Deniz
Boş deponun içine girdiğimizde, buranın daha öncesinde beni getirdikleri yer olduğunu anlamıştım.
Yağız arkamdan deponun kapısını kapattığımda bakışlarımı ona çevirdim. Onu çok özlemiştim ama dört haftadır beni bir kere bile aramadığı, ya da en basitinden bir mesaj bile atmadığı için kırgın hissediyorum.
O da bana döndüğünde tekrardan elimden tutup beni boş koltuğa ilerletti. İkimiz de koltuğa otururken aramızda garip bir gerginlik vardı.
"Konuşalım hadi." dediği sırada tedirgin bir şekilde yüzüne baktım. Günlerdir aklıma takılan bir konu vardı ve bunu ona sormak istiyordum, ama ne tepki vereceğinden de emin olamıyordum. Bakışları yüzümü turladığında dudağının kenarı kıvrıldı.
"Sadistim galiba, ağlayan yüzün çok tatlı..." dediğinde gözlerimi devirip kolumu yüzüme uzatıp gözyaşlarımı sildim.
"Yağız," dedim koltukta ona doğru kayarken. "beni kız olarak mı görüyorsun?"
Kaşları çatılırken "Ne alaka?" dedi sert bir şekilde.
"Caner'in arkadaşını tanıyor musun, Suna'yı?" dediğimde kafasını salladı.
"Caner eşcinsel olduğumu söylemiş, o yüzden bana bir kitap verdi." dedim gözlerinin içine bakarken. "Cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler hakkındaydı. İçinde cinsiyetsiz insanlar veya kendini karşı cins olarak gören insanlar hakkında bilgiler de vardı." dediğim sırada Yağız lafı uzattığımı anlamış olacak ki "Eee?" diyerek sözümü kesti. Gerçi şu an dediklerimi umursadığını bile sanmıyorum, zira bakışları gözlerimden çok dudaklarıma kayıyordu. Zaten sarhoş bir insana bunu anlatmak oldukça saçmaydı ama şimdi sormazsam, bir daha konuşmak için fırsatımız olmayacak...
"Ben kendimi kız olarak görmüyorum..." dedim direkt. "Ama insanlar beni üniversitede kıza benzetiyorlardı, ben kız değilim Yağız. Beni kız olarak görmeni de istemiyorum. Eğer öyleys-" Cümlemi bitiremeden, bir anda elini omzuma atıp beni koltuğa yasladığında gözlerimi büyüttüm. Dudakları direkt olarak boynuma yönelip ufak öpücükler bıraktığında nefesim hızlanmaya başlamıştı, alkol kokusunu net bir şekilde alabiliyordum.
"Kafanı bunlarla mı doldurdun?" dedi kulağıma doğru fısıldarken. "Seni kız olarak görmüyorum Deniz, hiç kız olarak da düşünmedim. Tek bildiğim sen erkeksin ve ben sana erkek halinle aşık oldum." dediğimde rahatlamıştım ama dudakları boynumdan vücuduma doğru kayarken söylediklerine odaklanmak oldukça zordu.
"Yağız... " diye fısıldasam da dediğime aldırmadan kazağımı yukarı çekip ıslak dudaklarını tenime değdirdiğinde irkilerek ellerimi omzuna koydum. Kafasını kaldırıp bana bir bakış attı, ardından da doğruldu. Bakışları derinleşirken ben şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"Biz," dedim ardından duraksadım, şu an aşırı utanıyorum ve ne tepki vermem gerektiğinden de emin değilim. "yapacak mıyız?"
"İstersen yapmayız." dedi, ardından eli açıkta olan karnıma gittiğinde tekrar irkildim. Anında vücuduma bir sıcak dalgası yayıldı. "Vücudun çok hassas... İyi besleniyor musun?" O an dediğini umursamayarak kolumu boynuna sarıp dudağına yapıştım. Alt dudağını, dudağımın arasına alıp yavaşça emmeye başladığımda anında bana karşılık verdi.
Bir elini saçıma, diğer elini de belime koyarken öpüşmemiz derinleşmişti. Üzerime eğilip beni tekrardan tamamen koltuğa yaslarken, haftalardır hasret kaldığım dudakları büyük bir şehvetle öpüyordum ama onun hareketleri benimkinden daha hızlıydı, öyle ki kafasını sürekli olarak başka bir yöne çevirip dudaklarımı o yönden öpüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİMİZ (GAY)
Romance[TAMAMLANDI] Belki bu bazılarına göre yanlıştı, sapkınlıktı, hataydı ama benim emin olduğum tek bir şey vardı: Ben düşmanıma ve aynı zamanda bir erkeğe aşık oldum.