Yukarıdaki şarkıyla okuyabilirsiniz...
İyi okumalar..
35. Bölüm: Kemoterapi
••••
Deniz
Birkaç ay sonra
Kanser nedir?
Kanseri yenmek şeklinde sonuçlanabilecek kötü ama iyiye gidebilir durum. Ölümün her an gelebilir olma hali. Korkuyla yaşamak, geçse de tekrar gelebilecek hissiyatı. Öğrendiğinde..tam da o anda sadece sevenlerini düşündüğün korkunç trajedi.
İnternetten daha önce de araştırdığım bir şeydi. ölenler, iyileşenler, iyileşipte tekrar yakalananlar.. daha niceleri.
Bu hastalığın sonucu çoğu zaman kemoterapi tedavisine gidiyordu. Bu tedavi kanser için iyi, insan vücudu için kötü denebilecek bir tedaviydi. Çünkü kötü huylu, hastalıklı hücreleri öldürürken sağlam hücrelerde zarar görürdü ve ben 7. Kemoterapi tedavimi geçen hafta bitirmiştim.
Ağrıyan bedenimi taşıyacak halde değildim. Zorla da olsa yatağımdan kalkıp Meleği bulmaya gittim. Girdiğim odalardan çıkmayınca seslendim.
"Melek!" Zorla çıksa da sesim idare ediyordu tabi. Etkilenmemesi imkansızdı tamamen değişiyordum.
"Efendim canım?" Arkamdan gelen sesle irkildim. "Şey diyecektim.. Saçlarımı biraz keser misin uzadılar da?" Hemen bir haftada uzamaları canımı sıkıyordu. Daha önce saçlarımı kestirmiştim bunu benim için yine Toprak yapmıştı. Üstelik kendi saçını da sıfıra vurmuştu. İyi hissetmem için her şeyi yapıyordu.
"Keserim tabi.." gözlerindeki üzüntüyü bir an gördüm ama bunu uzatmadan gülümsedi ve beni elimden tutup alt katta ki banyoya soktu.

(Temsili, banyo olarak düşünebilirsiniz..)
Kendisi lavobanın üzerine çıkıp eline makineyi aldı ve saçlarıma daldırdı. Artık saçlarım kesilirken üzülmüyordum ya da ağlamıyordum. Biliyordum ki bu gerekliydi.
Ve savaşmak buydu.
Makine kafam da bir öyle bir böyle gezinirken düşünmekten alamıyordum kendimi. Acaba her günüm böyle mi geçecekti? Bundan sonra artık.. saçlarımı tarayamayacak mıydım?
"İşte bitti." Gülümsedi Melek ve makinenin fişini çekti. Saçlarımın yeni haline alışkındım.
"Melek benim biraz uykum geldi de ben gideyim.." kafa salladı ve koluma girip beni yatağıma götürdü. Kendi başıma hareket ederken sürekli düşüp dizlerimi yaralıyordum. Bu konu da Toprak'la ciddi bir kavga etmiştim yalnız başıma tuvalete bile gitmeme izin verdirmiyordu.
"İyi uykular canım." Başımın üzerine bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Akşam yemeğine uyandır lütfen." Kafa salladı ve dışarıya çıktı. O çıktıktan sonra komodinin üzerinde duran kitabımı aldım ve daha önceden okuduğum sayfaları bir bir okudum.
"Onca kalabalığa rağmen, bu nasıl bir yalnızlık.." eskiden beni tamamlayan tek cümle bu olduğu için en sevdiğim kitap buydu. Farklı bir cümlesiyse şöyleydi;
"Her bir evin her bir odasında ayrı bir sır vardır ve bunların içlerinde çarpan her bir yürek de hemen yanı başındaki yüreğin bile bilmediği ayrı bir sır taşır içinde!" cümleleri o kadar güzeldi ki..
Son sayfamı çevirdim ve..
Bir tutam sarı saç sayfa boyunca gözlerimin önüne serildi.
"Toprak.." dedim ve dudaklarım istemsizce yana kıvrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...