Etraftaki seslerle gözlerimi yavaşça araladım. Ufuk ve Ceyda'nın kavga ettiğini yaklaşık beş dakika sonra idrak edebilmiştim.
"İzzetül ikramınına bandırılmış kayizatını sikeyim Ufuk! Sus lan artık"
En sonunda sesini kestiğinde ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum. Hayır tamam kavga edin de neden tepemde ediyorsunuz amınakoyayım?Ceyda üzgün bir sesle "Kusura bakma ya" dediğinde sorun yok dercesine elimi salladım. En sonunda göz kapaklarımı birbirinden ayırdığımda hissettiğim yanmayla geri kapattım. Oflayarak ovuşturmaya devam ettim. Ufuk yavaşça omzuma dokunup "İyi misin lan?" diye sorduğunda "Ne bileyim açamıyorum gözümü" diyerek cevap verdim. Gözüm kapalı bir şekilde kalkıp etrafa dokunarak düşmeden yukarı çıkmayı başarmıştım. Hafifçe gözümü aralayıp banyoya girdim. Yüzüme sayısız kez su çarpıp açtım tamamen. Yüzümü kurulayıp bu sefer gözlerim açık bir şekilde inebilmiştim aşağı.
Ceyda'nın salona kurduğu kahvaltı masasına oturup esnedim. Ağzıma önümdekilerden doldururken aşırı aç olduğumu ancak o zaman farketmiştim. "Kıtlıktan mı çıktın?" diye soran Heja'ya dönüp ağzım doluyken "He amınevladı" diyerek sırıtmıştım. Karnımı tıka basa doyurup çayı da üstüne içtiğimde rahatlayıp kalkmıştım masadan. Heja'nın öküz bakışları eşliğinde koltuğa oturup ayaklarımı sehpaya uzattım.
"Gidecek miyiz abi?"
Bir an bunu ne için sorduğunu düşündüm. "Nereye?"
Umut göz devirip "Daha dün gece konuştuk abi. Resimlere bakmaya" dediğinde jeton düşmüştü. "Doğru lan kalk" diyip ayaklandım. Yukarı çıkıp burada bıraktığım kıyafetlerden giyip indim aşağı. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip ceketimi de alıp evden çıktım. Umut ve Heja'da geldiğinde yürümeye başlamıştık.
"Yine iki saat arayacaksak taksiyle gidelim gözünü seveyim."
"Ya abi sürekli yüzüme vuracaksın bunu dimi" dediğinde kafa salladım hızlıca. Tabiki vuracaktım. Biz de böyle bir delikanlıydık yani.Biraz yürüdükten sonra çok eski ve tamamlanmamış bir inşaata gelmiştik. O inşaatın bir tarafını güzel bir yeşile boyamış ve üstüne de bir sürü dikenli çiçekler, kaktüsler çizmişti. Ama diğer tarafı olduğu gibi bırakmıştı. Umut beni uğraştırmayıp kendi çekmişti fotoğrafı.
Ara sokaktan çıkıp caddede ilerlerken siyah duvara çizilmiş kırmızı bir kurukafa dikkatimi çekmişti. Oraya ilerleyip tam önünde durduğumda onun yaptığı bir resim olduğunu anlamıştım. Umut fotoğrafını çekerken bende yan sokağına doğru gördüğüm resme yürüdüm. Sağa doğru döndüğümde bunun da bir kurukafa olduğunu anlamıştım. Yine sağ tarafta karşıdaki duvarın tam yanındaki siyah duvara ilerledim bu sefer.
Sanki bunları bilerek birbirinin ardına yapmış gibiydi. Hatta öyleydi. Çünkü o duvarın önüne geldiğimde kafamı tekrar sağa çevirmiştim ve orada da siyah bir duvar gözüküyordu. Önünde durduğum duvara göz gezdirdim. Bu farklıydı. Bu saçları olmayan bir kadın resmiydi. Umut resimleri inceleyip arkamdan gelirken ben diğer duvara doğru yürüdüm. Bu sefer gördüğüm ise bir köpekti. Hepsi aynı teknikle çizilmişti. Aralarında bir bağlantı kuramamıştım ve olmama ihtimali yüksekti.
Umut şu an önünde durduğumuz duvarın fotoğrafını da çektiğinde çıkmaz sokağa girdiğimizden aynı yoldan geri çıkmıştık. Caddede ilerlerken karşıda bir pizzacının duvarındaki küçük imzasını görmüştüm. Oraya geçip dışarıya servis yapan garsona ilerledim. "Patronunla görüşebilir miyim?"
"Bi sorun mu var?" diye hafifçe korkarak sorduğunda rahatlatmak ister gibi omzuna koydum elimi. "Hayır bir konu hakkında bir şey soracağım."
Kafa sallayıp içeri girdiğinde bizde ayakta beklemeye devam ettik.Mekanın sahibi olarak tahmin ettiğim amca geldiğinde selamlaştık.
"Dış duvarı boyayan kişi için geldik. Kim olduğunu öğrenmek istiyoruz aslında."
"Aa anlıyorum. Biz de başka mekanlarda gördük. Çalışmak istediğimizi söylemiştik. Kendisi de bize ulaşmıştı. Ama nasıl ulaşırsınız hiç bilmiyorum."
"Bir oğlan geliyormuş sanırım?"
"Evet evet o yapıyor galiba."
Kaşlarımı kaldırdım. "Görmediniz mi yaparken?"
"Hayır. Biz anlaştık. Gece gelip başlamış. İki gecede de tamamlamıştı."Yan kafeden bir adam geldi. Arkadaş olduklarını yakınlıktan anlamıştım.
Gelen abi "Hayır o oğlan yapmıyor" dediğinde hafif bir heyecanla ona döndüm.
"Kim yapıyor peki?"
"Kim olduğunu inanın bilmiyorum. Bizim için de yapmıştı sağolsun. Birkaç kişiyle görüşmüştüm daha önce çalıştığı. Haberi olup aynı şekilde bana ulaşmıştı o oğlan. Adı Karan'dı galiba."
Diğer konuştuğum amca da onaylamıştı. "Evet evet Karan'dı.""Onun yapmadığını nereden biliyorsunuz?"
"Kimsenin yapan kişiyi bilmediğini öğrenince merak ettim. Anlaştığımız günün gecesinde kafenin oraya geldim. Yüzünü görmedim açıkçası ama o değildi eminim. Arkadan gördüm ve erkek bedeni olmadığı belliydi."
"Sonra abi?"
"Anladı sanırım birinin olduğunu. Gerildiğini hissettim ama arkasını dönmedi. Korkmasın diye beklemedim daha fazla döndüm geri."
Kafa salladım."Biz bu kızı nerede buluruz abi?"
Ellerini iki yana kaldırıp kaşlarını kaldırıp indirdi. "Siz bulamazsınız. O sizi bulur."
Ellerimi saçlarıma götürüp karıştırdım. Bu iş sandığımdan daha çok uzuyordu. "Eyvallah abi" diyip eve doğru yürümeye başlamıştım.Heja "Oğlum bulamayacağız galiba lan" diyerek kolunu omzuma atmıştı. Göz devirip ellerimi cebime soktum. Sırıttım.
"Biz bulamazmışız zaten. O bizi bulacakmış ya oğlum." İkisi de kahkaha atmıştı.
"İrtibat numarası bile bulamadığımız kızın bizim onu aradığımızdan nasıl haberi olupta bizi bulacaksa? Müneccim sanki amk"
Heja'nın dediğine gülerken çoktan kapının önüne geldiğimizi farketmiştim.Kapıyı çaldığımızda Ceyda açmış ve kenara çekilmişti. İçeri girip kendimi koltuklardan birine attığımda herkesin meraklı bakışları beni bulmuştu. Heja da hemen yanıma yerleşerek güldü. "Bulabilsek bu modda mı oluruz sizce?"
Hak vermiş olacaklar ki üstümüzdeki bakışlar azalmıştı. "İyi de anlatın tam olarak. Ne oldu?"
Heja derin bir nefes alıp Ceyda'ya adamların söylediklerini anlatmıştı."Çok gizemli, ben şimdiden aşık oldum kıza" diyen Batuhan'a bakıp göz devirerek "Gevşek" dediğimde gülmüştü.
Şamil ellerini çırpıp herkesi susturup "İyi tarafından bakalım" dediğinde kaşlarımı çattım. İyi tarafı neydi acaba?
Konuşmasının devamını duyduğumda adam yerine koyup dinlediğim için içten içe kendime küfürler etmiştim.
"Cinsiyetini öğrendik en azından." Kahkaha attığında Gökdeniz dışında kimse aynı şekilde karşılık vermemişti.
Gökdeniz omuz silkip "E ama doğru" dediğinde sırıttım.Yase ve Ceyda kadehlerle beraber mutfaktan geldiklerinde sırıtmaya devam ederek doğrulmuştum. Heja beni gösterip "Bak bak şerefsize bak. İçki gördü ya nasıl canlandı" dediğinde kafasına bir tane geçirip susmasını sağladım. Dolan kadehlerden birini alıp yudumlarken tekrar arkama yaslandım.
Gökdeniz'de şarkıyı yazdığımız kağıdı alıp yanıma geldiğinde kaşlarımı kaldırdım. "Kaydedelim şunu hadi"Kafamı sallayıp kadehi bırakmadan kalkarak Ufuk'ların evinin alt katındaki stüdyoya indik. Kapıyı açıp içeri geçerken kulaklıkları takıp mikrofonun başına geçtik. Ufuk'ta gelip beat'i ayarladığında şarkıyı kaydetmiştik. Daha sonrasında zibilyon tane içki şişesinin boşalmasına sebep olmuş ve sabaha karşı koltukta sızmıştık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judgment
Fanfiction"Biz bu kızı nerede buluruz abi?" "Siz bulamazsınız. O sizi bulur."