Özür dilerim peri kızı

9.3K 313 26
                                    

Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz..

İyi okumalar..

17. Bölüm: Özür Dilerim Peri Kızı

Bir de Akın çıkmıştı başıma sanki hiç derdim yokmuş gibi. Adımı seslendiğinde yavaşça arkama döndüm ve yeni görmüş gibi gülümsedim.

"Aa Akın sen burada ne arıyorsun?" Sırıttı.

"Asıl senin ne işin var böyle yerlerde küçük?" Soruya soruyla cevap veriyordu. Ayrıca taktığı lakap hiç hoş değildi.

"Arkadaşlarımla geldim?" Etrafına bakındı.

"Hani neredeler?" Diye sordu.

"Onlar aşağıda zaten bende bilmeden çıktım yukarıya şimdi iniyordum." Dedim ve yürümeye başladım o da benimle beraber yürüdü.

"Bende geleyim zaten çıkacaktım şimdi." Dedi kafa salladım.

Merdivenlerden aşağı indiğimizde Toprakların onu görmesinin hiç iyi olmayacağını düşündüm. Zaten abisiyle uğraşıyorlardı. Akın onlar için neydi ki? Tehlikeliydiler. Çok tehlikeli.

"Tamam, arkadaşlarım şurada ben gidiyorum." Dedim yanından ayrılırken.

"Hadi beni de tanıştır, hem bakarsın birilerini beğenirim." Hayır, hayır böyle olamazdı.

"Bence hiç tanışma yani ne gerek var canım hem onlar kasıntı insanlardır. Yani sevmezsin onları pek." Bana garip bir sekilde baktı ve az önce gösterdiğim yere doğru yürüdü yani Topraklara.

Arkasından gittim hepsinin ışıktan yüzleri zor seçiliyordu.

"Merhabalar." Dedi Akın.

"Merhaba kime baktın?" Dedi Sinan. Bir dakika tanımamış mıydı?

"Ben Akın Deniz'in bir arkadaşıyım." Bunu duyan Toprağın kaşları hızla çatıldı.

"Sinan." Diyerek kendini tanıttı. Ve el sıkıştılar. Ahmet ve Mert'le de tanıştıktan sonra Meleğin havada bulunan eline bir buse kondurdu. Melek şaşkın şaşkın bakarken Semih öfkeli gözüküyordu. Sonra Semih'le el sıkıştıkları hatta Semih'in onun kulağına fısıldadığını gördüm. Akınsa sırıtıp kafa salladı. Toprak hiç oralı olmadan yanıma gelip kolumdan tuttu. Her şey hızlı gelişmişti ve kendimi dışarıda bulmuştum.

"Bu nereden çıktı?" Diye bağırdı eliyle içeriyi gösterirken bu kadar sinirleneceğini tahmin etmemiştim.

"Patronumun kardeşi." Dedim.

"Onu biliyoruz herhalde neden burada?" Diye bağırarak sordu. Altını çizmeliydim, bağırıyordu. Bana.

"Ben çağırmadım."

"Ne oldu korktun mu? Niye çünkü planları o çocuğa anlattın işimizi mahvettin şimdide ortaya çıkmaması için acıtasyon mu yapıyorsun?" Bunu söylememiş ol lütfen.

"N-ne ben h-hayır neden böyle bir şey yapayı-" sözümü tekrar bağırarak kesti. Bu kadar acımasız davranmasını anlamıyordum. Öfkelenecek ne vardı bunda?

"Neden mi? çünkü o biricik patronuna toz konduramazsın. Çünkü onun sana karşı kötü bir tavrı olmadı. Belki de o piç adama aşıksındır ha ona olan bakışların... Onu da böyle mi ayarttın ha? Ben sana güvenmemekte çok haklıymışım. Çık artık hayal dünyasından çık. Dünya senin etrafında dönmüyor Deniz Çakır." Söyledikleri.. canımı yakmıştı. Evet ama bu kadar değildi. Canımı çok fazla yakmıştı. Zaten hiç olacak kadar az olan canım yanmıştı. İftiraları dayanılacak güçte değildi. Dolu gözlerimi de görmesini ve karşısında daha da küçülmemek için bakışlarımı yere indirdim.

Çünkü Ölüyorum |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin