Hepinize merhaba!Bugün yazdığım bölümü büyük ihtimal ilginç, tuhaf hatta saçma bulacaksınız çünkü canlı ders arasında yazdım.
Beğenmezseniz de olsun, okumanız yeter... ♡
İyi okumalar! ;)
Nihal'den...
İki gün geçmişti. İki koca gün... Ama benim suçluluk duygum iki günde iki gram azalmamıştı. Pişmandım.
Ama...
İçimdeki intikam hissinin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum..
Çünkü benim intikam alma isteğim hâlâ içimde kaya gibi duruyordu. Onlar belki de boşanmıştı, ben hâlâ onlara zarar vermek istiyordum.
Yapmamaya çalışıyordum.
Yapacağımı yapmıştım zaten.
İki gündür ruh gibi dolanıp duyuyordum. Konuşmuyordum. İyi değildim. Beyzanın yapmadığı şey kalmamıştı. Ama nankör bir kedi gibi hâlâ huysuzlanıyordum.
Bu sabah beni rahatlatmak için deniz kenarında hep geldiğimiz kafeye gitmeyi telif etti.
Daha fazla suçlu hissetmemek ve onu kırmak istemediğim için mecburen kabul etmiştim.
O yanımda tatlısını yerken ben önünde duran tatlıyla bakışıyor, yiyemiyordum.
Tatlısını birkaç dakika içinde bitirdiğinde eline bir peçeye alıp bana döndü.
"Nihalciğim yememişsin. Bak iki gündür neredeyse hiçbir şey yemedin. Korkuyorum. Bir şeyler ye artık."
"Yiyemiyorum Beyza, lokmalar büyüyor. Sana afiyet olsun."
"O zaman kalkalım. Sen yemiyorsan bende yemem."
"Sen ye lütfen. Bana aldırma. Benim aklımda yine aynı şey var."
Üfledi.
"Canım lütfen kapat artık şu konuyu. Üç gündür kendini paralayıp duruyorsun, ben üzülüyorum. Yapma artık..."
Sıkıldığını ve üzüldüğünü görebiliyordum. Uzanıp elini tuttum ve gülümsedim.
"Tamam."
"Bu kaçıncı tamam deyişin?"
Gözlerimi kaçırdım.
"Bak bu konuyu bugün kapattın kapattın. Kapatmadın bir daha konuşmam seninle. Değmeyecek insanlar için kendini üzüp duruyorsun. Hastalığının ilerlemesinden, sana birşey olmasından çok korkuyorum. Beni hiç mi düşünmüyorsun sen?"
Söyledikleri galiba doğruydu.
Yarım gülümsedim ve başımı salladım. Tamam, hâlâ bu konuyu kolay kolay kapatabileceğimi sanmıyordum ama Beyzayı üzmeyi bırakacaktım.
Yiğit'ten...
Otel odasındaki yatakta oturuyordum. İki gündür yaptığım tek şey bu sayılırdı.
Birde, elime dün ulaşan boşanma dilekçesine bakmak...
Aklımda hep aynı isim, Hayal..
Hayali çok özlüyordum. Çok, seviyorum...
Ama yanımda yok.
"HAYAL, YANIMDA YOK!"
Büyük bir hırsla yataktan kalktığımda yatağın üzerinde Hayalin bana verdiği o kanlı lânet gazete vardı.
O fotoğrafı gördükçe kan beynime sıçrıyordu.
Yapmadığım bir suçun cezasını neden ben çekiyorum?
Bu haberi yapanı bulduğum anda öldürebilecek kadar sinirliydim. Şu hayatta sevdiğim tek kadın, bir yalan yüzünden benden boşanmak üzereydi ve ben de, hiçbir şey yapamadığım için çıldırmak üzereydim.
Kim yaptırmıştı Allah aşkına bu sıçtığımın haberini?
NİHAL!
Beynimde birden çakan şimşek, heryeri aydınlattı.
Daha önce nasıl düşünememiştim!
Ama, Nihal Amerikadaydı.
Bunu hatırlayınca omuzlarım düştü. Nihal değilse kimdi?
Yoksa..
Olabilir mi..?
Sizin için canım okurlarım... ️⬇️
*Beyza'dan....*
Nihali elinden tutup evime doğru çekişitirirken delirmek üzereydim.
Bıkmıştım bu kızdan..
Ama biraz daha katlanmam gerekiyordu.
Az kalmıştı...
Ama ne var ki bazen dayanamayacak gibi oluyordum. Bu kıza ailesi yirmi yıl boyunca nasıl katlanmıştı?
İşime yaramasa bir dakika durmazdım bu kızın yanında. Ama işin sonunda işler sadece benim için iyi olacaktı.
Bu iş benim için artık intikamı geçmiş daha bambaşka bir duyguya dönüşmüştü. Kendime hakim olamıyordum. Umursamayı bırakalı uzun zaman olmuştu.
Aslında, kendime yediremesem de Nihal ile birçok ortak yönünüz vardı. Nihal bana güvenerek içini açmıştı. Ama ben güven duygusundan uzun zamandır yoksundum.
Peki, umurumda mıydı sizce?
Tabii ki hayır..
Kimseye güvenmediğim gibi, zamanında güvendiğim insanların bana sapladığı bıçakların intikamını da bana güvenen insanlardan alacaktım.
Bana kaç bıçak saplandıysa, ben yüz katını saplayacaktım.
Kime?
Nihale.
Ama, Nihalciğimin şu anlık gerçek duygularımı bilmemesi lazım.
Söylemezsiniz değil mi?
Bölüm sonu...
Votelerinizi bekliyorumm. ⭐⭐⭐⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KAPILARI
Teen Fiction"Her kalbin iki kapısı olduğunu okumuştum bir keresinde. Hiç olur mu öyle şey demiştim. Halbuki herşey, kalbimin kapılarının ona açıldığını anlamamla başlamıştı. Ama herşey, çok daha korkunç bitecekti, hissedebiliyorum..." H... •ÖZET• İstanbul'un...