21.BÖLÜM

87 17 0
                                    

~MEZARLIK~

   Gözlerimi açtığımda herkes burdaydı. Bulut uyuyordu çok yorulmuştu sürekli oğuz'u aramak icin evden çıkıp saatlerce yürüyordu.
"Uyandın mı Nil?"
Umut Rüzgâra cevap verdi;
"Yok daha uyuyo"
"Sus be geveze"
"Tamam bir şey demedim"
Cevabını bildiğim soruyu takrar sordum;
"Oğuzdan haber yok dimi hala"
"Yok sanki yer yarıldı içine girdi hiç bir yerde yok"
Olumsuz cevaptan sorna hemen dışarı çıktim.

   Benim yüzümden olmuştu her sey o gün cevap verseydim bunlar olmıycaktı herşey daha güzel olcakti belki oğuz bile yanımızda olucaktı.
Hava iyice soğumuştu dışarıda daha fazla kalamıycağımı anladım ve içeri girdim.

"Nil uyu biraz ben aramaya çıkıcam"
"Hayır bende seninle gelicem"
"Hayır Nil ya anlamıyor musun bitiyorsun, tükeniyorsun lütfen Nil bu acıyı oğuzda bize dr yaşatma"
"Tamam uyucam ama bir şey bulursan bana haber vereceksin söz ver"
"Söz" dedikten sorna Bulut hemen aramaya çıktı bende kanepeye uzandım ve gözlerimi sımsıkı kapatım.

"Hayır, hayır almayın onu benden hayır Oğuz ölme lütfen"
"Nil iyimisin uyan"
"Oğuz" diye bağırarak kalktım herkez başıma toplanmıştı Açelya beni sakinleştirmek icin;
"Tamam geçti sadece kabus gördün geçti"
"Öl-öl-ölüyordu kur-kurtaramadim aldırlar benden onu"
"Almadılar gelicek söz veriyorum"
Açelyaya sıkı sıkı sarıldım Umutta bana su uzattı.

   Artık toparlanmam lazımdı herkez perişandı ama en çok yıpranan ben olmuştum onsuzluk beni derinden sarsmıştı. Birden kapı açıldı gelen Buluttu hemen yanına gittim.
"Noldu bir şey buldun mu?"
"Oğuzla ilgili bir şey bulamadım ama çok daha garip bir yer buldum"
"Hemen gidelim o zaman"
Diyip hepimiz dışarı çıktık Bulut bizi yönlendiriyordu. Evin arka kısımına geldiğimizde gördüğümüz şeyin karşısında şoka girmiştik.
"Mezarlık mı burası?"
"Evet Umut ne gibi gözüküyor"
"Mezarlık gibi"
Bulut sinirli bir sekilde;
"Saçmalamayı kesin biz neredeyiz bu bir oyun mu?"
Hiç birimiz bir şey demedi diyemedi.

   Hepimiz içeri girdik artık aklımızı kaçırmak üzereydik oğuz ortalarda yoktu birde bu mezarlı olayı vardı.
"Kafayı yiycem biz nasıl bir olayın içine düştük adama bak mezarlık bile koymuş"
Rüzgâr sinirle söylenirken Bulut konuşmaya başladı;
"Kaçmak icin pencere koydu ve kaçtık ormanda yürüdükir ama hep aynı yere geldik hiç ilerledik bir ev bulduk içeride kimse yoktu ve evin arkasında mezarlık çıktı"
Anlamış bir şekilde cevap verdim;
"Bunların hepsi oyunmuydu yani herşey bütün olan herşey?"
"Aynen bütün olan herşey birer oyun bizde piyon"
 
   Herşeyin bir oyun olduğunu öğrenmem beni biraz yıktı çünkü burdan kurtulmaya çok yaklaşmıştık artık kurtulucağimızdan emin bile değildim.
Herşey yine bir anda gelişmişti kimsenin aklı almıyordu bu olanlara.

   Hepimiz oturmuş düşünüyorduk. Aklıma gelen soruyla;
"Peki oğuz da bu oyunun parçası"
"Muhtamelen bizi buraya getirdiler ve oğuz'u kaçırdılar hatta ben kacirdiklarina bile inanmıyorum şerefsizler oğuza ne dedilerse oğuzda kendini feda etti"
Oğuz öyle biri değildi onu tehtit etmişlerdi ve oda gitmek zorunda kalmıştı.

"Su varmı?"
Umutun sorusuyla kafamı kaldiridm;
"Hayır yok çeşmeden iç"
"Tamam" diyip umut ayağa kalktı tam suyu içecekti ki;
"Ya zehir varsa ya ölürsem"
"Saçmalama Umut dün Rüzgar içti ve hala hayatta"
"Ha tamam o ölmediyse ben hiç ölmem"
Umut suyunu içip yerine oturdu.
"Herşey şaka gibi ya hiç aklıma gelmezdi böyle bir şey olucağı"
"Hiç birimizin aklına gelmezdi"
"Okula döndüğümüzde popüler olucaz"
Umut Rüzgâra cevap verdi;
"Zaten öyleydik"
"Evet ama herkez bizim neler yaşadığımızı öğrenince daha da popüler olucaz"
"Tamam Umut beynini falza yormussun biraz uyu"

(YAZARIN ANLATIMIYLA)

   Polis okuldaki herkesden ifâde almıştı ama kimse onların nerde olduklarını bilmiyordu aileleri her geçen gün umutlarını daha da yitiriyordu. Tekrardan çocuklarına kahvaltı hazırlamak istiyordu. Artik onlarda çok yorulmuştu zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorlardı ordan buraya koşturup duruyorlardı günlerin yarısi karakolda geçiyordu artık onalrıda çocuklarına kavuşmak istiyordu.

(NİLİN ANLATIMIYLA)

   Artık hiç bir şey iyi gitmiyordu beklemekten başka yaptığımız bir şey yoktu elimiz kolumuz bağlıydı sanki.
"Burdan çıkınca ilk isim piskoloğa gitmek olucak"
"Açelyaya katılıyorum"
"Sen ne zaman bana katılmadın ki zaten"
"Bilmem ne zaman"
"Olmadı ki hiç"

   Şakalar yapıyoruz bazen gülüyoruz ama içimizden gelerek degil sadece güçlü gözükmek icin hepimiz tükendik hepimiz çağresiziz hiç bir şey iyi gitmiyo.
Belkide artık "Ben iyi degilim" dememiz gerekiyordur.

Belkide artık "Ben iyi degilim" dememiz gerekiyordur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DOLUNAY GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin