma düştüğünde hırsla sildim onları. Sinirden ağlamak istemiyordum.
Keşke zamanında evde cips yerken televizyon izleyeceğime daha fazla spor yapsaydım da evire çevire dövseydim o şerefsizi.
Hızlı hızlı oradan uzaklaşırken dediği cümleler bir bir zihnimde dolanıyordu.
Gerçekten dediği gibi biriysem neden bana dokunduğunda bu kadar iğrendim?
Sonunda depodan uzaklaşıp evimin yoluna girdiğim sırada, biraz da olsa rahatlamıştım ama sinirim geçmemişti.
Uzaktan evimi gördüğümde adımlarımı biraz yavaşlattım. Yumruk yaptığım elimi de gevşettim.
Art arda olan ara sokakların yanından geçerken bir anda iki kişi önüme fırlayınca korkuyla geriye bir adım attım. Ardından birisi iki kolumu tutup arkada birleştirince "Bırak!" diye bağırdım.
Daha kaçmaya fırsat bulamadan diğer iki kişi de yanıma gelip beni tuttu. Arkamdaki ağzıma bir tane pamuk parçası bastırdığında daha çok çırpındım ama burnuma gelen kokuyla yavaş yavaş bilincimi kaybettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİMİZ (GAY)
Romance[TAMAMLANDI] Belki bu bazılarına göre yanlıştı, sapkınlıktı, hataydı ama benim emin olduğum tek bir şey vardı: Ben düşmanıma ve aynı zamanda bir erkeğe aşık oldum.