Merhaba herkese!!Uzun bir aradan sonra karşınızdayımm!
İyi okumalar!
Hayal'den...
Televizyonun karşısına geçmiş, bulduğum bir filmi izliyordum. Ama aklım hep o gazete kağıdındaydı.
O fotoğrafı düşündükçe sinirlerim tepeme çıkıyordu.
Ama o boşanma dilekçesini gönderdiğime pişman değildim. Beni aldatmıştı, bu iş bitmişti.
Sehpada ayaklarımın yanında duran kaseye uzanıp içindeki cipsleri ağzıma attım.
Üzerimde pembe pijamalarla, elimde abur cuburlarla, ayağımda pofuduk ev terlikleriyle ve başımdaki pembe bandana ile tam depresyona girmiş kadın tiplemesiydim.
Ama depresyonda değildim.
Sadece hayatımı birkaç gün askıya asmış, kendime zaman ayırıyordum.
Herkesin zaman zaman buna ihtiyacı vardır..
Yatak odasını tertemiz yapmıştım. Heryeri silip süpürüp temizleyip yenilemiştim. Ondan kalan herşeyi atmıştım.
Bunları yapınca yarım kalan huzurum tamamlanmış olmuştu.
Bir gündür tünediğim koltuktan kalkıp mutfağa su almaya gittim. Buz dolabından sürahiyi aldım ve bardağa su doldurdum.
Bardağı elime alıp ağzıma götüreceğim sırada midemden aniden boğazıma tırmanan acı tat bardağı elimden düşürmeme sebep oldu.
Bardak yere düşüp kırıldığında elimi ağzıma götürdüm ve banyoya koştum.
Banyodan çıktığımda daha iyiydim. Ama midem hâlâ bulanıyordu. Yediklerim yüzünden olmuştu herhalde.
Normaldi çünkü ben iki gündür abur cubur dışında doğru dürüst birşey yemiyordum.
Koltuğuma geri döndüm. Oturup başka bir film açtığım sırada zil çaldı. Yiğitin geldiğini düşünüp gözlerimi devirdim.
Ama kapıyı açtığımda karşımda ablamı görmeyi hiç beklemiyordum.
Siyah bir ceket giymiş ve başına benim aldığım bereyi takmış halde ifadesizce bakıyordu yüzüme.
Yaklaşık birkaç dakika süren bir şaşkınlık yaşadım. Sonra yüzümde bir gülüş yeşerdi.
"Abla, hoşgeldin."
Gözlerini gözlerime dikti. Yanakları kızarmıştı. Sanki çekiniyor gibiydi.
"İçeri gelmeyeceğim. Sana söylemem gereken birşey var. Çok önemli. "
Kaşlarımı çattım. Karşımda bildiğin utanarak konuşan bu kadın benim ablam mıydı?
"Tamam ama, içeri gel. Lütfen ablacığım. Yalnızım."
"Yiğit yok mu?"
"Hayır, boşanıyoruz biz."
Ablamın gözlerinde oluşan duygunun adı, dehşetti.
"Neden!?"
"Boşver. Ben boşveriyorum. Hadi gel içeri."
Bu sefer ikilemeden başını salladı ve ürkek adımlarla içeri girdi.
O fotoğrafı gördüğümden beri en mutlu olduğum an bu andı herhalde..
Salona girip benim çökerttiğim koltuğa oturunca biraz utandım. Heryer heryerdeydi.
"Kusura bakma abla. Şimdi toplarım burayı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KAPILARI
Teen Fiction"Her kalbin iki kapısı olduğunu okumuştum bir keresinde. Hiç olur mu öyle şey demiştim. Halbuki herşey, kalbimin kapılarının ona açıldığını anlamamla başlamıştı. Ama herşey, çok daha korkunç bitecekti, hissedebiliyorum..." H... •ÖZET• İstanbul'un...