3.6

446 68 43
                                    

Kilitli kapıya son gücümle hıçkırarak bir yumruk daha savurdum. Bunun ardından kapının üzerinde bir tane daha ezik oluşmuştu.
"Ölüm uykusuna mı yattın anne?!"

Ellerim kapıya yaslıyken yavaşça sürüyerek dizlerimin üzerine çöktüm. "Neden gelmedin?"

"Ben bunları yaşarken neden çıkmadın şu siktiğimin odasından!"

Boğazımdan bir hıçkırık daha dökülürken içeriden hiçbir ses gelmiyor olsa da orada olduğunu biliyordum.

Eve geldiğim andan itibaren susmak için büyük çaba harcamıştım. Olanlara rağmen sakince odamda uyumayı denemiştim ancak başarısız olmuştum.

Bağırıp çağırmadığım sürece bunun geçmeyeceğini bildiğimden ve daha fazla kendime hakim olamadığımdan bağırıp durmuştum. Ama annemden hiç ses çıkmıyordu.

Daha önceleri sustuğu takdirde birkaç cümleden sonra susan ben, şimdi dakikalardır bağırıyordum ve bir türlü içimdeki yangını dindiremiyordum.

"Sen duymamazlıktan gelince yaşanmamış olmuyor bunlar!"

Kesik kesik nefes almaya çalışırken nefeslerim boğazıma diziliyordu sanki. Yutkunmakta güçlük çekiyor ve yanaklarımdaki ıslaklığı her silişimde yenisi ekleniyordu.

"Duyuyor musun? Sevgilin bana tecavüz etmeye kalktı, beni öldüresiye dövdü anne!"

Alnımı kapıya yaslarken sakinleşmek adına nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım.
"Şahit olmayınca anlamamazlıktan gelmek kolay. Duymayınca inanmamak kolay, tamam. Peki nasıl hâlâ bunu yapabiliyorsun?!"

Burnumu çekip tekrar elimin tersiyle yanaklarımı sildikten sonra kendi kendime bu kapının önünde son kez mırıldandım. "Neden kulaklarını tıkıyorsun?"

Ellerimi dizlerime yaslayıp hıçkırıklarımı dizginlemeye çalışırken çalan kapıyla ürpermiştim.

Kapının sesiyle tedirgin olmaktan bıkmıştım.

Durup kesik kesik aldığım nefeslerimi yutkunarak durdurmaya çalışırken ikinci çalışta duvara tutunarak kalkmıştım.

Sendeleyerek kapıya ilerlerken yanaklarımdan boynuma doğru yol almış yaşları silerek sırtımı dikleştirdim.

Canım yanarken bile dimdik durmaya çalışmaktan da yorulmuştum.

Elimi kapının kulbuna atıp aşağı indirirken onun o iğrenç yüzünü görmeyi beklerken karşımda Can'ı görmemle bir küfür savurmuştum.

Olabileceğim en iğrenç halimle karşısında dururken şefkatli bakışları her seferinde olduğu gibi bu seferde beni dumura uğratmıştı. Kaşları dağılmış halimle çatılırken kolumdan tutarak kapının hemen dışında doğru çekmiş ve sıkıca sarılmıştı.

Birkaç saat önce ayrılmış olmamıza rağmen burada olması garipti.
Sanki kötü durumda olduğumu hissetmiş gibiydi.

Sarılışına karşılık vermediğim birkaç dakikanın ardından omuzlarımdan tutarak beni kendinden uzaklaştırmış ve ellerini yanaklarıma çıkararak farketmediğim yeni yaşları silmişti.

O sırada merdivenlerden gözüken annemin sevgilisiyle ellerinin yanaklarımda olmasından dolayı hissettiği dişlerimi gıcırdatmıştım.

Bir terslik olduğunu anlayarak arkaya döndüğünde onun da aynı benim gibi kaşları daha da çatılmış, bakışlarıyla onun buraya ilerlemesini takip etmişti.

Normalde kapıyı suratına kapatacağım adama, sırf Can sorgulamasın ve olay çıkmasın diye kenara çekilerek geçmesine izin vermiştim.

Ancak onun bakışlarını takip ettiğimde Mesut'un ellerinde takılı kaldığını görmüştüm. Ellerindeki bana vurduğundan dolayı zedelenen eklemlerinde.

JudgmentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin