FİNAL

181 45 277
                                    


Merhabalar canım okurlarım..

Final bölümüne hoşgeldiniz..

İçim nasıl buruk, inanın anlatamam..

Çok geç geldiğinin farkındayım affedin, inanın yazmaya hiç zamanım olmamıştı son zamanlarda.

Ama nihayet ve maalesef geldi.

Bu kitabın son bölümünde,

Hepinize iyi okumalar... 🖤

İki gün sonra...

Yiğit'ten...

Yaprak'ın omuzumu sıvazlamasıyla gözlerimi göğsümde asılı olan kağıt parçasındaki fotoğrafından çevirip, buraya geldiğimizden beri bakamadığım mezar taşına baktım.

Hayal Demir

12.01.1997-19.07.2023

Ruhuna Fatiha

Daha yirmi altı yaşındaydı. Daha masalımızın, hayatımızın başındaydık..

Daha kızımızla, benimle geçirecek çok günü vardı..

En azından, öyle sanıyordum...

Ama öyle değilmiş..

Onu şimdiden çok özledim...

Ama gelmeyecek..

Gözlerimi tekrar göğsümdeki gülümseyen fotoğrafına çevirdiğimde, gözyaşları göz pınarlarımı yaktı.

Ağlamak istemiyordum.

Onun cansız bedenini kefene sararlarken izlemek istemiştim, ama sonra vazgeçtim.

Benden gittiğini ikinci kez görmek, benim boyumu aşıyordu. Hem de çok..

Arkamda annesi, babası, akrabaları, birkaç tane arkadaşı, annem, babam, akrabalarım, Mert, Yaprak,

Yanımda Nihal,

Kucağımda da Mavi vardı...

Nihal kızımı simsiyah giydirmişti. Siyah külotlu çorap, siyah salaş bir elbise, sarı saçlarını da topuz yapıp başına siyah bir fular örtmüştü.

İki gündür gülmüyordu.

Doğru dürüst yemek yemiyordu.

Hiç uyumuyordu.

Konuşmuyordu.

Ellerimin üstüne düşen yaşların, Maviye ait olduğunu çok sonra farkedebilmiştim.

Ona ağlama demek istedim.

Konuşamadım.

Zaten ağlama demekle olmuyordu.

Maalesef..

Nihal de ağlıyordu. Benden, Maviden, annesinden, herkesten çok ağlıyordu.

Ama, gözyaşları akmıyordu.

Onun ruhunun ağladığını bilecek kadar tanıyordum onu.

Tekrar mezara doğru çekildi gözlerim. Sevdiğim kadının mezarına bakarken, onun o narin ve sarılmayı çok sevdiğim bedeninin bu toprağın altında olduğunu bilmek, beni parçalıyordu.

KALP KAPILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin