Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz...
İyi okumalar..
43. Bölüm: İşte Güç Buydu
•••
Ahmet arkasına döndüğünde herkesi uyur bir şekilde gördü. Bu da onun hain planlar yapmasına olanak sağladı. Herkesi tek tek uyandırmak yerine transitin garip kornasına bastı ve sıçrayarak uyanmalarını sağladı. Bilmiyordu ki ben dakikalar öncesi uyanmıştım.
Erkekler -daha çok Toprak- küfürle karşılık verirken Melek konuşmaya başladı.
"Ne oluyor. Ahmet. Öldük mü?" Etrafı süzüyor kesik kesik çıkan sesiyle neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kaza falan sanmış olmalıydı ki epey korkmuştu.
Ahmet, "Ölmedik, geldik!" Diyerek el çırptı ve bizim kapımızı açıp aşağı fırladı.
Arabadan indikten sonra Ahmet'i koca bir "Siktir!" deyişi kulaklarımıza doldu. Merak edip teker teker arabadan indik.
"Laan! Olamaz.." garip bir şekilde herkes ona baktı.
"Ne oldu Ahmet?" Diye sordum yeni uyanmış çatallı sesimle.
Toprak, "Ulan Ahmet elimde kalacaksın lan noluyor?" dedi.
"Lan burası.. ulan fotoğrafta böyle değildi burası." Dediğinde yeni farketmiş gibi eve baktık. Oldukça mütevazı küçük bir evdi. Ahşap bir evdi fakat oldukça da kaba duruyordu. Kocaman camdan bir balkonu vardı ve başka da hiç bir şeyi yoktu.
"Buraya hangi birimiz sığacağız?" Diye sordu Mert.
"Sizin yaptığınız bir işte doğru olmaz ki zaten." Dedi Melek ben biliyordum böyle olacağını ses tonuyla. Ellerini göğüsünde bağlamıştı.
"Arkadaşlar bence içi büyüktür sığabiliriz belki" Diyerek masumca bir düşünce ortaya koydu Derin. Fakat ona şuan kimse inanmış gibi değildi.
"İmkansız.. içinde olsa olsa 3 oda vardır. Bizse 10 kişiyiz." Dedi Yaren. Haklıydı hepimizin sığması imkansızdı.. tabi herkes çiftli kalmazsa..
"Önce bir içeriyi mi görsek?" Dedim ve adımlarımı ev doğrulttum herkeste benimle beraber eve girdi.
Ev tahminlerimiz doğrultusunda o kadarda küçük değildi. Cam kapıdan içeri girer girmez ahşap odun kokusu buram buram kokuyordu. Aşağıya yukarıya giden merdivenler evin 3 katlı olduğuna işaretti. Dışarıdan 2 katlı küçük bir ev gibi görünüyordu.
Mert ve diğerleri itirazlarına devam ederken ben ve Toprak alt kata baktık. Alt kat tıpkı bir mahsen, mağara gibiydi ama kesinlikle karanlık değildi. Aşağıda 2, yukarda 3 olmak üzere, 5 oda bir salon olan ev normal bir aile için oldukça genişti fakat biz 10 kişiydik. Yani anca sığabilirdik. Yukarıya çıkıp odalara bakmak için hareketlendim ama Toprak kolumdan tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...