Zifiri Aydınlık

106 53 100
                                    

Herkese merhaba!

Bölümü nihayet yazabildim..

İyi okumalar! 💉

Hayal'den...

Kaç dakika orada dehşetle bakıştık bilemiyorum..

Beyza karışımızda demir çubuğu büyük bir sakinlikle çeviriyordu. Gülümsüyordu. Ablamla ikimiz birbirimize sarılmış öylece duruyorduk.

Barışmış mıydık?

Beyza demir çubuğu çevirmeye devam edince bu güzel düşünceyi erteledim. Sakinleşmeye çalışırken, ayağımın yanındaki taş gözüme takıldı.

Gözlerim tekrar kurdu bulduğunda ağzından akan birkaç damla kanı gördüm. Bir insan daha ne kadar dehşete düşebilirdi acaba!?

Nefes alış verileşlerim hızlanırken Beyza çubuğu bıraktı ve bize doğru birkaç adım attı.

"Ne işiniz var burada? Kaçıyor muydunuz?"

İkimiz de tek kelime etmedik. Anlamıştı zaten anlayacağını.

"Düşün önüme. Sizin zekanız ailece geri galiba. Anlamıyor musunuz? Buradan çıkamazsınız."

Ben bize kurda yaptıklarını yapar diye düşünürken, sakin kalması, tavırları beni iyice işkillendirmişti.

O an, bize çok kötü şeyler yapacağından daha çok emin oldum...

Ama hayır. Buraya kadar gelmişken vazgeçemezdim. Ne o deliyle evlenmeye, ne de bu insanların ablamı göz göre göre kullanmasına razı olacaktım..

Beyza ablamın kolundan tutup arkasını dönünce aklıma bir şey gelmişti.

Ve aklıma gelen şeyle bir an bile düşünmedim. Ayağımın yanındaki taşı elime aldığım gibi Beyzanın boynuna  sertçe vurdum.

Beyza yere düştüğünde bayıldığını sanmıştım ama bayılmadığını fark ettim.

İçimdeki nefretin ortaya çıkmasıyla bir an kontrolümü kaybettim ve taşı ardı ardına bedenine indirmeye başladım.

"Sen! Senden nefret ediyorum! Nefret ediyorum! Hayatımı kararttın! Mahvettin hayatımı!"

Bütün sinirim ve nefretimle çığlık atarken onun hâlâ güldüğünü gördüm.

O an bütün ipler koptu...

"Herşey senin yüzünden! HERŞEY SENİN YÜZÜNDEN! Herşey senin yüzünden, herşey senin yüzünden!"

Durmadan bağırıp taşla bedenine vuruyordum. Aklım gitmiş gibiydi..

"Hayal! Dur artık yeter!"

Ablamın beni geriye doğru ittirmesiyle
dağılan parçalarım tekrar bir araya geldi.

Gözlerim bulanık ağaçlardan Beyzaya değdi. Yerde kıpırtısız yatıyordu.

Ölmüş müydü yoksa..

Ben, ben ne yapmıştım..?

Kana bulanmış taş elimden düştüğünde yere çöktüm.

Gözyaşlarım gözlerimden birden boşaldığında ablam bana sarıldı.

Titredim.

Üşüdüm.

Ama içim bir anlığına ısınmıştı,

ta ki o silah sesini duyana kadar...

Ablam çığlık atarak yanıma çöktüğünde elindeki silahı bize doğrultmuş olan Bülenti görmem bir oldu.

KALP KAPILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin