Yukarıdaki şarkıyla mutlaka beraber okuyabilirsiniz...
İyi okumalar...
50. Bölüm: "Sen Varsın"
••
1 yıl sonra
Deniz'den
Büyük gün gelmek üzereydi. 11. Sınıfı Topraklarla beraber zor da olsa bitirmiştim. Arayı kapatmak için kalan 6 ayı deli gibi ders çalışarak geçirsem de sonunda hiç bir açığım kalmadan 12. Sınıfı da atlatmıştık.
Benimle beraber Toprak'ta çalıştığından iki yılın aksine bu yıl kesin olarak mezun oluyordu.
Ve yarın gece balomuz vardı..
O kadar heyecanlıydım ki. Heyecandan asla uyuyamıyordum. Odamdan çıkıp adımlarımı Toprağın odasına getirdim Kapıyı tıklattığımda ses gelmemişti ama içeride olacağını düşünerek usulca açıp içeri girdim. Toprak balkonda oturmuş sigarasını içiyordu. Dudağımı dişleyip utanarak yanına gittim.
"Deniz? Uyumadın mı güzelim?" bana dönmeden sanki kokumdan tanımış gibi konuşmuştu. İlerleyip tam önünde durdum.
"Uyuyamadım. Heyecandan.." Gülümseyip sigarasını söndürdü ve beni kolları altına çekti. Bu hareketiyle dizine oturmuş oldum.
"Niye heyecanlısın ki? Zaten diplomalar verildi sadece parti yapılacak." dedi uzun saçlarımı koklayarak. Onun kokusunu içime çektiğimde nefesini boğazımda hissetmiştim. Nefesinin değdiği her yer alev alıyordu. Daha sonra oraya dokunarak alevi buza çeviriyordu.
"Ama ben ilk defa partiye gidiyorum." Tamam Topraklarla sayısız kere bara gitmiştik ama Meleğe göre parti pantolon giyebileceğim bir yer değildi. Çok güzel, kusursuz, on numara beş yıldız elbiselerle gidebileceğimiz yerlerdi.
"Daha çok partilere gideriz sen merak etme!" Gülümsedim ve iyice sokuldum. O sıra da kapı açıldı. Balkona yaklaşan adım sesleri önümüzde durduğunda annem kollarını belinde birleştirmiş kaş çatarak bana bakıyordu. "Hiih!" diyerek sirkelenip Toprak'tan biraz ayrıldım. Basılmıştık. Resmen. Yine. Ah çok utanıyordum.
"Bu saatte neden yatılmıyor?" Dediğinde Toprak kendini tutamadan kahkaha atmıştı.
"Bir de terlik gönderseydin Meltem sultan." Toprağın dediğiyle ayağına baktı annem. Sonra ayağındaki taşlı terliğe doğru yavaşça eğildi.
"Şakaydı şaka. Kızının yanında dövme şimdi beni!" Diyip güldüğünde annem de güldü. Ben gülemiyordum çünkü kızarmıştım.
"Deniz ilaçlarını içtin değil mi? Onun için geldim ben, bir kere de odanda bulsam seni şaşardım zaten." Dediğinde dudağımı dişledim. "İçtim annecim merak etme sen. Uyuyamadım heyecandan o yüzden geldim Toprağın odasına." Ben hastayken ve sürekli ağlarken Toprağın yanında olmama bir şey demese de şuan bu kadar yakın olmamızı istemiyordu. Şakayla karışık Toprağı da tehdit ediyordu sürekli. Artık gizli gizli beraber uyuyor sabah herkesten erken kalkmak zorunda kalıyorduk.
"Tamam yavrum ben bir de Sinan'a bakayım. Derin bizde malum bir kontrol edeyim." Dediğinde gülmüştüm. Toprak'ta benimle beraber gülmüştü. Derin ve Sinan geçen yaz barışmışlardı neredeyse bir yıl olacaktı hatta. Annem kapıya ulaşıp, "Bir saate yatağında ol Deniz hanım!" Dedikten sonra açık bırakarak kapıdan çıktı. Ara ara önünden geçerek bize bakacağını biliyordum.
"Annen yaşlandıkça bizimle daha çok uğraşmaya başladı." Dedi Toprak gülerek. Sonra da tekrar beni kucağına çekti.
"Haklı kadın bu yaşta hangi sevgili aynı evde kalır ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...