Sokakta Umut'un peşinde bir oraya bir buraya yürüyorduk. Gerizekalı herif nerede gördüğünü hatırlayamıyordu. Hani insan bir tanesinin bile mi yerini hatırlamazdı? Hadi hatırlamıyorsun neden biliyorum diyorsun?
Bu soruları sormuştum ama tabiki bu kadar nazik değildim. Ağız dolusu küfürlerin ardından en sonunda bir sokakta durup bize dönmüştü yüzünü. "Buldum"Ellerimi kaldırıp "şükür" diyerek yüzüme sürmüştüm. Heja sırıtarak "İmana getirdin şerefsizi" diyip beni göstermişti. Göz devirip arkasından yürümeye devam ettik. Çok kuytu bir yere yapılmıştı. Belediyenin silmemesi için olma ihtimali büyüktü. Hafifçe geriye çıkıp uzaktan baktım.
Duvarı önce hafif beyazlı bir griye boyamış, üstüne de göğüs kafesi çizmişti. İçinde de rengarenk çiçekler vardı. Ama garip olan şey bu değildi. Üstünün bir fırça darbesiyle çizilmiş olmasıydı. Hemen yanındaki diğer duvara tekrar bir göğüs kafesi çizilmiş ama bu sefer içi kanlı şeklinde çizilmişti. Çiçekli olanı çok daha önce çizdiği belliydi. Kanlı olan daha tecrübeli bir çizimdi. Ne olmuştu da değiştirmişti ki?
Duvara ilerleyip imzasına eğildim. Çiçekli olan gayet düzgün yazılmışken, kanlı olanın imzasının titreyen bir elden çıktığı belliydi.Umut'ta o sırada fotoğraflarını çekmişti çizimlerin. "Çok güzel"
Tekrar önümüzden yürümeye başladığında peşinden yürümeye devam ettik. Ceyda "Devamını kolay bulursun umarım" dediğinde "Abla aslında sizde görmüşsünüzdür bazılarını. Ara sokaktakileri bulmak zor biraz" demişti.Bu sefer bir kafenin yan duvarında görmüştük aynı imzalı resmi. Yıldızlı geceler tablosunu çizmişti. Umut "Buraya yapması için kafe sahibinden izin almış olmalı" dediğinde aydınlanma yaşamıştım. "Soralım o zaman" diyerek kafenin içine girdim. "He sen bulacaksın bu kim yani?" diye soran Gökdeniz'e bakıp kafa salladım. Bir tane garsonu durdurup kafe sahibiyle konuşmak istediğimizi söylediğimizde çağırayım diyerek içeri geçmişti. Masalardan birine oturduğumuzda Dicle kahve siparişi verip gelmişti.
"Bir sorun mu var?" diyen kafe sahibiyle masaya bakmayı kesip ona çevirdim bakışlarımı. Ceyda hâlâ bir şey söylemeyen bana bakıp konuşmaya girdi. "Biz sizinle yan taraftaki resimle ilgili konuşmak istemiştik. Müsaitseniz otursanız?" diyerek boş sandalyeyi işaret etmişti. "Tabi dinliyorum"
Oturduğunda direkt konuya girdim. "Kimin yaptığını öğrenmek istiyoruz."
"Beraber çalışmak istiyorsunuz galiba?" dediğinde kimsenin bir şey söylemesine müsaade etmeden kafa salladım."Bizim klip için bir duvar resmi düşünüyoruz. Kendisi de baya yetenekli. Görüşmek istiyoruz." Kafa salladı. Herkes şaşırmıştı bu söylediğime. Aslında böyle bir fikir bir anda gelmişti aklıma.
"Anlıyorum ama kendisinin bende bir iletişim numarası yok. Bir oğlan geldi buraya. Yan duvara çizmek için izin istedi. İlk başta istemedim ama diğer çalışmaları gösterdiğinde güzel olabileceğini düşünerek onay verdim. Çizen kişi o muydu değil miydi bilmiyorum."
Fatih kaşlarını çatarak araya girdi. "Nasıl yani? Yaparken görmediniz mi?"
"Hayır. Geceden yapmış olmalı. Sabah geldiğimizde gördük bizde."
Şaşırmıştım. Buraya girerken hemen kim olduğunu öğrenebileceğimizi sanmıştım."Yardımcı olamadığım için üzgünüm. Ama bilen biri vardır elbet. Genelde buranın duvarlarını o boyuyor. Hatta bazı dükkanlarla, kafelerle çalışmışlığı da varmış bizim dışımızda." Kafa salladım.
"Eyvallah abi sağolasın."
"Ne demek. Afiyet olsun" dediğinde kahvelerin geldiğini farketmiştim.Sıcak kahveden bir yudum alıp "Kim lan bu?" diye mırıldanmıştım.
"Ben çok merak ettim beyler" diyen Ceyda'yı herkes onaylamıştı.
Kahvemi bitirdiğimde dışarı çıkıp yan duvarın önüne yürüdüm. Bir sigara yakıp karşısındaki duvara yaslanarak izlemeye başladım. Bizimkiler de kafeden çıktığında yanıma gelmişlerdi. Kaç kişi toplanmış bir resme bakıyorduk. Cidden dışarıdan gören biri deli zannedebilirdi. Sigaram bittiğinde yere atıp ayakkabımla ezdim. Telefonumu çıkarıp fotoğrafını çektim duvarın.Tekrar yürümeye başladığımızda Berk "Harbiden bulursak klip için konuşacak mıyız?" dediğinde kafa salladım. "Neden olmasın ki?"
Gökdeniz "Bence iyi fikir" diyerek katılmıştı.
Yine ara sokaklardan geçip bir yerde durduk. Yan tarafa döndüğümde gördüm resmi. Kalp çizmişti. Yakınlaşıp detaylı inceledim. İmza düzgündü.
Göğüs kafesine çizmediği kalbi buraya çizmişti. Neden?Bu soruların cevabını onu bulmadan öğrenemeyecektim. Belki de hiç bulamayacaktım.
Uzaklaşıp onunda fotoğrafını çekip hemen karşı duvarda duran ufak çizime baktım. Bir levha gibi bir şey yapmış üstüne de yazı yazmıştı. Onun da fotoğrafını çektiğimde çıktık sokaktan.Heja kolunu omzuma atıp beni tekele yöneltmişti. İstediğim içkinin olup olmadığını sorduğumda olmadığı cevabını almıştım. Geri çıkıp "Başka tekellere artık" diyerek güldüm. Bizimkilerin yanına ilerleyip eve doğru yürümeye başladık. Umut "İlerdeki dükkanlarda da görmüştüm. Yarın mı bakarız?" dediğinde kafa sallamıştım. Bulabileceğimizden pek emin olamasam da en azından resimlerinin hepsine bakmak istiyordum.
Ufuk'ların eve geldiğimizde bahçe kapısından girip eve geçtik. Ben direkt kendimi koltuğa atarken tahminen Şamil de mutfağa içki almaya gitmişti. Yase ve Atlas zaten evde olduğundan sesimizi duyup aşağı inmişlerdi. "Ne yaptınız?"
Ben kafamı koltuğun arka kısmına yaslayıp gözlerimi tavana diktiğimde Ceyda cevaplamıştı Yasemin'in sorusunu.
"Birkaç resmine baktık. Bir kafeyle konuştuk. Ama kim olduğunu bilmediğini söyledi."
Kaşlarını çattığını hissedebiliyordum Yasemin'in. "Garip."Şamil sehpaya bira kutularını koyduğunda kafamı kaldırdım. Sırıtarak birini kucağıma attığında bende sırıttım. Açıp koca bir yudumu mideme gönderdim. Midemdeki yanmayla yüzümü buruşturdum. Dünden beri bir şey yemememden kaynaklandığını biliyordum. Umursamadan biramı yudumlamaya devam ettim.
Yasemin merakla soru sormaya devam etmişti dayanamayarak. "Kimse görmemiş mi kim?"
Ceyda da cevaplıyordu. "Hayır. Bir oğlan geldi dedi. İzin istemiş ama çizeni görmemişler. O mu değil mi bilmiyorum dedi."
"İsim falan yazmıştır kenara köşeye bir yere?"
"İsim yok ama Judgment yazıyor sadece."
Yasemin kaşlarını çatıp düşünmeye başlamıştı. O da grafiti yapıyordu. Görmüş olma ihtimali çok yüksekti. "Evet görmüştüm. Çok başarılı."Üst üste birkaç bira daha içmiştim. Yavaş yavaş ağırlık çökmüş ve gözlerim kapanmaya başlamıştı. Devrilip rahat bir pozisyona geçtiğimde gözlerimi yorgunlukla kapattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judgment
Fanfiction"Biz bu kızı nerede buluruz abi?" "Siz bulamazsınız. O sizi bulur."