Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz..
İyi okumalar...
12. Bölüm: Ben Sana Ne Yaptım?
Deniz'den
Tavanla bakışmamı sürdürürken aklımda kalan soru işaretleri canımı sıkıyordu. Düşüneceğim çok şey vardı ve bu şeyler beni uyutmuyordu. Toprak garip davranıyordu. Fazla korumacıydı. Ve gözlerinde milimlik bile olsa korku vardı. Hayır bu korku patronum olan Serdar bey değildi. Bu korku arkadaşlarına gelecek en ufak zarar içindi. Ve korkusu benim bu işi batıracağımı düşündüğü içindi.
Onu yanıltmak için elimden geleni yapacaktım. Ben bu işi batırmayacaktım. Umarım. Öncelikle onların planına sadık kalmalıydım ve çenemi tutmalıydım. Yoksa olacaklar beni korkutuyordu.
Serdar Karakoç gençti. 26-27 yaşlarındaydı. Evlenmek üzere olduğu bir nişanlısı olduğunu biliyorduk ama hiç görmemiştik. 1 yıl 4 aydır en eski çalışanı bendim. Zaten kafe açılalı da 2 yıl falan olmuştu. Her ne olduysa bundan önce olabilirdi. Serdar beyin ailesi yurt dışında yaşıyordu yazları sadece annesi buraya geliyordu. Babası var mıydı bilmiyordum ama bir erkek kardeşi vardı ve burdaydı. Ara sıra kafeye de uğrardı. Kardeşinin adı Akın Uzay Karakoç. Lise son sınıf öğrencisiydi. Bu arada Serdar beyin ailesi adına olan bir şirkette hissesi olduğunu ve orada da bulunduğunu biliyordum ama neresi olduğunu bilmiyordum. Gayet sıradan bir insandı hayatında aksiyon olduğunu sanmıyordum. Düne kadar. Dünkü telefon konuşması sırasında bir kardeş intikamı söz konusuydu. Benim teorimse Toprağa çıkıyordu. Yani Bu kardeş meselesinin Topraklarla bir ilgisi olduğu açık ortadaydı. Özsoyların bitmesi için elinden geleni yapıyordu Serdar bey. Peki neden? Neden onları bitirmek istiyordu?
Çok karışıktı. Peki ya 5 kişiden kastları neydi? 5.kişi kimdi? Başım zonkluyordu zaten. Daha fazla beynimi yoramazdım. Gece lambası söndürdüm ve kendimi uykuya bıraktım...
***
Melek
"Teşekkür ederim Semih yani bıraktığın için." Dedim ve motardan indim. Zaten midem alt üst olmuştu ne diye getirmesini istediysem.
"Rica ederim..." Arkamı döndüğümde devam etti. "Ya Melek şey.. ben az önceki kabalığım için özür dilerim. Yani sana ihtiyacımız olduğu konusunda haklıydın." Ne yani az önceki sert çocuk şimdi benden özür mü diliyordu? Ve bu utangaç tavır da neydi? Ona dönüp sorum yok dercesine gülümsedim ve anahtarını çıkartıp içeriye geçtim.
Neden bu kadar dengesizdi ki şimdi? Önce söv sonra öv. Çok çekeceğim var gibi gözüküyordu. Fazla değişik bir çocuktu. Ama bir o kadar da yakışıklıydı lanet olsun ki. Hep beni bulurdu zaten böyle şeyler hiç garipsemedim. Sessizce odama gectiğimde evdekileri uyandırmadan gidip geldiğine sevindim.
Yatağıma yattığımda Deniz'i düşündüm. Ve Toprağın bana anlattıklarını gerçekten garip bir kızdı. Ve zeki onun gibi biriyle tanışmak çok güzeldi. Ama sakladığı ve söylemeye korktuğu şeyler vardı. Ve bunu tek anlayan ben değildim. Toprak her şeyin farkındaydı. Bunu öğrenmeye çalışıyordu ve en kısa zamanda öğrenceğine emindim.
Gözlerim kapanmaya başladığında artık yorgunlukla yatakta tur attım ve doğru pozisyonu yakaldığimda derin bir nefes aldım ve uykuya teslim ettim kendimi..
***
Semih
Meleği her gördüğüm de kalbim at koşturuyordu. Yani o çok farklı gelmişti bana. Ve korktuğum şey oluyordu. Ben ona tutuluyordum. İşin garibi onun da bana olan bir hoşlantısi olduğunu düşünüyordum. Bakışlarını yakalıyordum. Lanet olsun ki gözleri herkesi içine çekebilecek türdendi. Emindim ki ona ilk bakışta tutulmayacak erkek çok azdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomansaBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...