~İP~
Hâlâ bu evdeydik hiç bir fikir bulamamaıştık. Herşey daha da çok kötüleşcekti napıp edip bizim diğerlerinin yanına gitmemiz lazımdı.
Hepimiz burda oturmuş nasıl karşı eve geciceğimizi konuşuyorduk,
"Bence tahta gibi bir şey koyalım öyle gecelim"
"O nasıl olcak Açelya kırılır oda"
"Daha kalın bir şey buluruz"
"Nerden bulucaz ip bile yok"
Sonra oğuz birden;
"Tabi ya ip!"
"Ne Ne ipi?"
"Ip bulucaz mutlaka vardır ipin ucunu kapıya bagliycaz kapı çok kalın ve ağır onun üstüne daha cok ağır biseyler koyacaz diğer ipi ise diğerlerine vericez biraz tehlikeli ama bu plan bizi burdan kurtara bili"
"Oğuz Sacmalma bu çok tehlikeli"
"Napmiyim Nil burda oturup ölümümüzü mü seyredelim başka yol varsa söyle"
Yoktu başka bir fikirim yoktu bu plan çok tehlikeli olsada burdan kurtulmamız lazımdı.Oğuz bir köşede ben bir köşede Açelya ise uyuyordu. Zar zor ikna etmiştik uyuması icin yoksa güçsüz düşecekti hepimizin birbirimize çok ihtiyacı vardı.
Buraya gelerek hata yapmıştık, belkide hata yapmamız gerekiyordu. Insan hata yapa yapa hayatin gerçekleriyle yüzlesiyo. Çok güzel bir konuşma görmüştüm;
"Ben üzülüyorum evet ama üzüntümü seviyorum çünkü üzülmesem bir daha yapardım bu hatayı"
Belkide bizimde hata yapmamız gerekmiş ki biz bunu yapmışız. Insan bütün her şeyi sevmeliydi mutlu olduğumuz anilarimiz, üzüntümüzü hatta hatırlamak istemediğimiz şeyleri bile sevmeliydi. Biz burda korkuya mahkumduk, olsun yanımda onlar olcaksa etrafımda korkuda olsun.Burda otur otur artık sıkılmıştım kaç gündür küçücük eve sıkışıp kalmıştık. Belkide burası bize küçük geliyordu. Dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum elimi yüzümü yıkamak icin tuvallete gitmeye karar verdim;
"Nereye gidiyorsun?"
"Tuvallate"
"bende geliyim kapının önündebeklerim"
"Gerek yok oğuz ben kendim giderim"
"Nil anlamıyosun sanırım her an tehlike içindeyiz "
Hiç bir şey demeden merdivenlerden çıktım ve tuvalette girdim. Elimin içine su doldurdum ve yüzümü yıkadım su benim ruhumu temizliyordu sanki bütün kötülükler akıl gidiyordu. Yüzümü yıkayıp dışarı çıktım oğuz kapıdan brni görünce rahatlamıştı.Hep birlikte otururken kafama su damladı kafamı kaldırdığımda tavandan geldiğini gördüm.
"Tavandan su geliyo"
"Sanırım yağmur yayıyo"
"Olabilir"
Sonra birden cat sesi geldi tavan da daha büyük bir delik açılmıştı.
"Oğuz bu daha da büyüdü"
"Tamam sakin ol ben kova gibi bisey buliyim"
Kafami salladıktan sonra oğuz bir odaya girdi elinde bir kovayla çıktı. Kovayı tavanın altına koydu biraz olsun rahatlamıştım.Odanın içi çok soğmaya başlamıştı. Hepimiz yan yana oturmuş ısınmaya çalışıyorduk. Sonra birden tavan çok yüksek bir sesle kırıldı yağmur çok hızlı yağıyordu. Sonra birden ev sallanmaya başladı.
"Noluyo?"
"Açelya, Nil iyimisiniz?"
"Biz iyiz burdan çıkmamız lazim"
"Tamam burda bekleyin hemen dönücem"
Oğuz yanımızdan ayrılırken hemen peşinden koştum;
"Hayır tek gidemessin"
"Tek gitmem gerek Nil"
"Hyr oğuz tek gitmene gerek yok"
"Nil lütfen yapma söz dönucem"
Kafamı salladıktan sorna oğuz yanımızdan ayrıldı tek yaptığım arkasından bakmak oldu.Nerdeyse 15 dakka geçmişti ev durmadan sallanıyordu.
"Ben oğuza bakmaya gidiyorum"
"Hayır Nil izin veremem oğuz'u biraz olsun tanıyorsam o gelicek"
"Gelicek dimi?"
"Evet gelicek"
Sonra bir kapıdan oğuz elinde kalın bir halatla çıktı.
"Oğuz geldin?"
"Geldim"Hemen kapıya doğru yürüdük diğerlerini çağirdık onlarda kapinin önünde bizi kurtarmak icin bekliyorlardı. Ipin bir ucunu oğuzun dediği gibi kapıya bağladık kapının önüne ağır bir kaç bir şeylerde koyduk diğer ucnu ise karşı tarafa verdik onlarda aynı şeyi yaptı. İpe sarılarak gidicektim ellerimizi ve ayaklarımızı güzelce sabitliyip öyle gidicektik.
İpi bağladıktan sorna karşıya geçmek kalmıştı. Oğuz bana dönüp;
"Önce sen git"
"Hayır önce Açelya gitsin burda olayı hak etmeyen o biz ona inanmamıştık"
"Hayır sorun degil"
"Hayır sorun Acelaya o yüzden ilk sen gidiceksin "
Açelya benim inadımi bildiği icin bisey demeden ipi tutu ve yavaş yavaş karşıya geçmek icin elini ve ayaklarını oynattı yaklaşık 5 daka sonra karşı tarafa geçti. Sıra bendeydi bende aynı şekilde elimi ve ayaklarımı sabitledim ve yavaş yavaş haraket etmeye başladım. Daha ortamındaydım birde ayaklarım ipten kaydı ve ben sadece ellerimle ipi tuttum.
"Nil hayır Nil ayaklarını koy ipe" oğuz deliye dönmüştü herkez endiselyidi.
"Yapamıyorum"
"Yapıcaksın"
Bir kez daha denedim ama yapamıyordum ama yapmak zorundaydım ve son denememde yaptım yavaş yavaş hareketlerle karşıya geçtim. Oğuzda aynı haraketleri yaparak yanımıza geldi.Artık bir aradaydık herkezin olması gerektiği yerdeydi. Hepimiz yan yana dizilmiş ve eski evin yıkılışını izlemistik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY GECESİ
Misterio / Suspenso6 arkadaş yaz tatilinde korku evine giderler. Hemde dolunay gecesinde. Dolunay gecesinde o eve gidenler bir daha çıkamamışlar. Ama onlar inanmazlar ve her şeye rağmen giderler. ama hiç bişey umdukları gibi olmaz. Evde kilitli kalırlar günlerce evd...