Dinazor

10.9K 350 32
                                    

Yukarıdaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz...

İyi okumalar...

14. Bölüm: Dinazor

Deniz

1,2,3. 1,2,3. 1,2,3. Serumdan damlayıp kanıma bulaşan ilacın bitmesi için dua ediyordum. Kanıma bulaştığını hissediyordum. Başımı kaldırdığım da hala başımda ağlayan Meleği görmüştüm. Gülümsemeye çalıştı. Derin bir nefes aldım. Gece yarısını çoktan geçmişti. İyi hissediyordum çünkü, narkoz vermişlerdi.

"Hadi ama çok sıkıldım." Dedim. Melek ayağa kalkıp dışarıya çıktı. Aradan bir dakika sonra yanındakilerle beraber geldi.

"Geçmiş olsun Deniz." Sinan'ın iyi niyetle söylediği şeye başımı salladım konuşmak istemiyordum. Onlardan utanıyordum, bu halimden.

Ne kadar da acizsin Deniz.

Öyleyim. Biliyordum zaten. Toprak yanıma yaklaştı. O her zamankinden daha yakışıklı görünüyordu. Başımı çevirdim. Bakamıyordum yüzüne. Çeneme elini getirip yüzümü yüzüne çevirdi. Gülüyordu.

"Ne gülüyorsun?" Kollarımı göğüsümde bağladım bileğim biraz acımıştı. Uyanalı 2 saat falan olacaktı. Ve sakinleştiricinin bitmesini bekliyorduk.

"Hiç." Hala gülüyordu. En azından üstüme kusmuyordu. Şuan ki halimle eminim benden bir daha nefret etmiştir. Ben iğreniyordum çünkü.

"Çok yakışıklısın." Güldüm. Hatta kahkaha attım. Neler diyordum? Yüzüme anlamsızca baktı. Rezil oluyordum. Kapı aniden açıldığında çığlık attım.

Narkoz etkisi sakin ol..

Yahu Dinazorların nesli tükenmemiş miydi?

"Toprak kurtar beni dinazor.." herkes kahkaha atıyordu. Korkmuyorlar mıydı?

"Güzelim doktora dinazor dedin farkında mısın?" Toprağa döndüm. Gözlerinden ateş çıkıyordu elimi kolundan çektim. Yatakta doğruldum ve çığlık attım.

"Gözün yanıyor su tutalım." Doktor dahil herkes gülüyordu.

"Narkozu biraz fazla kaçırmış olmalıyım. Bu tür ihtihar vakalarında hastayı müşahede altında tutmamız gerekiyor." Dinazor konuştu! Dinazorlar konuşuyor!

"Aaa konuşuyorr!" Toprak beni yatırdı.

"Şşt sakin ol dinazor yok.." Ona baktığımda gözleri sönmüştü ama kulaklarından ateş çıkıyordu. Arkalardan biri yanıma kahkaha atarak geldi bu kötü kadın kahkasıydı.

"Aaay cadı lütfen, lütfen gelme!" Bağırıyordum. Kimse beni kurtarmıyordu. Bir kaç tane şövalye de yanıma geldiklerinde onlar da katıla katıla gülüyordu. Gözlerim kararmıştı.

"Askerler yakalayın cadı ve şeytanı." Onlara parmağımla o ikisini gösterdim ve yatakta dizlerimin üstünde durdum.

"Emredersiniz!" Gülerek cevap veriyordu. Kovacaktım bunları!

"Prensesim lütfen acıyın bana!" Cadısın sen cadı.

"Ayy git pis cadı." Yatakta ileri geri giderken düşmüştüm. Sonra kalktım.

"Melek?, Niye yerdesin?" Sorumla daha çok gülmüşlerdi. Ne olmuştu az önce?

"Ahanda geldi kendine." Mert gülerek bana baktı. Sonra yanımda duran doktor bana gülümsedi.

"Nasıl hissediyorsun Deniz?" Çok tontoştu. Yanaklarını sıkasım gelmişti. Ve galiba yaptım da. Toprak beni gülerek çektiğinde kendime geldim.

Çünkü Ölüyorum |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin