10 - KARTAL'IN İNTİKAMI

15.4K 833 486
                                    

"Nereden çıktı bu şimdi?" dedi Serkan. Barın'ın toplanmamızı söylediği saat yaklaşıyordu ama biz hâlâ evdeydik.

"Neden bu kadar ısrarcısınız? Başından beri hepimizin istediği bu değil miydi zaten?" Teker teker Serkan, Emre ve Mert'in yüzüne baktım. Serkan sanırım gergin olduğundan dolayı bacağını hızlı hızlı yere vuruyordu, bu intikam olayını en çok onun isteyeceğini düşünmüştüm ama aksine, ısrarla yapmak istemiyordu. Başta bunun sebebinin Caner olabileceğini düşündüm ama şimdi pek emin değilim belki umurunda bile değildir sadece tekrar kavgaya bulaşmak istemiyordur.

Emre ise gözlerini kaçırıp duruyordu. En son, ben olmadan yaptıkları kavgada en çok o yaralanmıştı. O yüzden onu anlayabiliyordum.

Mert kollarını iki yanına açtığı bacaklarının üstüne koyup ellerini birleştirmişti ve yere bakıyordu. Serkan ve Emre'nin aksine hiç konuşmamıştı.

"Hem Kurşunlar Mahallesi'de yardıma gelecek. Bir daha böyle bir şansı yakalayamayız eğer şimdi bunu yapmazsak yıllarca bu kavgalar devam edecek ama iki mahalle birleşip üstlerine gidersek belki artık bize bulaşmazlar." dedim onları ikna etmeyi umarak.

"O mahalledeki insanlara güvenmiyorum Deniz. Hepsi orospu çocuğunun teki. Bizim yanımızda gözüküp Avcılar'la anlaşmış bile olabilirler." dedi Serkan sinirle.

"Hayır. Barın, Yağız'dan nefret ediyor ama bizim mahalleden kavga ettiği kimse yok. Bize saldırmaları ona bir şey kazandırmaz." dedim Serkan'ı izlerken.

"Doğru," dedi Emre. "Adını söyleyemediğim herif zaten Yağız yüzünden gitmemiş miydi mahalleden? Muhtemelen intikam almak istiyor, bize bulaşmaz."

"Aynen, hem zaten gidip toplu katliam yapmayacağız ki. Göz dağı verip geri geliriz, kimse yaralanmayacak bile." dedim Serkan'ı ikna etmeyi umarak.

"Saat dörtte demiştin değil mi?" dedi Mert sohbetimizi bölerek.

"Evet."

"Ben gidip bizimkilere haber vereyim. Siz de sopa, bıçak alın bir şeyler de gidelim." dedi Mert ayağa kalkarken. Ardından Serkan'a döndü.

"Bizi yalnız bırakmayacaksın herhalde, değil mi aslan parçası?" dedi gülerek konuşurken. Serkan derin bir iç çekip koltukta kendini geriye yasladı.

"Bir gün Allah belamızı verecek ama hadi hayırlısı." Çok ciddi bir konuyu konuşurken, nasıl olduğunu anlamadan bir dakika sonra birbirimizle dalga geçmeye başlayabiliyorduk. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi tam karar veremiyordum. Mert ise onları kendi haline bırakıp çoktan telefondan birileriyle konuşmaya başlamıştı.

"Çoktan verdi kardeşim, çoktan verdi... " dedi Emre bir 'ah ah' çekip Serkan'ın sırtını pat patlarken. Bu hallerini sırıtarak izledim ama çok geçmeden ayağa kalkınca onlar da bana baktı.

"Hadi, başlayalım o zaman."

***

Avcılar Mahallesi'ne yaklaşırken kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibiydi ama aynı zamanda tekrar o huzursuzluk hissi geri gelmişti.

Plan basitti: Avcılar Mahallesi'ndeki bütün dükkanlara hep birlikte saldıracaktık, Avcılar bizi fark edip, geldiklerinde ise Kurşunlar Mahallesi'ndekiler olaya dahil olacaktı ve sayıca üstün olduğumuz için muhtemelen onlar mağlup olacaktı.

"Bir kere, bizim kaderimizde yenilmek var abi. Onların adı Avcı bizimkisi Kartal; onlar avcı biz avız." dedi Emre soluk soluğa yanımda konuşurken.

"Emre keşke bu boş mevzulara harcadığın zekanın birazını derslerine harcasaydın. En azından şu an mezuna kalmamış olurdun." dedim, hızlı adımlarla bizimkilere yetişmeye çalışırken.

İKİMİZ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin