Genç bir kız hayalleri umutları olan annesi ve babasıyla yaşayan genç kız yolu bir şekilde asker olan ağabeysinin yanına düşer. Nereden bile bilir ki hayatının en zorlu en meşe katlı yollarından geçeceğini. Hayatının aşkını bulup türlü zorluklar çek...
Selammsevgili canlarım ilk önce sevgileler günümüz kutlu olsun.;)
Ardından 16 ŞEHİDİMİZ'İN AİLELERİNE ALLAH'TANSABIR YAKINLARINA BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUM.
Şarkıyı açmayı unutmayın.
Keyifli okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Günaydın asker."
"Sağ ol."
"Nasılsın asker?"
"Sağ ol."
"Sizlerde sağ olun." Dışarıdan gelen gürültüyle hızla yerimden fırladım bu saatte bu ses neyin nesi'di böyle? Dışarı çıkıp baktığım da duman gözlü adamın bir kaç askerle içtima yaptığını gördüm. Derin bir nefes alıp geri verdikten sonra aynı yavaşlıkta tuvalete girip işlerimi hallettim. Dolabım'ın önünde gelince kıyafetlerime göz gezdirdim.
Bulduğum beyaz kazak ve kot pantolonumu alıp üzerime geçirdikten sonra siyah takım ceketimi üzerime geçirdim. Siyah çantam da ki eşyalarımı gri kol çantama doldurdum. Ardından hızla kısa saçlarıma su dalgası yapıp hafif toprak rengi makyaj yaptım. Hızla oda dan çıktığımda Zafer de postallarını bağlıyordu.
"Günaydın yakışıklım."
"Günaydın meleğim."
"Sen neden geç kaldın?" Zafer saatine bakıp tekrar bana baktı.
"Yoo geç kalmadım." Ben de kolumda ki saate bakıp ardından Zafere baktım.
"Ama Efe dışarı da." Zafer başını kaldırıp bana baktıktan sonra ardından postallarını bağlamaya devam etti.
"Albay ona verdi o görevi bir hafta boyunca her sabah askerlere içtima yaptırıp eğitecek." Başımı olumlu anlamda sallayıp konuştum.
"Anladım." Bende hızla omzumu dayadığım kapıdan çekilip beyaz kaban ve siyah ince uzun topuklu botumu giydiğim de Zafer sinirle mırıldandı.
"Nasıl yürüyeceksin bu karda onunla?"
"Sanane ya git işine hadi." Zafer yanaklarını havayla şişirip kapıyı açtığında Fırat ve Mustafa gülerek sohbet ediyordu.
"Günaydın beyler."
"Günaydın Sayın Savcım."
"Günaydın Savcım." Hafif başımı eğip kapıyı kilitledim.
"Siz Adliyeye sanırım?" Başımı olumlu anlamda sallayıp konuyu değiştirdim.
"Ya sizin sabah beşte işe başlamanız gerekmiyor mu?" Fırat omzunun üzerinden bana bakıp konuştu.
"Normalde evet ama biz aylık değiştiriyoruz bu ay Hilal timi saat beşte başlıyor bir daha ki ay da biz de."
"Anladım. İyi olmuş sizin için." Hepsi başıyla beni onaylarken çoktan arabanın önüne gelmiştik.
