Ve gülümse şimdi

7.1K 278 25
                                    

Yukarıdaki şarkıyla beraber dinleyebilirsiniz..

Toprak Ateş Özsoy'dan

2 gün sonra..

Sabah gözlerimi açtığımda beni karşılayan manzara bir anlık gülümsememe sebebiyet vermişti. Hemen yanı başımda küçük bir çocuk gibi kıvrılmış, dağınık sarı saçları, ağlamaktan morarmış göz altları ve kıpkırmızı olmuş burnuyla Deniz bana göre dünyanın en güzel manzarasıydı.

Ve ben bu manzaranın günden güne bithap düşen haline katlanamıyordum. Onun için üzülmüyordum ya da acımıyordum. Ben sadece ona kıyamıyor ve dayanamıyordum. Küçücük bir çocuk gibi oluşunun içinde güçlü bir kadın vardı ama yine de katlanamıyordum.

Ağlamasına, en ufak yüzünün asılışına, onu üzecek her şeye katlanamıyordum.

O hiç bir zaman haketmedi. Annesinin saklanmak uğruna onu terketmesini, hiçbir şeyden haberi olmamasını, yıllardır babasından gördüğü şiddeti haketmedi.,

O yaşıtları gibi eğlenmeyi gülüp oynamayı haketti. Sevilmeyi, o mutlu olmayı haketti ama hayat ona hakettiğini vermedi. Fakat aynı hayat umutsuz bana bir umut verdi. Bu hayat benim kurumuş gölüme bir Deniz verdi. Beni yeşertti. Onunlayken o soğuk nevale halim gidiyor bir bakışına saatlerce gülebilecek bir Toprak geliyordu. Hatta Toprak gidiyor yerine Ateş geliyordu. Annemin ölümünden önceki bene dönüşüyordum.

O benim en güzel yıllarımdı.

Benim ona çok ihtiyacım vardı. Varlığına, kokusuna, gülüşüne, inadına, zekiliğine, güzelliğine. Onun güzelliği buydu. Bir çift göz, güzel bir burun, kalın dudaklar değil. Kalbini güzelliğiydi yüzüne vuran.

Kıpırdanıp iyice ona sokuldum ve eşsiz kokusunu içime çektim. Sanki içime çektiğimde ciğerlerim tazeleniyor içim çiçek bahçesine dönüyordu.

Bu anı fırsata çevirip bir daha bulamayabilirim düşüncesiyle bol bol içime çektim kokusunu. Frezya kokuyordu. Ama çiçeği bile kıskandıracak bir kokuydu bu.

Kıpırdandı ve yavaşça gözlerini açtı. Ona batan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Açtığında dolu olan gözünden yaş yanağına bir yol çizdi.

Ağlamasından nefret ediyordum.

Parmağımın ucuyla yaşını sildim.

"Günaydın Peri kızım.." peri kızıydı. Benim peri kızımdı.

"Günaydın Toprak." Kısılmıştı sesi. İki gündür azıcık uyku girmemişti gözüne ağlamaktan. Onu uyutabilmek için çok uğraşmıştık.

Bir bebek gibiydi tıpkı. Ağlarken bile güzel benim bebeğim..

Yavaşça kalktı ve doğruldu. Sessizce ağladı. Duymadım veya görmedim ama hissettim sessizce ağladığını hissettim. Yerimden kalkıp karşısına diz çöktüm.

"Göz yaşların derya deniz oldu. Hala için soğmadı belki ama içim gitti Deniz.. lütfen artık ağlama dayanamıyorum ben." Dedim.

Hemen elleriyle yaşlarını sildi ve dim dik durdu.

"Ve gülümse şimdi."

Gülümsedi.

Gülümsedim.

Onun buruk gülümsemesi bile bir romana yıllarca konu olabilirdi.

O geceden sonra ilk gülümseyişiydi. O geceden sonra yeni hayatının ilk güzelliğiydi...

***

2 gün önce..

Toprak'dan

Çünkü Ölüyorum |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin