Genç bir kız hayalleri umutları olan annesi ve babasıyla yaşayan genç kız yolu bir şekilde asker olan ağabeysinin yanına düşer. Nereden bile bilir ki hayatının en zorlu en meşe katlı yollarından geçeceğini. Hayatının aşkını bulup türlü zorluklar çek...
Yeni bölümle karşınızdayım bol keyifli okumalar dilerim.
Güzel yorumlarınızı bekliyorum
Keyifli okumalar dilerim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Benim 'olsun'larım vardı, onun 'olmaz'ları... Benim 'hadi'lerim vardı, onun 'dur bi sabret'leri... Tempomuz farklıydı. Ben hayatı zamanım kalmamışgibi bir panikle yaşardım, o ise sonsuzmuşuz gibi erteleyerek..."
Okuduğum satırlarla bir kez daha mest olurken başımı kitaptan kaldırıp bindiğim takside ki şoför amcaya baktım.
"Amca sen benim nereye götürüyorsun?" Amca dikiz aynasından bana bakıp tekrar yola döndü.
"Nereye olacak öğretmen evlerine." Kaşlarımı çatıp kurumuş dudaklarımı ıslattım.
"Ne? Neden ki?"
"Ne demek neden? Kızım sen öğretmen değil misin?" Amcanın sorusuyla afallasamda kendimi toparlayıp başımı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır o nereden çıktı amca?"
"Bilmem tahmin ettim." Derin nefes alıp gözlerime girmeye çalışan kaküllerimi parmak uçlarımla kenara çekip mırıldandım.
"Amca sen beni askeriyeye bırak." Amca kaşlarını çatıp oturduğu koltukta dik konuma geldi.
"Hayırdır kızım ne yapacaksın gece gece karargâhı?" Hafif tebessüm edip mırıldandım.
"Abimi görmeye geldim." Yalan. Yani aslında pembe yalan sonuçta Savcı olduğumu bilmesine gerek yok. Öyle değil mi? Bence öyle.
"Hadi ya abin kim senin? Belki tanırım." Amca baya konuşkan çıkmıştı anlaşılan omuz silkip konuştum.
"Bilmem belki tanırsınız Yüzbaşı Alpay Özer." Yaşlı amcanın gözleri parlamıştı abimin ismini diyince.
"Sen bizim deli Alpay'ın kız kardeşisin demek." Başımı olumlu anlamda salladım. " Alpayı severim iyi hoş çocuktur bizim köye çok iyiliği dokundu timiyle beraber." Gülerek başımı olumlu anlamda salladım. Canım abim ya.
"Askerlik bunu gerektirir amcacım." Demek abim deli diye anılıyordu. E haklılar deli.
"Haklısın yavrum ee sen sadece ziyarete mi geldin?"
"Evet sadece ziyaret." Yaşlı amca buruk bir gülümseme sundu bana. Kaşlarımı çattım anında neden öyle bakmıştı ki?
"Bir sorun mu var amca?" Amca iç çekip mırıldandı.
"Yok be kızım kendi evladım geldi aklıma. O da böyle sen gibi gencecik güzel bir kızdı. Şimdi üç senelik öğretmen izmirde ama gel gör ki şu dağdakiler yüzünden gelemiyor kızım buralara." Sıkıntıyla derin nefes aldım. Doğru söylüyordu amca kaç kişiyi böyle şehit vermiştik. Allah hepsine rahmet eylesin. Arkama yaslandım kollarımı göğsümde birleştirip camdan dışarı seyrettim. Yol boyunca konuşmamıştık bir daha. Askeriyeye gelince çantamdan iki yüz lira çıkarıp amcaya uzattım.