1.5

521 61 15
                                    

Bade
Kafamı eğdiğim koldan kaldırarak derin bir nefes alıp eldivenlerimi çıkararak çöpe atmıştım. Pelin müşteriyle ilgilenip onu yolcularken camdan gördüklerimle şaşkınlıkla ağzım aralanmıştı. Buraya doğru geliyor olamazlardı değil mi? Kendi kendime "Hadi canım" diye mırıldanırken Pelin'in "Ağzına sinek kaçacak abla" diyerek gülmesiyle kafamı iki yana sallayarak bakışlarımı camdan çekmiştim.

Ben benim olduğumu anlayıp anlamadıklarını çözmeye çalışırken onlar kapıdan içeri girmişlerdi bile. Bu fikri anında aklımdan silerken yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirmiştim. Elif'le Yase'ye sarıldıktan sonra diğerleriyle de el sıkışmıştım.
"Ne için geldik tahmin et."
"Elif dövmeciye ne için gelmiş olabilirsiniz gerçekten bilmiyorum."

"Yalnız benim randevulu bir müşterim gelecek şimdi. Çok uzun sürmez. Siz oturun isterseniz" diyerek arkalarında duran üçlü deri koltuğu göstermiştim. "Bekleriz problem değil."
Kafa sallayarak hazırlık yaparken müşterimde kısa süre sonra gelmişti. Ona direkt sırt üstü yatmasını söyleyerek taslağı yapıştırmıştım omzuna. Aynadan tam olarak yerine bakmasını bekleyip onayladıktan sonra da iğneyi vücudunda gezdirmeye başlamıştım.

Çok büyük ve detaylı bir şey olmadığından çok sürmeden bittiğinde gerisiyle Pelin'in ilgilendiğini görüp bende Elif'lere döndüm.
Ceyda heyecanla yerinden kalkıp istediği dövmeyi anlattığında ilk ondan başlayacağımı anlayıp uzanmasını istemiştim. Zaten tasarım istemediğinden hazır olan taslakları gösterip içlerinden birini beğenmesini beklemiştim.

Biri içine sinmiş olmalı ki bu diyerek bana uzatmıştı. Seçtiği gül taslağını göğsünün ortasına yapıştırdıktan sonra saçlarımı at kuyruğu yaparak eldivenlerimi geçirdim elime.
Elif kendi mekanı gibi ufak buzdolabından içki çıkartıp isteyenlere dağıtırken bende dövmeyi yapmaya başlamıştım.

O tarafa bakmasam bile Can ve Dicle'nin gezerek etrafı incelediğini görebiliyordum. Tam olarak beklediğim soru da şu an gelmişti bile.
"Kapıdaki graffitiyi kime yaptırdığını sorabilir miyim?"
Bakışlarımı Ceyda'nın göğsünden ayırmazken cevapladım. "Judgment."
"Onu biliyorum aslında. Kim olduğunu biliyor musun diye sormak istemiştim."
Makineyi Ceyda'nın vücudundan çektikten sonra üzerimde gezinen bakışlarına karşılık vermiştim. "Onun kim olduğunu bilen birinin olduğunu sanmıyorum."

Düşünceli bir şekilde kafa sallayarak geri incelediği rafa dönmüştü. Bende işime dönerek derin bir nefes aldım. Yarım saatte bitirirken Ceyda kalktıktan hemen sonra Dicle'yi çağırmıştım. Üstümdeki ince kazağı çıkartıp içimdeki askılıyla kaldığımda rahatlamanın verdiği etkiyle gülümsemiştim. Kalın giyinmekten gerçekten nefret ediyordum ve neden daha önce çıkartmayı akıl edemediğime anlam veremiyordum.

Dicle'den şaşkın bir nida çıkarken kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Dövmelerimiz benziyor." Bu dediğiyle önce onda gözlerimi gezdirip tam göğsündeki dövmeye denk gelmiştim. Bu ara herkesin yaptırdığı bir dövmeydi zaten ay dövmesi. Asıl şaşırdığı şey dövmenin aynı yerde olmasıydı.
Güldüm. "Biraz"

İstediği dövmeyi anlattığında bazı seçenekleri gösterdim. İki dövmeyi birbirine yakıştırdığında tişörtünü çıkarmasını istemiştim. Sütyeninin orta kısmını çıkarmak istememesinden dolayı yukarı ittirip parmaklarıyla kavramasını sağladım. Hazır taslakları yapıştırıp çektikten sonra da başlamıştım.

Dicle'nin ki biterken beklemediğim şekilde Can'ın da yaptıracağını anlamıştım. O ceketini çıkarıp kenarıdaki tabureye koyarken anladığım kadarıyla ceketinin iç cebindeki bir şeyin ağırlık yapmasıyla yere düşmüştü. Bunu umursamadan oturup açıktaki kolunu uzatarak "UUU" yazmamı istediğinde hafifçe sırıtmış ve mırıldanmıştım.
"Unutma ulan unutma."

JudgmentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin