Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz...
İyi okumalar.
9. Bölüm: Takipçi
Gözlerimi açtığımda güneş ışınları beynime meydan okurcasına parlıyordu. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve rutin işlerimi halletim.
Okul için hazırlanıp mutfağa yöneldim. Halam üstüme bir bakış atıp
"Delirdin herhalde bugün cumartesi salak kız." Dediğinde mıhlandım.
"Ne gerçekten mi?" Halam anlamayan bakışlar atıyordu hâlâ.
"Erken yaşta bunadın sen git yat dolaşma ayağımın altında kahvalatıyı hazırlayınca kaldırırım." Demişti. Şaşırmıştım normalde 'anca yat hiç yardım etme' falan derdi.
Bugün iş vardı öyleyse. Saate baktığım da da oldukça erkendi. Öğleden sonra gidecektim kafeye. Odama gidip üstümü değistirdim ve yatağıma oturup varlığını bile unuttuğum telefonumu elime aldım. Hiç mesaj ve arama olmasına da şaşırmamıştım numaram halam ve babamdan başka kimsede yoktu. Aklıma dün Meleğin defterimin arasına yazdığı numara geldi. Ona numaramı verebilirdim elbette.
Hızlıca rehbere girip kaydettim ve onunda kaydetmesi için aradım. İki kere çalıp açılmıştı.
"Alo kimsiniz?" Beklenen ses geldiğinde;
"Benim... Deniz."
"Aa Deniz sen miydin bende kim bu sabahın köründe arayan zırto diyordum tam." Hafif gülerek söylediğinde fark ettim evet Cumartesi için erken bir saatti.
"Ya kusura bakma düşünememişim."
"Önemli değil hayatım uyanmıştım zaten. Ee napıyorsun?"
"Bugünün cumartesi olduğunu unutmuşum sabah giyinip okula geliyordum. Halam fark ettirdi." Güldüğümde güldü.
"Aklın nerede acaba? Her neyse bugün ne yapıyorsun?" Sorusuna şaşırmıştım.
"Öğlenden sonra kafeye gideceğim işte."
"Hangi kafe?"
"Ha söylemedim çalışıyorum ben sahildeki Yalı kafe'de."
"Öyle mi severim orayı daha önce görmemiştim seni yeni mi başladın?" Beni kim görüyordu ki?
"Hayır, bir buçuk yıl oldu."
"Allah Allah nasıl görmedim ben seni? Uğrarım bugün yanına çarşıda işim vardı."
"Sen bilirsin bir kahve ısmarlarım."
"İyi bakalım bir kahveni içeriz."
"Tamamdır."
"Hadi görüşürüz bebeğim."
"Bay bay." Diyerek aramayı sonlandırdım. Meleği seviyordum kafa kızdı, tatlıydı ve komikti. Manken gibi bir güzelliği vardı. Boyu uzun, saçları kumral, gözleri de elaydı. Benim de boyum kısa değildi, ayrıca saçlarım onun aksine sarı, gözlerim de maviydi.
Halamın çağırmasıyla mutafağa gittim. Hazırlanmış sofraya otururup yemeğe başlarken halamda bir şey fark ettim bana gülümsüyordu. Ona anlamsızca baktığımda kaşlarını çattı ve yemeğine devam etti.
Kahvaltımı bitirip odama geçtim. Üzerimi çıkartıp iş kıyafetlerimi giydim ve sandalyeye oturup beklemeye başladım. Telefonumun bildirim sesiyle doğrulup elime aldım ve mesajı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...