Genç bir kız hayalleri umutları olan annesi ve babasıyla yaşayan genç kız yolu bir şekilde asker olan ağabeysinin yanına düşer. Nereden bile bilir ki hayatının en zorlu en meşe katlı yollarından geçeceğini. Hayatının aşkını bulup türlü zorluklar çek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yazardan
Mutluluk kavramı neydi? Nasıl bir histi? Efe en son ne zaman mutlu olduğunu bile hatırlamazken tek hatırladığı Berrak'a olan aşkı ve yaşadıklarıydı. Ama şimdi gitmişti sevdiği kadın kanlar içinde kalmıştı ellerinin arasında. Bir an ne olmuştu nasıl olmuştu bilmiyordu ama Berrak'ın göğsünün altına yediği iki kurşunla yere serildiği bedenini hatırlıyordu. Efe mutluluğu daha yeni yakalamışken bir anda uçup gitmesini istemiyordu.
"Bu kadar mı kötü biriyim?" Dedi Efe sessizce. "Bu kadar mı sevmiyorsun beni hayat?" Efe dudaklarından kaçan hıçkırığa engel olamazken tim Efe'nin bu haline acıyla bakıyordu. Duygusuz, sert, katı olan komutanları şuan karşılarında oturmuş çocuk gibi ağlıyordu hemde sevdiği kadın için. Serdar yavaş adımlarla Efe'nin yanına ilerleyip Efe'ye sımsıkı sarıldı Efe anında yüzünü Serdarın geniş omzuna koyduğunda hıçkırıklarının arasından zar zor konuştu.
"Abi." Dedi fısıltıyla ama hepsi duymuştu. "Abi kalbim acıyor." Serdarın gözleri dolarken Efe'nin saçlarını öpüp kokladı. Biliyordu öylesine abi diyordu acaba gerçekleri öğrendiğinde de aynı şekilde davranacak mı diye de geçiriyordu Serdar.
"Geçecek abicim geçecek söz veriyorum." Efe gözyaşları içinde Serdar dan ayrılıp kocaman yazılarla ameliyathane yazan kapıya baktı. Kaç sat olmuştu? Bir? İki? Üç? Hayır hayır altı saat olmuştu tam altı saattir Berrak ameliyathane de canıyla savaş veriyordu. Efe başını eğip küçük çocuklar gibi burnunu çekti ardından kızarmış yaşlı gözleriyle etrafına baktı Berrak'ın tüm ailesi ağlıyordu ama babası amcası dayısı ve eniştesi hala dimdik ayakta duruyordu. 'Nasıl?' dedi kendi kendine Efe. 'Nasıl bu kadar güçlü dimdik ayakta durabiliyorlar?' Efe ağrıyan gri gözlerini kapatıp başını hastanenin soğuk duvarına dayadı.
Ne kadar da çok acı bir durumdu böyle sevdiği içeri de canıyla uğraşırken senin ellerin kolların bağlı şekilde oturatak ağlamak. Oysa ki Efe den canını isteseler hiç düşünmeden verirdi sonuçta sevdiği kadın iyi olsun du yeter varsın Efe mutsuz olsun varsın eve ölsün Berrak iyi olsun yeter.
Ameliyathane'nin kapısı açıldığı an Efe hızla ayağa kalkıp konuştu.
"Berrak nasıl?" Doktor derin nefes alıp karşısında ki şık giyinmiş kalabalığa baktı.
"Berrak hanım buraya geldiğinde çok fazla kan kaybetmişti üstelik ameliyathanede iki kere kalbi durdu kurşunları çıkardık fakat yoğun bakım da müşahede altında olacak eğer bir kez daha kalbi durursa kaldıramaz." Efe sinirle doktorun yakalarına yapışıp bağırdı.
