Bade
Kahveciden kahvemi almış, sigaramla beraber benim için kahvaltı sayılan rutinimi gerçekleştiriyordum. Sabahın erken saatleriydi. Birkaç saat uyuyup direkt evden çıkarak dükkana gelmiştim ve randevu saati yaklaşan müşterimi bekliyordum.Önümde bir karartı hissettiğimde kafamı kaldırarak gelen kişiye bakmıştım.
Gülümseyerek "Hoş geldin" diyip ayağa kalkarak sarıldım. "Hoş bulduk"
"Geç sen geliyorum bende"
Elimle filtreye dayanmış sigaramı masadaki küllüğe batırarak söndürüp içeri geçtim.
Ben tekerlekli sandalyeye geçerken o çoktan deri koltuğa yayılmıştı."Bir şey içer misin?"
"Kahven varsa alırım" diye cevapladığında ayağa kalkıp kahve makinesine ilerlemiştim. İki kupa çıkararak hazırlayıp makineyi çalıştırdım. O da bu sırada ayaklanıp köşedeki masaya ilerlemiş ve onun için çıkarttığım taslağa bakıyordu. Makinenin sesiyle kahveyi kupalara doldurup birini ona uzattım.Mert devamlı müşterimdi. İlk dövmesini de ben yapmıştım ve dövme yaptırmaktan da vazgeçemeyen biriydi. Şu ana kadar ki bütün dövmelerini de ben yapmıştım. Kahve içip biraz muhabbet ettikten sonra dövme için koltuğa geçip tişörtünü çıkararak uzanmıştı. Saçlarımı at kuyruğu yaparak derin bir nefes aldım. Sandalyemi ayaklarımla ona doğru itip elime eldivenlerimi geçirerek taslağı karın bölgesine yapıştırdım. Anlattığı şeylere göre kafamda bir tasarım oluşturup çizmiştim. Bunu ona gönderdiğimde de randevu zamanını ayarlamıştık bugüne.
Genelde sabah erken saatlerde devamlı müşterilerim dışında müşteri almıyordum. Özellikle ilk dövmesini yaptıracak olanları öğleden sonraya ayarlamaya çalışıyordum. Doğal olarak soruları oluyordu ve sabahın erken saatlerinde algılarım bunları cevaplayacak kadar açık olmuyordu.
Ki ilk dövmesi olmasa bile bana ilk defa gelmiş olması da sorulacak sorular doğuruyordu.Kağıdı çıkartıp taslağın vücuduna çıktığını gördükten sonra makineyi çalıştırıp başlamıştım. "Nasıl gidiyor işler?"
"Gayet iyi. Randevu istekleri kalabalık."
"Ee en iyi dövmecilerden olunca normal tabi."
Sırıttım. "Teveccühünüz efendim"
Gülmeye başladığında makineyi vücudundan çekip bitirmesini beklemiştim bende gülerek. "Gülme manyak"
"Güldürme sende allah allah"Tekrar makineyi çalıştırıp devam ettim. "Kahvaltı ettin dimi lan?"
"Oğlum yılların dövme yaptıran insanıyım herhalde ettim." Göz devirdim.
"Aman tamam. Kan şekeri man şekeri biliyorsun işte"
"Ayneen"Bitirdiğimde doğruldum. Sırtım ağrımıştı aynı pozisyonda eğik durmaktan. Geriye çekilip sandalyeyi masaya doğru ittirerek makinenin iğnesini ve eldivenlerimi çıkarıp çöp kutusuna attım. Kalan işlemleri de hallettikten sonra üstünü giyinmeden önce telefonumu alarak fotoğrafını çekmiştim.
O tişörtünü giyerken bende sırtımı esnetip ağrıyı geçirmeye çalıştım.Ödemeyi yaptıktan sonra sarılarak vedalaşmıştık. O çıkarken bende kapının önünde her gün devamlı gelen adını Alf koyduğumuz köpeğe gülümsedim. Gece içeriye aldığımız su ve mama kabını doldurarak dışarı koydum. Gece dışarıda bıraktığımız zaman atıyor olmalarıyla kriz geçirdiğimden artık mecburen içeri almaya başlamıştık. Ben onu severken diğer dövmeci olarak yanımda çalışan Pelin'e gülümsedim. "Selam" diyerek yanımdan geçip üstünü çıkarmak için içeri geçmişti.
Onun anlaştığı müşterisi geldiğinde bende içeri geçerek burada çaldığımız şarkı playistinden rastgele bir şarkı açıp hoparlöre verdim.
İkili deri koltuğa yayılarak sosyal medya hesaplarımda gezinmeye başladım. Judgment olarak açtığım hesaba girerek dün yaptığım graffitiyi paylaştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judgment
Fiksi Penggemar"Biz bu kızı nerede buluruz abi?" "Siz bulamazsınız. O sizi bulur."