Anılar

7K 294 49
                                    

Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz..

İyi okumalar..

21. Bölüm: Anılar

Sinan'dan

  "Abi su getirir misin?" Diyen kardeşime gülümseyerek ayağa kalktım.

"Hemen prenses." Dedim. Gülerek karşılık verdi. Ona yapılan bu şey aklıma geldikçe içimdeki kin öfke artmıştı. Gül hayat enerjisi bol her şeye gülebilen bir kapasiteye sahipti. O bunca şeye rağmen o kadar mutluydu ki. Kinimi öfkemi saklayan tek şey onun gülümsemesiydi.

Ama elbet kinim de öfkem de alevlenecekti. O adamların ölmüş olması hiç bir işime yaramıyordu. Öğrenecek çok şeyim vardı.

Doldurduğum bardağı kardeşime uzattım.

"Teşekkür ederim abicim." Diyerek aldı ve içti. Boş bardağı alıp bir kenera bıraktım ve yanına oturdum.

"Nasılsın bakalım bu gün?"

"İyiyim abi aynı işte."

"Bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Hayır abi gereken her şey var zaten." Dedi gülümsemeyle kafa sallayıp yanından kalktım ve balkonda oturan Toprağın yanına gittim.

"Napıyorsun burada?" Diye sordum yanına otururken.

"Hiç şirkette ki bazı işlerin düzenlemesini yapıyorum." Dedi elindeki bilgisayarına iyice odaklanırken.

"Nasil gidiyor peki?" Dedim. Sorumla anladığı şeyi kast ettiğimi teyit etmek için yüzüme baktı.

"Ne nasıl gidiyor?" Dedi gülmesini tutarak. Kaşlarımı kaldırdım.

"Anladığın şeyden bahsediyorum." Dedim

"Gitmiyor. -nefesini üfleyip bilgisayarı kapattı- karmakarışık." Dedi, gülümsedim.

"Tıpkı senin gibi." Dedim.

"Ne yapmalıyım bilmiyorum bir yanım bulaşma hayatını mahvetme dese de diğer yanım onun kurtuluşu sensin diyor." Dedi evet bende biliyordum Deniz'i ve yaşadıklarını. Zordu. Kurtarılmaya ihtiyacı vardı.

"Kurtuluşu musun bilemem ama en azından deneyebilirsin bunu. Onun sana ihtiyacı var." Dedim.

"Nereden biliyorsun? Beni sevmiyor ki sadece arkadaş olarak görüyor." Dedi çarpık bir şekilde güldüm. Kaşlarını çattı. Yine kızmıştı bana. Aslında kendisine. Dalga geçtiğimi düşünüyordu.

"Ben onun sana nasıl baktığını görebiliyorum Toprak Ateş Özsoy peki sen neden hala göremiyorsun?" Dedim.

"Bu ismi neden söyledin şimdi?" Diye sordu.

"Çünkü senin Ateş olan tarafın daha akıllı Toprak. Bak ben anlamam bu işlerden ama Deniz'in sana nasıl baktığını dışardan görsen sende böyle düşünürdün. Siz tanışmadan önce bile bu böyleydi. Biz o kafeye gittiğimiz her gün gözü senin üzerinden çekilmiyordu. Sürekli sen bakmasan bile sana gülümsüyordu Ateş, anla artık." Dedim gökyüzüne baktı mırıldandı ve ayağa kalktı.

"Haklısın sağol." Dedi ve masanın üstündeki araba anahtarlarını alıp kapıya koştu.

"Nereye?"

"Bazı şeyleri anlamaya ve anlatmaya." Diyip ışık hızıyla aşağı indi. Onun bu haline güldüm. Toprak zor zamanlar geçirmişti. Benden daha küçüktü annesini kaybettiğinde artık acıya alışkındı. Zor günlerimde yanımda bir tek o ve kardeşi vardı mesela. Eminim ki beni anlayan en iyi kişiydi o.

Çünkü Ölüyorum |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin