Uyumamış olmanın verdiği yorgunluğu üzerimden henüz atamamışken kahve içerek uyanık kalmaya çalışıyordum. Bir yandan kahvaltılıkları dolaptan çıkarıp masaya koyarken diğer yandan Bade hâlâ uyuduğu için kısık sesli açtığım şarkıya eşlik ediyordum.
Dün yaralar içinde kollarımda uyuyan kızdan bugün sorularıma cevap almayı umuyordum ancak konu Bade olduğunda hiçbir şeyden emin olamadığım gibi bundan da olamıyordum.
İçimde garip bir his vardı bu sabah. İlk defa bu evde tek uyanmamıştım belki de onunla ilgiliydi bilemiyordum. Daha önce kimseye kahvaltı hazırlamamış ya da kimsenin yaralarını da sarmamıştım. Ancak bunlar bana yük olmamış hatta dünyanın en güzel işiymiş gibi yapıyordum.
Uyumayıp bütün gün ve gece boyu iyi mi diye düşünüp durmuştum aynı zamanda da sürekli onu kontrol etmiştim.
Çok uzun süredir uyuyordu. Ve bu süre içinde iki kere uyanmıştı. Uyumadığımı farketmediğinden ya da farkedecek hâli bile olmadığından bir süre kalkmadan öylece durmuş ve ardından da tekrar uykuya dalmıştı.
Mutfakta işim bittiğinde adımlarım odama ilerlerken kapıyı araladığım an perde kalktıktan sonra araladığım camdan dolayı rüzgarla uçuşmuştu. Bu yüzüne güneş ışığının vurmasına neden olmuş ve burnunu kırıştırmasını sağlamıştı. Aynı zamanda da bana dünyanın belki de en güzel manzarasını sunuyordu.
Daha önce hiç onu rahatça izleyemediğimi farkettiğimde kollarımı göğsümde bağlayarak omzumu kapı pervazına yasladım.
Bir süre öylece dururken kaşlarının da çatılmasıyla pencereye ilerleyip perdeyi kapatarak yüzüne güneşin gelmesini engelleyip arkamı dönmüştüm. Ancak bunun nedeninin ışık olmadığını yeni farketmiştim.
Birkaç kere sıçramış ve beyaz yastığa sıkıca sarılmıştı. Gece birkaç kere daha bu olmuştu ancak kısa süreli olduğundan müdahale etmeme gerek kalmamıştı. Lakin şu anki çok daha farklı gibi duruyordu. Anlamadığım sayıklamaları da buna eklendiğinde yatağın ucuna oturarak elimi saçlarına atmış ve yüzüne düşen kısmı arkaya ittirdikten sonra seslenmiştim.
Mırıldanıp bana arkasını döndüğünde gülerek tekrar seslenmiş ve hemen ardından da dürtmüştüm.
Gözlerini henüz açamamışken bana doğru dönüp kısık gözleriyle beni süzmüştü.
"Ne var be?"
Yüzümdeki sırıtış büyürken uykulu bir ifadeyle bile çok güzel olduğunu düşünüyordum."Eski Bade geri geldi anlaşılan. Ters ters cevaplar yine."
"Ya yine ne saçmalıyorsun?"
Yattığı yerden doğrulmadan bana bakarken bir yandan da yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovuşturdu.Yüzü elinin yarasına değmesiyle acıyla buruştuğunda yüzümdeki sırıtışı silmiştim. "Hadi kalk, kahvaltı hazırladım."
Söylediklerimin ardından direkt çıktığımda odadan bağırışıyla kahkaha atmıştım.
"Ya ne kahvaltısı, iğrenç!"Çayları koyup masaya oturduktan sonra telefonumu alıp mesajlara girmiştim. Islık çalarak bizimkilerin yazdıklarını okurken Bade'de hemen karşıma dağınık saçlarını toplayarak oturmuştu.
|Gerizekalılarla mücadele|
Uzi: Buluşuyor muyuz?
Elif: Bana uyar
Sefo: Bana da uyar tabiki başka işim mi var
Gigi: Bende gelirim de Arşel'e sormuyoruz bile herhalde sjxlglslxlgşsşs

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judgment
Fanfiction"Biz bu kızı nerede buluruz abi?" "Siz bulamazsınız. O sizi bulur."