Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz.
İyi okumalar..
48. Bölüm: "Kalbim İçin"
•••
Deniz'den
"Caddelerde rüzgar.... Aklımda aşk var." Sesime karşılık, sevdiğim adama bağlı olan o makinelerden gelen seslere gülümsedim. Ne kadar garipti bir o bir ben bu hastaneden bir türlü kurtulamıyorduk.
Aslında kurtuluyorduk. Bu savaşı kazanan hep biz oluyorduk. Ne kadar deneselerde bizi yenemiyorlardı. Tabi bu her zaman kazanacağımız anlamına da gelmezdi. Ama biz yan yana oldukça hepsinin üstünden gelirdik.
"Gece yarısında.. eski yağmurlar. Şarkı söylüyorlar.. sessiz usulca özlediğim şimdi çok uzaklarda..." Bu gece sesim fısıltıdan farksızdı. Sevdiğim adamın gözleri kapalıydı güzel gözlerini görmeyi çok istesem de onu sesimle rahatsız etmemeliydim.
"O da özlüyormuş... Benim bir tanem.. çok üşüyormuş.. ben olmayınca.. öyle yazıyor son mektubunda." Elini tutan elime baktım. Ellerimiz birdi. Kalplerimizin bir olduğu gibi. Sonra bir deli cesareti kalkıp kulağımı kalbine uzattım. Kalbini delen kurşun benim de kalbimi delmişti... O gözlerini açmadan benim kalbim iyileşmezdi. Ama atışlarını duyarsam belki iyiye gidebilirdi.
Buna ihtiyacım vardı..
Çok ihtiyacım vardı.
Küt..küt atan kalbini dinledim. Dinlediğim en güzel melodi en güzel şarkı olabilirdi belki. Kalp atışlarında bir değişiklik fark ettiğimde doğrulup makinayı ve onu kontrol ettim.
Farklıydı..
Gözleri kıpırdıyordu.
Gözlerini açıyordu benim kahramanım..
"T-toprak ?" Gözleri tavanla buluştuğunda yüzümde ki aptal gülümsemeyi tutamadım. Şuan çok mutluydum saklama çabasına ne gerek vardı ki?
"Uyandın.. gün erken doğdu." Dedim sabahın 4'ü olduğundan. Bakışları bana indiğinde doğrulmaya çalıştı. Ellerimi yavaşça onu incitmeden omuzlarında tuttum.
"Hayır, hayır yatmalısın." Diye fısıldadım. Beni duyduğundan bile emin değildim. O kadar bağırmıştım ki bu günlerde artık sesimi hiç ayarlayamıyordum.
"P-peri kızım?" Dolan gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı hala tutmakta olduğum eline indirdim. Ona karşı suçlu hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi. Gözlerini görene kadar kendime bunu düşünmeyi yasaklamıştım ama artık yapamazdım.
"Ne o?.. Özlemedin galiba?" Dedi tıslayarak. O da konuşmakta güçlük çekiyordu. Dediği şeyin saçmalığına güldüm. Özlememek mi? Onu ne kadar özlediğimi sanki bilmiyordu. Onsuz uyuyamadığımı, nefes dahi alamadığımı bilmiyor olması güçtü
"Çok." diye fısıldadım bir sır veriyormuş gibi. Bu ona yetti gülümsedi. Sonra kaşlarını çatıp göğüsü üzerinde duran sargı bezlerine bakıp neler olduğunu hatırlamaya çalıştı..
"Kendini vurdu... Önce bizi, sonra kendini!" Dedim bakışlarımı ellerimden çekmeyerek. Bakamıyordum ona.
"Demek caddelerde rüzgar ha?" Dediğinde afallayarak yüzüne baktım. Gülümsedi.
"Sen.. sen ne zamandır uyanıksın?" Şaşırmadan düşündü.
"Sen bu odaya girdiğinden beri.." diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...