Acının İlmekleri

93 48 126
                                    


Herkese merhaba!

Hepinizi çok özledim..

İyi okumalar!

Yiğit elinde telefon ile öylece kalakalmıştı. Şu ana kadar yaşadığı belki de en büyük şok olmuştu bu mesaj.

Ama karşısındaki kapının açılması ile birlikte geçirdiği şoku yok saymayı başardı ve karısıyla kızının yanına gitti.

Bu mesajın kimden geldiğiyle ilgili en ufak bir şüphesi yoktu.

Bir de bu işi tek başına halledeceğinden en ufak bir şüphesi yoktu. Asla bu işe ailesini bulaştırmayacaktı.

Bu onunla Beyza arasındaydı..

En azından o öyle sanıyordu...

O bu kararları verirken, aynı dakikalarda şehrin başka bir ucunda, Beyza bir yabancı ile konuşuyordu.

Muhteşem bir intikam planı hazırlamıştı ve konuştuğu bu yabancı, ona bu planda yardım etmeye söz vermişti.

Eğer ailesi ölmemiş olsaydı, onları da kendi elleriyle öldürmek isterdi Beyza. Ama sorun değildi. Daha öldürmesi gereken üç kişi vardı.

Hayal, Nihal ve Yiğit...

Konuştuğu yabancı el bileklerindeki yara izlerini merak edince, Beyza da onun için bir yaradan çok daha fazla şey ifade eden o kesiklerin nedenini hatırladı.

Sanki unutabilirmiş gibi..

Abisinin Beyzayı o cehennemden kurtardığı gece, abisi gelmeden önce camlardan birini kırmış ve kırdığı camın parçalarıyla da bileklerini kesmişti Beyza.

Nedeni ise, intikam almayı asla unutmamaktı.

Neredeyse artık görünmeyen o yaraların yüz kat fazlasını ruhunun elbisesinde taşıyordu hâlâ.. İstediği de buydu. Hiç unutmamak..

Ölse de unutmamak...

O gece hayatının anlamını bulduğu geceydi. Ve bu yaralar da, o gecenin lanetinin imzasıydı. Bir an bile pişman olmamıştı.

Ama, Yiğit ile tanıştıktan, aşkı tattıktan sonra biraz umutlanmıştı hayata karşı. Küçük, küçücük bir umut doğmuştu yaralı ruhuna.

O umut kadar küçük olmuştu o aydınlık geçen geceleri..

Yiğit de gittikten sonra o yaraları açtığına tekrar sevinmişti. Bedeninde imza taşımak, ruhunda taşımaktan çok daha kolaydı onun için..

Halbuki ikisini birden taşımak, imkansıza yakın bir şeydi...

Yiğit ondan gittikten sonra hayatına iki intikam sebebi daha girmişti Beyzanın. Nihal ve Hayal. Ondan hem abisini, hem de Yiğiti almışlardı.

Beyzanın, hayatta daha önemli bir şey olmamıştı artık. Canından bile daha önemliydi onun için intikam almak.

'Ne pahasına olursa olsun,' diye düşündü. 'intikamımı almadan ölmeyeceğim. Ben bu kadar acıyı bu Dünyadan öylesine gelip geçmek için çekmedim. Onların hayatından da öyle gelip geçen bir rüzgar olamayacağım. Ben ne yaşadıysam onlara bin beterini yaşatacağım. Çünkü bir insanı seversen, çok seversen, hatta aşık olursan, hançer yemek kaçınılmazdır. Ve ben, hançer yediğimle kalmayacağım... En sevdiğinden hançer yemek nasıl bir şeydir, onlar da öğrenecek... '

KALP KAPILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin