Yalanlar Silsilesi

179 80 31
                                    


Her ihanetin bir sonu vardır, her son bir başka sonu doğurur...🔥

Cumartesi günü, Manal yalısında büyük bir telaş vardı. Yiğit ve ailesi yemeğe geliyordu bu akşam. Nihal çok heyecanlıydı. Hayal daha çok heyecanlıydı ama belli edemiyordu. Yemekleri iki kız kardeş beraber yaptılar. Sofra hazır olmuştu sonunda. Sarma, çorba, et çeşitleri, salatalar ve mezeler... Ardından Hayal odasına gidip aceleyle duş almış, sonra da kendine bir elbise seçmişti. Bu sefer canlı renkli bir elbise giymek istemişti. Saçlarının dalgalarını düzeltti. Biraz rimel sürdü ve ardından ruj sürdü. Parfümünü sıktı, Yiğitin aldığı kolye boyundaydı ve hiç çıkarmayacaktı. Pembemsi bir elbise giymişti. Çok güzel görünüyordu. Saçlarının sarısına çok yakışmıştı bu renk... Aynada kendine son kez baktıktan sonra odasından çıktı. O sırada kapı çaldı. Hayalin kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. İnsanlar içeri girdi ve herkes selamlaşmaya başladı. Hayal, Yiğitin annesinin ve babasının elini öptü ve Yiğiti de iki yanağından öptü. Direkt yemeğe geçtiler. Bir süre sonra Yiğitin annesi Hayale döndü:
"Hayalciğim, bu ne güzellik..." dedi gülümseyerek. Hayal de gülümsedi.
"Çok teşekkür ederim efendim."
"Nihalciğim sende çok güzelsin." dedi Nihale dönerek.
"Bu arada yemekler şahane olmuş." dedi Yiğitin annesi.
"Kızlarım yaptı..." dedi Meyra Hanım.
"Ellerinize sağlık, harika olmuş hepsi." dedi Yiğitin babası.
Yemek gayet güzel geçiyordu. Ta ki o ana kadar...
"Dün gece, ünlü iş adamı Kaya Demir'in oğlu Yiğit Demir, babasının mekanlarından birinin çıkışında, kolunda Hayal Manal ile kameralarımıza yakalandı!"
Hayal şok oldu. Hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı. Yüzünde ağlamaklı ve çok şaşkın bir ifade vardı. Bu ses televizyondan gelmişti. O sırada tekrar duyulan ses, oyunu tamamen bitirdi...
"Çapkın iş adamı, Cenk Manalın güzeller güzeli kızını ayartmıştı anlaşılan... Mekandan geç bir saatte el ele çıkan sevgililer, arabalarına binip gözden kayboldular..."
Hayal birden başını çevirip televizyona baktı ve ekranda kendi yüzüyle çarpıştı. Yiğitin ve onun yüzü gerçekten belli oluyordu. Herkes aynı durumdaydı. Şok olmuşlardı. Yiğitin annesi yüzündeki şok olmuş ifadeyle konuştu:
"Bu... Bu ne demek Yiğit..?"
Meyra Hanım Hayale döndü:
"Hayal... Ne diyorlar?"
Hayal ile Yiğit birşey demeden bakışıyorlardı. Yüzlerinde korkunç bir ifade vardı. O sırada, duymaktan en çok korktukları ses konuştu:
"Yiğit..? Ha... Hayal? Ne demek oluyor bu?!" Konuşan Nihal idi. Yiğit, birden sinirle masaya vurup ayağı kalktı. Hayalin elinden tuttu ve onu kaldırıp dışarı sürükledi. Bağrışmalar duyuldu ama arkalarına bakmadılar. Tam arabaya bineceklerken Nihalin sesi duyuldu.
"Dur!"
Durdular. Hayalin başını kaldırmaya gücü yoktu. Nihal geldi, geldi ve Yiğiti ittirip Hayalin yanına vardı.
"Yüzüme bak."
Hayal hıçkırdı. Ama hâlâ yüzüne bakamıyordu ablasının...
"Yüzüme bak dedim Hayal."
Hayal bu kez başını kaldırdı ve ablasının gözlerinin içine baktı. İkisinin de gözleri kan çanağına dönmüştü. Nihalin ağlamadığını farketti Hayal. Ama o ağlamadan duramıyordu. Rezil olmuştu ailesinin önünde...
"Ne zamandır böyle gözlerimin içine bakıp yalan söylüyorsun?"
Bu sözler onu daha da utandırdı. Sonra Yiğite baktı Nihal.
"Ya sen?"
Uzun bir sessizlik oldu. En sonunda Nihal patladı:
"Bir şey söyleyin!"
Birkaç dakikalık sessizlikten sonra, cevap verdi.
"Dört ay..."
Bu ses Yiğit'ten gelmişti. Nihal tekrar Hayale döndü ve yaralı bir gülümseme sundu ona. Ardından:
"Peki." deyip arkasını döndü.
Aniden tekrar önüne döndü ve Hayale baktı. Hayal yere bakıyordu. Birkaç saniye sonra gözlerini Nihalin gözlerine kaldırdı. Bir anda Nihalin tokadı, Hayalin suratında patladı. Öyle şiddetliydi ki Hayal savruldu.
"Nihal, dur!"
Yiğit, Hayalin önüne geçti ve Nihali geriye doğru çekti.
"Sakın ona dokunma!" diye bağırdı Yiğit. Yüzüğünü çıkarıp fırlattı Nihal.
"Bitti!"
Yiğit de yüzüğünü çıkardı ve yere attı.
"Çoktan bitmişti!"

KALP KAPILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin