Dünyada iki tür insan vardır: kızlar ve erkekler.
Aklı başında hiçbir insan bu bilgiyi inkâr etmezdi ama durum bizim yani bu iki mahalle için öyle değildi. Bize göre insanlar Avcılar Mahallesi'nde yaşayanlar ve Kartallar Mahallesi'nde yaşayanlar diye ayrılıyordu.
Açıkçası eskiden aramızda hiçbir sorun yoktu. O zamanlar da birbirimizi pek sevmezdik, iki mahallenin insanları birbirinden tamamen farklıydı. Avcılar Mahallesi insanları birbirlerine derin bir bağlılık ve sevgi besler ama sevgilerini pek göstermezlerdi yani sert ve soğukkanlı bir kişilikleri var. Buna rağmen herkes birbirine duyduğu sevginin farkında. Birbirlerini kollar, korur ve savunur.
Onların aksine biz yani Kartallar Mahallesi insanları sıcak ve sevecen insanlarız.
Bu zıtlığa rağmen garip bir şekilde iki mahallenin aileleri birbiriyle iyi geçinirdi. Gerçi biz gençler için aynısı söylenemezdi...
Avcılar bize en başından beri bir kin beslemişler ve sevmemişlerdi. Bu başta pek umurumuzda olmamıştı ama sonrasında işler büyümüştü.
Avcılar Mahallesi'nin saygı gören büyüklerinden Mehmet Amca, bizim mahallenin büyüklerinden Murat Amca'yı öldürmüştü. Söylentilere göre Murat Amca, Mehmet Amca'nın evli kız kardeşine âşıkmış. Yani Mehmet Amca ailesinin namusunun kirlenmemesi için amcamı öldürmüştü.
Amcamı küçüklüğümden beri hep severdim. Babamı daha küçükken kaybettiğim için bir nevi o bana babalık yapmıştı. Her zaman neşeli ve sevecen bir insandı onun ölümü ve ardından yapılan söylentiler beni tam anlamıyla yıkmıştı ve depresyona girmiştim.
Bir de bunlar yetmezmiş gibi Mehmet Amca'nın yeğeni Yağız acısını benden çıkarmıştı. Amcamın öldüğü ve onun amcasının hapse girdiği gün gelip yüzüme en sertinden bir yumruk atıp yere düşürmüştü. Ardından attığı acımasız yumruklara hiçbir tepki vermemiştim zaten yüreğim yeterince yanıyordu.
Sonrasında benim arkadaşlarım ve Yağız'ın arkadaşları gelmişti ve kavga daha da büyümüştü. Hepimiz birbirimize bütün kinimizle vuruyorduk.
İki mahalle de bu kavgayı görmüştü. İlk Avcılar Mahallesi bizden uzaklaşmıştı çünkü Yağız açıkça onları tehdit edip, bu mahalleden bir kişiyle bile konuşanı görürse onu öldüreceğini söylemişti. Yağız önceden de korkulan biriydi çünkü sinirlenince gözü dönüyordu ve ne yapacağını kimse kestiremiyordu. Bu yüzden bu tehdit epey etkili olmuştu.
Sonrasında iki mahalleden birbirini seven, sevmeyen herkes birbiriyle konuşmayı kesmişti ama Yağız ve arkadaşları bize belalarını sürmekten vazgeçmemişti. Haftada en az bir kavga yaşanıyordu ve bizlere göre daha iri yarı oldukları için genelde dayak yiyen taraf biz oluyorduk. Aramızda sadece Serkan yapılıydı. Bu yüzden hem en az hasarı o alıyordu hem de onlara vuran genelde oydu.
Bugün içimdeki son cesaret kırıntısını kullanıp Avcılar Mahallesi'ndeki bir markete gitmiştim ama Azrail kılıklı herif beni görmüştü. Daha ne olduğunu anlayamadan beni bir ara sokağa çekmişti ve vurmaya başlamıştı, hareketleri seri olduğu için ona karşılık bile verememiştim. Öyle canım acıyordu ki...
''Dur artık...'' diye fısıldayabildim dudağımın acısına rağmen. Yağız beni yakamdan tutup yerden kaldırdı ve kendisine doğru çekti.
''Senin amcan yüzünden benim amcam hapiste lan!'' diye haykırdı Yağız. Yüzüne baktığımda koyu kahve saçlarının dağılmış ve kahverengi gözlerinin kan çanağına döndüğünü görmüştüm. Benimse ağzımdan ve burnumdan kanlar akıyordu ama buna rağmen son gücümle haykırdım.
''Senin amcan yüzünden benim amcam öldü Avcı!'' Kurduğum cümleyle gözlerimden birkaç damla yaş düştü. Dudağım kuruduğu için dudağımı yaladım ama ağzıma gelen iğrenç kanla yüzümü buruşturdum. İçim de dışım da çok kötü durumdaydı.
''Amcan hak etti.'' dedi Yağız tiksinti dolu bir sesle. Bu sözler kalbimi paramparça etmişti. Nasıl hiç düşünmeden böyle iğrenç sözler kurabiliyordu? Nasıl bir insanın ölümüne hak etti diyebiliyordu?
''Hepiniz...'' dedim ama sonrasında öksürdüğüm için cümlem yarım kaldı fakat devam ettim. ''Hepiniz iğrenç insanlarsınız.'' Yağız hâlâ yakamda olan elini daha da sıkıp beni sertçe duvara fırlattı. Acıyla inlediğimde o arkasını dönüp ara sokaktan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİMİZ (GAY)
Romance[TAMAMLANDI] Belki bu bazılarına göre yanlıştı, sapkınlıktı, hataydı ama benim emin olduğum tek bir şey vardı: Ben düşmanıma ve aynı zamanda bir erkeğe aşık oldum.