18.BÖLÜM

95 18 0
                                    

~ANCA BERABER KANCA BERABER~

   Hepimiz artık ordan kurtulmuştuk hava aydınlanmıştı hala bir cadde veya bir yol görmemiştik hiç uyumamıştık hepimiz sabaha kadar oturmuştuk kimse tek kelime etmemişti hekesin içinde hala korku vardı.

   Hep birlikte kalktık ve yürüyörduk içimizde hala umut vardı. Ordan kurtulmuşsak bu ormandanda çıkardık. Artık dayanamamistım
"Yürüyöruz yürüyoruz ama ne bir yol nede bir cadde var hiç bir şey yok"
Oğuz yanıma gelip;
"Sakin ol hepsi geçicek çıkıçaz bu ormadan"
"Nasıl çıkıçaz bu imkansız"
"Imkansız diye bir şey yoktur sadece çabalamamak vardır biz çabalıyoruz ve burdan çıkıçaz"
"Sana inanıyorum" diyip oğuza sarıldım.

   İmkânsiz diye bir şey yoktu çabalamamak vardı. Hayat bize çabalamak ne demek onu öğretti, sevdiklerimizin kıymetini bilmemizi öğretti, hayat bizi bazen yarı yolda bıraktı ama biz arkada kalmadık düştük hiç bir şey olmamış gibi kalktık ve yolumuza devam ettik.

   Herkez yorulmuştu daha fazla yürüyemez- dik birde çok açıkmiştik. Ilk konuşan Umut oldu;
"Ayy ben çok açiktim Nil çantada ne var?"
"Sandiviç var sadece 6 tane"
"Nasıl dayanicaz onla ya elimizde su varmı?"
"Suda az kaldı sadece 3 tane yemekten çok su içtik"
Bulut hemen fikir sundu;
"Susuzluk daha kötü ama en azından arkamızda göl var sandicicleride iki kişi yiycek yani iki günlük yemeğimiz olcak"
"Tamam" diyip hemen 3 tane sandicicleri dağıttım.

   Sadiviçlerimizi yiyip tekrar yürüyüşe çıktık birden umut;
"Ben daha fazla yürüyemiycem ayağim çok fena ağrıyo"
Açelya hemen yanına koşarak;
"Tamam otur biraz" sonra bize dönrerk "artık yürüyemeyiz hepimiz çok yorulduk"
Hepimiz birlikte yere oturduk hava soğuyordu.

   Cağresizlik bu hayatta en kötü şeydi biz şuan çağresizliğin en ictenini yaşıyorduk gidecek bir evimiz vardı ama nerde olduğunu bilmiyorduk en kötüsüde gideceğin evi bilipte gidememek değilmidir?

   Hepimiz bir yere sıralanmış oturuyorduk hava daha da soğmuştu oğuz benim üşüdüğümü fark ederek üstündeki çekti bana verdi;
"Teşekkür ederim ama sen üşüçeksin"
"Sorun değil sen üşüme yeter"
Umut dalga geçerek;
"Bunlarda aşık ama bir türlü kavuşmadılar"
Açelyada ona katılarak;
"Kavga etmekten fırsat mı var hergün kavga ediyorlar"
Oğuz birden Umutun kafasına vurdu;
"Saçmalamayı kesin ve biraz uyun"
"Ne saçmalaması sanki yalan söylüyoruz"
"Umut kapa çeneni ve uyu"

   Hepimiz kafamızı bir ağaca yasladık gözlerimi kapatsamda uyuyamıyordum bu ortamda uyumak mümkün değildi. Hiç bir şey normal gitmiyordu iyi giden bir şey olsa bile hemen ters giden bir şey oluyordu.

   Oğuzun sesiyle uyandım hemen yanına gittim;
"Oğuz iyimisin?"
"Sadece kabus gördüm"
"Ne gördün?"
"Seni alıyorlardı bende bir şey yapamadım"
"Bak ben iyimim sıkıntı yok"
"Sen burdasın sıkıntı yok hepimiz burdayız"
"Hepimiz burdayız" diye tekrar edip yanına oturdum.

   Oğuzla birlikte uyuyamamıştik ikimizde karşıya bakıyorduk tek kelime bile etmiyorduk birden oğuz sesizliği bozdu;
"Nil?"
"Efendim?"
"Benim seninle bir şey konuşmam lazım"
"Tabiki dinliyorum"
"Ben..." umut birden bağırmaya başladı hemen yanına gittim;
"Noldu bir şey mi oldu?"
"Böcek vardı içime giriyordu az kalsın"
"Ayy Umut bende bir şey oldu sandım valla korkuttun beni"
"Özür dilerim neyse hadi ben biraz daha uyuyim sen uyumıycakmisin?"
"Hayır uyukum yok"
"Tamam bizi koru"
"Tamam korurum" diyip hemen oğuzun yanına geri gittim;
"Evet bir şey diyecektin"
"Önemli bir şey değildi ya"
"Peki"

   Gözlerimi açtığımda havanın aydınlık olduğunu gördüm. Dün gece uyuyamamıştım sanırım herkeze tek tek baktım herkez burdaydı.
Herkez uyanmıştı hel birlikte göle doğru gittik elimizi yüzümüzü yıkayıp geri döndük. Umut tekrar konuşmaya başladı;
"Ben açiktim abi ya"
"3 tane sandiviç kaldı su içerek açtığımızı bastıralım" pek iyi bir fikir olmasada yine de iyi bir çözümdü.

   Hepimiz çok yorulmuştuk hani size demiştim ya "Artık günleri bile saymiycaz" diye ben güneri saymıyordum artık o evde kaç gün geçirdiğimizi bile bilmiyordum Her şeyi oluruna bırakmıştım.

DOLUNAY GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin